Cuma Selamlığı
Cuma Selamlığı Osmanlı sultanlarının Cuma namazına gidişleri ve dönüşleri sırasında yapılan merasim. İslâm devletlerinde Cuma namazının ictimaî ehemmiyeti pek büyüktü. Osmanlı padişahları kendilerinden önceki İslâm hükümdarları gibi at üstünde ve bir merasimle büyük camilerden birine giderek Cuma namazlarını kılarlardı. Bilhassa halifeliğin Osmanlılar'a geçmesiyle Yavuz Sultan Selim Han'dan itibaren Osmanlı sultanları aynı zamanda İslâm halifesi de oldukları için bu hususa daha çok önem vermişlerdir. Cuma namazının kılındığı ve hutbenin verildiği camilerin bütün Müslümanlara açık olması hükümdarın halkla temasının sağlanarak derdini ve dileğini ona açıklamasını sağlıyordu. Padişahlar Sultan İkinci Abdülhamid Han'a kadar camilere ata binerek giderlerdi. Rahatsızlığından dolayı Sultan Abdülhamid Hanın saltanat arabasıyla Cumaya gitmesinden sonra atla gidilmez oldu. Cuma selâmlığı merasiminde askerî mülkî ve ilmiye sınıfından pekçok kimse bulunur her sınıf askerden meydana gelen birlikler namazdan sonra padişahın önünde resmi geçitte bulunurlardı. Askerini seven yüzyıllar boyu serhat boylarından zafer haberleri bekleyen ve atalarını yâd eden kamu da bu merasimleri büyük alaka ile takip ederdi. O gün sokaklar bayram günleri gibi dolup taşardı. Selamlıklara bütün şehzadeler bazı yâverler tüfekçiler ve hünkâr çavuşları katılırdı. Selamlığın hangi camide yapılacağı bilinmediği için kamu Sultan Abdülhamid Han zamanında Yıldız Sarayı’nda toplanır orada iradeyi bekler padişah çıkınca onunla beraber devinim ederdi. Bu esnada alkışçı tabir olunanlar şöyle söylerlerdi: “Uğurun hayır ola yaşın uzun ola yolun açık ola. Saltanatına mağrur olma padişahım senden büyük Allah var.” Son devirde otuz üç yıl padişahlık yapan Sultan Abdülhamid Hanın selamlıkları hiç aksatmadığını camide dert ve sıkıntısı olanların arzuhallerini alıp gerekeni yaptırdığını tarihî kaynaklar belirtmektedir. Sultan Abdülhamid Han namaz kılıp kılmamak hakkında kimseye mecburiyet koymadığı gibi baskıda da bulunmazdı. Yalnız veliahtların namaz kılmalarını ister kılmayanları da uyarı ederdi. Selâmlık resmini seyir için gelen kamu uzaklarda dururdu. Padişahı çok uzaktan da olsa görmeyi istek eden kamu büyük bir kalabalık teşkil ederdi. Ecnebilere ise; bunlardan sefirler için Mâbeyn dairesinin önünde set üzerinde kapalı bir yer tahsis olunurdu. Sefirlere burada sigara kahve vs. ikram edilirdi. Padişahlar selamlık merasimi için her hafta bir büyük camiye giderlerdi. Böylece halkın değişik camilerde sultanı görüp dert ve şikâyetlerini anlatabilmeleri mümkün olurdu. Cuma selamlığından sonra Balmumcu çiftliğine Ihlamur ve Zincirlikuyu köşklerine arasıra saltanat kayığı ile Beylerbeyi’ne geziler yapılırdı.
|