![]() |
![]() |
#1
|
|||
|
|||
![]()
Tom Hanks, Da Vinci Şifresi filminden sonra ikinci kez maceraperest bilimci Langdon'u canlandırıyor. Melekler ve Şeytanlar, Cenevre'de yaratılan Big Bang (Büyük Patlama) benzeri bir deneyde din insanları ile ilim insanlarını karşı karşıya getirerek, Yaratılış ve Darwinizm meselesini yeniden tartışıyor. Tom Hanks, film ve rolü hakkındaki soruları cevapladı...
Langdon'u oynamanın en zor yanı neydi? - Kafasının nasıl çalıştığını anlamak; bir sonuçtan öbürüne hızla geçişine adapte olabilmek. O, kodlar, bilmeceler, oyunlar, yapbozlar hakkında ansiklopedik bilgisi olan bir sembol uzmanı. Tarih bilgisi sayesinde bunların her birini bağlamında değerlendirebiliyor. Film, kitaba sadık mı? - Kitap yazıldığında henüz internet yoktu. Dan, kitabı yazdığında yeni bir Papa seçilmesi dünyada büyük bir havadis, bilgi, salık değildi, şimdi bu bir kitle medyasının konusu. Konuda sizi çeken ne oldu? - Tartışmanın duruluğu; Big Bang Yaratılış'a karşı. Her iki yaklaşım da bugünkü varlığımızı sorgulamıyor ama ruhani yanımıza sesleniyor. İnanç ve ilim karşıtlığı oldukça cazip bir konu. Hikâyenin, günümüzün çağdaş paranoyası terörizm ve perde arkasında bilmediğimiz çok şeyler olduğu üzerine kurulu olduğunu söyleyebilir miyiz? - Herkes terörizmin sonuçlarıyla yüzleşiyor, komplo teorilerine gelince, dünyada olan her şey için en az bir komplo teorisi olduğunu söyleyebiliriz. İkisi genellikle bir arada bulunuyor. Ayelet Zurer çekimlerden önce Vatikan'a turist olarak gittiğini söyledi... Siz de gittiniz mi? - Roma'ya pek çok kez gittim, doğal Vatikan'a da. İlk seferinde balayındaydım ve Vatikan'a girebilmek için yanımda pantalon taşımak zorunda kaldım, çünkü Roma'yı şortla geziyordum. Şotla Vatikan'a almıyorlar biliyorsunuz. Illuminati'yi araştırdınız mı? Örgüt hakkında ne düşünüyorsunuz? - Illuminati dönemi hakkında araştırma yaptım. Birçok kitabın yanı sıra William Manchester'ın A World Lit Only By Fire'ını da yeniden okudum. Tarihe meraklıyım. Okuduğum malzemede Melekler ve Şeytanlar'daki komplo teorileri yoktu ama cinayetlere ışık tutuyordu. Da Vinci Şifresi'nin gizem, Melekler ve Şeytanlar'ın ise serüven filmi olduğu görüşüne katılıyor musunuz? - Da Vinci Şifresi, tarihte bir hazine avı gibiydi, Melekler ve Şeytanlar ise çağdaş Roma'da bir at yarışına benziyor. Dan Brown sık sık sete geldi Langdon'u daha önce de oynadınız. Bir karakteri ikinci kez canlandırmak daha mı zor? - Hiçbir rol basit değildir. İster birinci ister 21. kez olsun. Her fikrin gerçeklikle bağlantısını kurmanız, her hali taze yaratmanız gerekir. Tanışıklık işe yarayabilir ama tekrar de Langdon, Melekler ve Şeytanlar'a en baştan başlıyor sayılır. Film ve kitap çok popüler bir meseleyle Yaratılış ve Darwinizm ile uğraşıyor. Bu filmi de tartışmaya yeni bir ebat getirecek bir şey olarak mı yoksa sadece eğlence olarak mı değerlendirmeliyiz? - Bu tartışma çok uzun zamandır sürüyor ve kişisel yaklaşımızın ötesine geçmiş durumda. Hiçbir film bu tartışmayı iki yaklaşım açısından da ileri götürmez. Dan Brown sete hiç geldi mi? Sizin çekimden önce veya çekim sırasında onunla bir bağlantınız oldu mu? - Da Vinci Şifresi'ni çekerken Dan neredeyse hep setteydi, çünkü sorulacak çok soru, kitaptan sinemaya aktarılacak çok çok özel sembol vardı. Bu filmin çekimleri sırasında Roma'daydı ve tekrar sık sık sete geldi. Yönetmen Ron Howard'la daha önce de birçok kez çalıştınız. Apollo 13 ve Splash'ten bu yana ilşkiniz farklılaştı mı? - Ron bana Splash çekimleri sırasında nasıl davrandıysa hâlâ öyle davranıyor. Sete hazır olarak gelmemi ve öneri getirmemi istiyor. Tarihle çok ilgili olduğunuzu söylediniz ve Roma da bu açıdan bir hazine. Boş zamanınızda gezme fırsatınız oldu mu? - Şehri gezmekten daha iyisini yaptım, şehri yaşadım. Orada yaklaşık bir ay yaşayıp tarihi katmanlarla çevrili kartpostal görüntülerinin ortasında çalıştık. Eski Roma, Kutsal Roma İmparatorluğu ve II. Dünya Savaşı'nın ortasında kaldık diyebilirim. Çekimler sırasında Panteon Kilisesi'nde bir gelinin duvağını taşıyıp ona mihraba kadar eşlik ettiğiniz yazıldı. Nasıl oldu? - Panteon'un evlilik törenlerine açık olduğunu bilmiyordum, ama öyleymiş. İki sahne çekmek zorundaydık ve sadece tek bir günümüz vardı. Ama film çekiliyor diye de, o gelin ve babasının töreni iptal etmesini bekleyemezdik. Bindiği araba çekimler nedeniyle kilise kapısına kadar gelemiyordu; bu nedenle ben de ona kolumu sunarak eşlik ettim. Çekime katılan herkesin hatırlayacağı bir düğün oldu. Gelin çok güzel ve çok neşeliydi, damat çok şanslı. |