Bunu Tolstoy da süleymanda söylemişti pelinde
Bunu Tolstoy da süleymanda söylemişti pelinde söylesin diye düşündüm ve türk gençliğine bu büyük felseffi düşünceyi hikayesel olarak armağan etmek istiyorum
avrupanın a kentinde b adlı bir şahis ormanda yürüyor yıl 1720 liler ormanda giderken azgın bir çakalın (kurt ,ayı,çiyan) peşine düşüyor adamcağız can havli ile öyle bi kaçiyorki kaçarken birdenbire bir cukurun içine doğru uçuyor tam uçarken bir dal odak gibi bir şeye tutunuyor. Bir soluk alıp yukarı bakıyor çakal (kurt ,ayı,çiyan) üst delikten kendisine hırlıyor salyaları üst den adamın yuzune doğru geliyor ve nefesini yuzunde hissediyor . Adamcagız aşşaığya bakıyor 2 göz goruyor aşşağıdaki ni tam anlamıyla görünce feleği şaşiyor tanım eilmeyecek şekilde korkunç bir hayvan. Bu şekilde iken artık uzun süre asılı kalmanın torgulugu can yakıyor yukarı cıksa kahredici ölüm aşşıya bıraksa kendini kahredici ölüm . O ara tutunduğu dala bakıyor 2 adet sıçan kara ve ak renkde tuttuğu dalı kemiriyorlar adam çaresizlikler içinde iyice kıvranıyor tam bu esnada tutunduğu dalın bir ucunda bir arı kovanı ve bal adete dişarı fırlamışş halis mulis (erzurum balı) bal başlıyor onu yalamaya ...
Yani sevgili kankilerim hayatımızda bundan ibaret başlangıcı ve sonu bilmediğimiz halde yada başlangıcında bitişinde dehşet verici oldugunu bilidğimiz halde gece ve gunduz sürekli altımızdan alıyor ama biz yinede o balı(dünya hayatını) yalamaya çalişiyoruz
Sevgilerimle Pelin ÇAĞAN
|