![]() |
![]() |
#1
|
|||
|
|||
![]()
Venüs''le Buluşma (Ahmet Altan)
Birçok dönemeçte kaderimize ''buradan sap'' diye bağırmak isterken ağzımızı bile açmadan, sesimizi çıkarmadan, geçip gitmişizdir. O dönemeçte karar verebilirsek nereye gidecektik hiç bilemeden ve bunu hep merak ederek başka bir menzile, başka bir geleceğe, başka bir hayata doğru sessizce yolumuza devam ederiz. Nedir bizi sessiz bırakan peki? Nedir isteğimize rağmen karar vermemizi engelleyen? Bazen düşünürüm de, kader bana garip huylu bir arabacı gibi gözükür, sanki sizi hangi şehre götüreceğini seyahatin başından belirlemiştir de, şehre vardıktan sonra bazı dönemeçlerde dönüp adresi size sorar. Hangi semtte, hangi sokakta, hangi evde yaşayacağınızı kendiniz belirlersiniz. O dönemeçlerde kararınız ya da kararsızlığınız çizer yolunu. Kararsız kalırsanız eğer, arabacı o dönemeci geçip devam fiyat yoluna. Acaba hayatımızın kaç dönemecinde kendimiz karar veririz ne yana sapacağımıza ve acep hayatımızın kaç dönemecinde kararsızlığımız yüzünden bir dönemeci kaçırırız. Ve, o dönemeçlerde kararımızı ya da kararsızlığımızı belirleyen nedir? Geleceğimizin rotasını kararlarımız mı yoksa kararsızlıklarımız mı çizer? Birçok dönemeçte kaderimize ''buradan sap'' diye bağırmak isterken ağzımızı bile açmadan, sesimizi çıkarmadan, geçip gitmişizdir. O dönemeçte karar verebilirsek nereye gidecektik hiç bilemeden ve bunu hep merak ederek başka bir menzile, başka bir geleceğe, başka bir hayata doğru sessizce yolumuza devam ederiz. Nedir bizi sessiz bırakan peki? Nedir isteğimize rağmen karar vermemizi engelleyen? İsteklerimizden daha güçlü nasıl bir his var içimizde? ....................... Peki, istikbal nasıl olur da ''an''ı böylesine önemsiz ve güçsüz kılabilir? Neden insan elindeki ''an''ı yaşamak yerine, geleceğiyle ilgili hesaplara takılıp kararsız ve sessiz kalır bir dönemeçte. Gelecek belirsiz ve karanlık olduğu için mi, aydınlık ve belirgin olan ''an''ı böylesine yenilgiye uğratır. Bilinmeyenden duyduğumuz korku, bilinenin aydınlığı içinde duran istekten güçlü midir? Belirsiz olan belirli olandan güçlü müdür hep? O yüzden mi, en önemli dönemeçlerde kimi böyle kararsız ve sessiz kalır da, çok sapmak istediğimiz yollara özlemle bakarak dümdüz devam ederiz? Hayatımızın en önemli vakit parçası, henüz gelmemiş olan ve ''gelecek'' denilen vakit parçası mıdır? Böyle zamanlarda kaderimizi belirleyen ''dün'' ya da ''bugün'' değil de ''yarın'' mıdır? Yarın, bu korkunç gücünü bilinmez olmasına mı borçludur? Geleceğin belirsiz karanlığına saklanan korku, bugünün apaçık isteğini sebep bir sessizliğe mahkum eder? .......... Hayatlarımızı kararlarımız mı kararsızlıklarımız mı belirler? ''An''ın isteklerini ''geleceğin'' endişelerine kurban edenler mi daha mesut yaşar yoksa geleceğin acılarını kabul edecek kadar güçlü bir şekilde ''an''ın isteğine sarılanlar mı? Kaç dönemeçten ''Venüs''le buluşamadan'' geçtik acaba? Ve acep kaçımız istikbal korkusu yüzünden geleceğimizi kaybettik? Bir kendinize mesele bakalım...Siz kaç dönemeç geçtiniz??? |