Forumbulteni.Com     forum  

Geri Git   Forumbulteni.Com > > >
Yardım Topluluk Ajanda Bugünki Mesajlar Ara

Cevapla
 
Seçenekler Stil
  #1  
Alt 14.Ocak.2019, 03:32
BuraK BuraK isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Moderator
 
Üyelik tarihi: 14.Ocak.2019
Mesajlar: 660
Standart Türk Devletlerinde Korsanlık

Korsanlık Düşman devlete veya onun tebaasına ait malları ele geçiren gemilerin hareketine verilen ad. Korsanlık eskiden savaş kurallarına müsait sayılan bir metottu. Ele geçirilen korsan gemisinin kaptan ve tayfasına savaş esiri gibi davranılırdı. Atlas Okyanusunda kısa süren korsanlık özellikle Akdeniz’de uzun yıllar devam etti. Bir yağma ve tutsak toplama faaliyeti olarak zamanla çok aşırı boyutlara ulaştı ve devletler korsan gemiler için nizamlar koymak zorunda kaldı. Osmanlılar bu sebeplerden “korsan” denen deniz akıncılarına önem verdi. Korsanlıktan yetişmemiş bir denizci gerçek denizci sayılmazdı. Osmanlı deniz korsanları bahriyenin en imtiyazlı fedai sınıfıydı. En tehlikeli vazifeleri yüklenir ve bunu hayatı pahasına başarırdı. Devletin barış hâlinde bulunmadığı devletlerin gemilerini açık denize bırakmaz zapteder veya korkuturdu. Osmanlı Devletinin devamlı savaş hâlinde bulunduğu İspanya ve İtalya sahillerine kadar giderek düşmanın maneviyatını alt-üst fiyat ekonomik gücünü kırar limanlar arasındaki irtibatı keser ve ticaret yapmalarına ruhsat vermezlerdi. Osmanlı Devleti 14. yüzyıl sonlarından başlayarak Akdeniz’de dağınık haldeki Türk deniz korsanlarını düzenledi ve gelişmesine yardımcı oldu. Akdeniz’deki Türk korsanları ile Osmanlı Devleti arasında ilk irtibatı sağlayan Sultan İkinci Bayezid Han'ın üçüncü oğlu ve Yavuz Sultan Selim Han'ın ağabeyi Şehzade Korkut’tur. Bu iş için çok çalışmış ve Oruç Reis'i korsanlığa sevk etmiştir. Bu korsanlardan ilk olarak devlet hizmetine giren Kemal Reis olmuştur. Ondan sonra Türk korsanlarının pîri Oruç Reis sonra kardeşi Hızır Reis (Barbaros Hayreddin Paşa) onun İstanbul’a çağrılması üzerine de Turgut Reis korsan ocağının başına geçmiştir. Turgut Reis Tunus’ta Mehdiyye Cerbe sonra Trablusgarb ve Cezayir Beylerbeyliği'nin birçok limanını belli başlı korsan üsleri hâline getirmiştir. 1513 yılı yazında Oruç Reis'in Kuzey Afrika’ya Mağrib’e ayak basması Türk denizcilik tarihinin dönüm noktasıdır. Oruç Reis bu kıyıları İspanyollardan temizleyip yerli halkın sevgi ve îtimâdını kazandı. Batı Akdeniz’de hâkimiyet Oruç Reis'in eline geçti. Bu suları çok iyi bilen Kemal Reisin yeğeni Pîrî Reis Oruç Reis'in maiyetinde idi. Cezayir-Türk korsanları 16. asırda zamanının en iyi denizcileri idi. İstisnâsız Akdeniz’in her yerinde etkinlik gösterdiler. Bu asırda Türk deniz akıncılarının olmadığı hiçbir Akdeniz limanı gösterilemezdi. Sardunya Sicilya Korsika Malta Türklerin her yıl çıkartma yaptıkları adalardı. Hattâ Korsika’yı tamamen Turgut Reis fethetmişti. Tunus Beylerbeyliği'ne ait korsan filoları da Malta şövalyelerine rağmen İtalya ve Sicilya’ya korku verdiler. On yedinci asrın başlarında Büyük (Koca) Murat Reis'in Batı Akdeniz ve Atlantik seferleri çok meşhurdur. Derya sancakbeyi rütbesi verilen Murat Reis'in kahramanlık ve gazâlarını dinleyerek hayran olan Sultan Birinci Ahmed Han kendisini bizzat görmek istemiş huzûr-ı hümâyûnda hiç bir vezirin nâil olmadığı iltifatlar göstererek onu Mora Sancakbeyi yapmıştır. 1609’da vefat edip Rodos’ta yaptırdığı caminin yanındaki türbesine defnedilen Murat Reis'i selamlamak türbe önünden geçen Türk savaş gemileri için yasa oldu. Yine Rodos’ta medfun bulunan Memiş Paşaoğulları 16 ve 17. asrın büyük amiral ve korsanlar yetiştirmiş bir denizci ailesiydi. Denizciliğe Oruç Reis'le başlayan Kurdoğulları çok meşhurdur. Endonezya’ya giden Hızır Reis Kurdoğullarından idi. Türk korsanları İrlanda gibi Büyük Britanya adasına da pek çok seferler yaptılar. Devamlı şekilde 30 gemilik bir Türk filosu bu sularda geziniyordu. 1625 yılında Türkler Bristol Kanalı'nın açığında Lundy Adasını aldılar Bristol liman ağzına yargıç oldular. İngiltere yıllarca Türkleri bu Lundy ve Scillya adalarından atamadı. 1631’de Türkler İngiliz limanlarını yıllık vergiye bağladılar. Murat Reis'in 20 Haziran 1627’deki İzlanda Seferi meşhurdur. Adada 26 gün kalmış ikinci İzlanda Seferine de Ali Reis kumanda etmiştir. Korsanlık akıncılık gibi bir teşkilât olup Cezâyir Beylerbeyi'nin Rotterdam Amsterdam Ceneviz Livorno ve emsali büyük Avrupa limanlarında saklı ajanları vardı. Bunlar o limanlara bağlı gemilerin giriş-çıkış ve rotalarını Cezâyir’e bildirirlerdi. On sekizinci asırda da Türk deniz akıncıları eski hüviyetlerini korumakla beraber İngiltere ve Fransa da büyük denizci devletler arasına girdiler. 1783 yılında Amerika Birleşik Devletleri denizlerde bayrak gezdirmeye başladı. 25 Temmuz 1785’te Atlantik’te Cadiz açıklarında bu yeni bayrağı taşıyan ilk gemi Cezayir korsanları tarafından zaptedildi. Bu gemi Boston limanına bağlı kaptan İsaak Stevens’in idaresindeki Mora gemisi idi. Az sonra Philadelphia limanına bağlı Kaptan D. Brienin’in Dauphin’i aynı akıbete uğradı ve Cezayir’e getirildi. 1793 Ekim ve Kasım aylarında 11 Birleşik Amerika gemisi daha Türk filosu tarafından zaptedildi. Kongre 27 Mart 1794 celsesinde Türk korsanlarına karşı koyacak güçte savaş gemileri îmâl edilmesi veya satın alınması için başkan George Washington’a 688.000 dolar harcama yetkisi verdi. Böylece Birleşik Amerika donanmasının temeli atıldı. Az vakit sonra Birleşik Amerika Cezayir donanması ile başa çıkamayacağını anladı ve Cezayir’le anlaşma yoluna gitti. 5 Eylül 1795 (21 Safer 1210) tarihindeki muâhede (antlaşma) ile Birleşik Amerika Cezayir’deki esirlerinin iadesi ve gerek Atlantik’te ve gerek Akdeniz’de Birleşik Devletlerin sancağını taşıyan hiçbir tekneye dokunulmaması karşılığında 642.000 altın dolar ve yılda 12.000 Osmanlı altını haraç ödeyecekti. Türkçe ve 22 madde olan muâhedeye George Washington ve Beylerbeyi Hasan Dayı imza koydular. Böylece Birleşik Amerika da yıllık vergiye bağlanmış oldu. Derya ve akıncı beylerinin çok mühim bir vasıfları da ellerinin son radde açık olması ve ünlü zenginlerin yapamadıkları cömertliği yapabilmeleri fakir babası olmalarıydı. Bütün bir bölgenin fakirleri bir tek derya ve akıncı beyinin sayesinde geçinip giderlerdi. Beylerin konakları misafirhane olup herkese açıktı. Misafir derecesine göre ikram görürdü. Misafiri çevirmek olmazdı. Geri çevirmek düşmana silâh teslim etmek derecesinde olup büyük ********lik sayılırdı. On yedinci yüzyılda deniz korsanlarının faaliyetleri iyice artarak deniz yolculuğu tehlikeli bir hal aldı. Avrupalı korsanlar kendi milletlerinin gemilerine bile çekinmeden saldırmaya başladılar. Avrupa kral ve prensleri yapılan yağmalardan istifade için korsanlara art çıkmaya başladılar. On sekizinci asrın sonuna doğru korsanlığın korkunç boyutlara ulaşması üzerine devletler bunlardan kurtulma çarelerini araştırmaya başladılar. 1785 yılında Amerika ile Prusya arasında yapılan antlaşmaya göre aralarında olacak muharebelerde karşılıklı korsanlık müsaadesi vermemeleri ve tüccar gemilerinin serbestçe dolaşmaları esası kabul edildi. Bu konuda devletlerarası çalışmalar kati bir sonuç vermedi. Ancak Kırım Harbi (1853-1856) sırasında muharip devletler muharip korsan gemisi çıkarmamaya karar verdiler. Bu vaziyet diğer devletlere de bildirildi. Kırım Harbi sonunda Paris’te yapılan kongrede korsanlığın tamamen kaldırılması kararı alındı. Daha sonra 14 Eylül 1937’de Lyon’da Türkiye Mısır Fransa İngiltere Yunanistan Romanya Yugoslavya ve Sovyetler Birliği antlaşma imzalayarak korsanlığa karşı önlem alınmasını kararlaştırdılar. Antlaşmada uçakla da korsanlık yapılabileceği belirtilip önlem alınması kabul edildi. Günümüzde korsanlık daha çok hava korsanlığı şeklinde devâm etmektedir.
Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Etiketler
devletlerinde, korsanlık, türk


Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB kodu Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Forum Jump


Tüm Zamanlar GMT Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 19:53.


mersin escort alanya eskort