Şizofreni hastalarına anlayış!

[Doroti]

Şizofreni hastalarına anlayış! Denizli Devlet Hastanesi Psikiyatri Uzmanı Dr. Aysel Ozaner, şizofreni rahatsızlığının nedeninin tam olarak bilinmemekle beraber rahatsızlığın görülmesinde genetik faktörlerin büyük rol oynadığını söyledi. Dr. Aysel Ozaner, hastalığın kişinin kendisiyle beraber yakınlarının da hayatını kararttığını, kişinin gerçek hayatla bağını kısmen kimi de tamamen kopardığını belirtti. Şizofreni deyince ilk akla gelenin ‘paranoid’ yani şüphecilikle seyreden alt tip olduğunu anlatan Dr. Ozaner, şöyle konuştu: "Varsanı olarak adlandırılan aslında olmayan şeyleri görme, duyma, hissetme bu hastalığın en önemli belirtileridir. Sıklıkla tehdit eden, hakaret eden, menfi davranışlarda bulunmayı telkin eden sesler duyan hastaların yaşamı kelimenin tam anlamıyla kabusa döner. Çevresindeki insanların kendisine düşman olduğu kanısı yerleşir ve basit basit art döndürülemez." "İNTİHAR ORANI ÇOK YÜKSEK"Şizofreni hastalarının içinde bulunduğu durumu anlamanın diğer insanlar için de basit olmadığını kaydeden Dr. Ozaner, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bir dünya düşünün, herkes size karşı, herkes düşman, en yakınınız bile sizin kuyunuzu kazıyor, arkanızdan konuşuyor. Sürekli ne kadar kötü birisi olduğunuza dair sesler fısıldanıyor kulağınıza. Dönüp bakıyorsunuz, kimse yok. Kimi televizyonda spiker sizinle konuşuyor. Haberlerde işlemediğiniz suçlar için adınız geçiyor. Hiç kimse ama hiç kimse size inanmıyor. Üstelik de doktorlar, yakınlarınız size zehirleyecek ilaçlar vermeye çalışıyor. Tüm bunlar sizin gerçeğinizken kimseye anlatamıyorsunuz derdinizi. Bir süre sonra anlatmaktan vazgeçiyorsunuz. Nasıl olsa inanan, sizden başka gerçeği gören yok. Bu sözler şizofreni hastalarının yaşadığı cehennemi anlatabilmenin yanından bile geçmiyor. Zaten bu yüzden şizofreni de intihar oranları çok yüksektir. Çünkü başka çıkış yolu göremez hastalar." ‘ŞİZOFRENİ HASTALARINA ÖZEN GÖSTERİN’Şizofreni hastalarına özen gösterilmesi gerektiğini anlatan Dr. Aysel Ozaner, hasta yakınlarına büyük sorumluluklar düştüğünü belirterek sözlerini şöyle tamamladı: "Hasta yakınlarının bu güçlüklerden haberdar olması, hastalarına karşı anlayışlı olması gerekmektedir. Bir tansiyon hastası, bir şeker hastası için bile sürekli ilaç kullanımı bu kadar zorken, hasta olduğuna inanmayan birinden kendi ilaçlarını denetim etmesini, aksatmamasını beklemek çok gerçekçi olmaz. Bu sebeple depo iğne denilen 15 günde bir, ayda bir vurulan iğneler üretilmiştir. Bu sayede hastaların her gün ilaç kullanımları en aza indirilmekte ve ilaç kan düzeyinin iniş çıkışlı olması önlenmektedir. Bu sayede hastaların hayata katılımı en üst düzeye çıkarılmaktadır. Hastalarına özen göstermek, hasta yakınlarının üstüne düşen büyük bir sorumluluktur." Alıntı