Zeusun Baştanrı Olması

[CeyLaN]

Yeryüzünün kat kat üstünde, bulutlar denizinin en yüksek tepesinde, insani şaşırtan güzellikteki şelalelerin olduğu, yeşil göllerin bulunduğu bahçelerin içinde iri saray ve köşklerde otururdu Olympos tanrıları. Bu eşsiz bahçelere rüzgar ulaşamaz, fırtına koptuğu hiç görülmezdi. Ölümsüz tanrılar ise baldan dokuz kat daha tatlı ambrossialarını yiyip eşsiz lezzetteki üzümlerden yapılmış şaraplarını içiyorlardı. Fakat işte zamanın birinde Uranüs ve Gaianın birleşmesiyle meydana gelmiş titanların -çocuklarını yiyen babasını öldürerek- başı olan Kronos'un çocuklarından biri tarafından tahtan indirileceği korkusundan babası Uranüs gibi çocukları Hestia, Demeter, Hera, Poseidon ve Hades'i yuttu. bu olaylara çok üzülen Rheia saklayarak daha sonra tanrılar tanrısı olacak olan Zeus'u kronostan kurtarabildi ve onu Girit adasına sakladı. Girit'te onu Amaltheia adındaki keçi sütüyle besleyerek büyüttü. Yetişkin bir delikanlı olan Zeus artık babasına karşı gelip kardeşlerini kurtarması gerektiğini düşünüyordu. Fakat taht için savaşan bu iki tanrı da oldukça güçlüydü ve bir türlü savaşı kazanan yan belli olmuyordu. Bu durumda Rheia Zeus' akıl verip Hekatonkheirları ve Kyklopsları Kronos'un üzerine salmasını söyledi. Savaşa Zeus'un tarafında karışan Kyklopslar bir taraftan şimşeklerini gönderirken, iğer taraftan yüz kollu devler olarak bilinen Hekatonkheirlar ellerine geçen taş ve kayaları hiç durmadan titan soyunun üstüne yığıyordu. Ortalık toz ve ışık hüzmeleriyle dolmaya başlamıştı. Yerler erimeye başlamış, dağlar parçalanmıştı ve Titan soyu Kronos ile beraber yenilmişlerdi. Yüce tanrılar tanrısı Zeus titanları yenerek onları Tartaros'a kapatmış Hekatonkheirları ve Kyklopsları onlara bekçilik etmekle görevlendirilmişti. Bu savaşın ve galibiyetin sonunda Zeus kardeşleriyle beraber Olympos'ta yine huzur ve eğlencenin yargıç olduğu bir ortam yaratıp hayatlarına devam etmişlerdi. Ta ki titan İapetos oğlularından Prometheus intikam almaya kalkışıncaya kadar...