![]() |
![]() |
#1
|
|||
|
|||
![]()
Hiç kendiliğinden olan bir farkındalığın oldu mu?
Dinlediğin bir şarkının uyuz olduğun başka bir şarkıyla aynı notalardan oluştuğunu... En sevdiğin film ile en nefret ettiğin takımın aynı renklere sahip olduğunu... Hiç tanımadığın insanların kâşifi olduğu kelimelerle kendini tanıtıp tanımladığını... Ve kendinin bazen kendin bazen başka biri olduğunu... İki ile ikinin çarpımının kaç olduğunu? Farkettiysen muhakkak kendince bir karşılık vermişsindir bulduğun o şeye... Gülüp geçmiş olabilirsin, hayret etmiş olabilirsin, üzerinde düşünüp kafa yormuş olabilirsin... Bu yollardan çoktandır geçmiş olabilirsin... Sonucu bulmuş olabilirsin, bulamamış olabilirsin... Farkettiğin veya farkedilmişin içinde birşeyler farkedersin... Lâkin tek birşey yapmadığını sanıyorum. ilk cümleyi sorgulama ihtiyacı hissetmediğini! Yani birşeyin farkına vardıktan sonra, sebep bunun farkına vardığını. Sorguladın mı? "Hiç kendiliğinden olan bir farkındalığın oldu mu?" cümlesini yani. Doğdun anladık ta ilk fikrin neydi senin? Her farkındalık yaşadığında sebep "kendiliğinden bir farkındalık yaşadığını" Düşündün mü? Peki biri çıkıp sana Şu şarkıyı dinleyeceksin ve seveceksin! Şu filmi nefretle seyredeceksin, şu takımı ölesiye seveceksin! Şu sözcük sen demek, şu sözcük sevgilin ve sevdiğin şeyler demek! Şu zamanda ak olacaksın, şu zamanda kara olacaksın! Şu zamanda şunu farkedip, şunu farketmeyeceksin! Şu iki ile ikinin çarpımı var ya dörttür uleyn dört, sen de böyle bileceksin. Sana neyin neyi yaptırdığını hiç düşünüp araştırdın mı? Sırf bunun için baş yordun mu, sana hükmeden neyin nesi? Bu günlüğün konusu ve gidişatı neyi niye seviyor ve neyi niye yapıyorsunun kökeni değil! Bunların sebebini arıyorsan müsait insanları, kitapları veya doğayı okuman yeterli... Bunları sana mevzu, bahis gidişatını "farklı tahmin ettirmek" için yazdım! Ben sana ilk cümleyi sorguladın mı diye soruyorum, sen uçtun gittin birkaç cümlede. Ard arda gelen bu sorulardan hangisini düşündüğünü sorabilir miyim ayrıca? Hiçbirini der-miş-im, der-miş-sin, der-miş Der der, biraz sonra gösteririm ben sana mişleri Şu kişisel gelişim için piyasaya sunulan yöntemlere benzedi değil mi? Kimi aklından geçeni biliyor, bazen sorunun cevabının sorunun içinde olduğunu şak diye gösteriyor kimi sihirbaz gibi farkında olmadığın özelliklerini gün yüzüne çıkarıyor. Kimi nasıl ruhsuzlaşacağını... Hele bazıları tüm bunları aynı anda yapabilmeni öğretiyor! Vay be... Lâkin az önce "Şu şarkıyı dinleyeceksin ve seveceksin" gibi sorular sorduğumda neler hissettin? Cevap olarak ne verdin demiyorum, yazılanları iyi oku! "neler hissettin" diye soruyorum, gayet net bir soru! (Hobaaaa son iki satır biraz tuhaftı galiba) İyide o duyguların bu kişisel gelişimcilerin yaptıkları ve verdikleri komutlar için neden aynı değil? Veya sevgilin beni öp dediğinde duyguların ne yönde? Öp dedin diye öpmem uleyn... Canım isterse öperim... Sana birşey söyleyeyim: ilk cümlenin peşinden koşanlar, adem oğlunu/kızını(Kendisi/başkası) tüm özellikleriyle kullanabilmeyi keşfetmişler. Buna dahiliğin formülü deniliyor. Yani sıradan bir insan dahi olabiliyor artık. Gün istikbal herkes, herkes olmasada büyük çoğunluk dahi olacak belkide. Günlüğün konusu ve gidişatı hakkında az çok birşeyler düşündün mü? Düşündün lâkin tekrar yanıldın... Yanılmamışta olabilirsin... Bu sefer seni yanıltmadım aksine konuya dikkatini çekecek ve bağlayacak kendimce tezler sundum. Dahilik senin umurunda mı? Evet mi? Herkesin dahi olduğu bir yerde dahi kim olabilir? Hayır mı? Herkesin dahi olduğu bir yerde aptal kim olabilir? Lâkin konumuz nasıl dahi olunur da değil. Kelin dermanı olsa kendi başına sürer Derman dedim de aklıma geldi, dertsiz tasasız bir yaşam olabilir mi acaba? Evet mi? Nasıl? Hayır mı? Neden? Hayda bu ne be! Buldum mutluluğun resmini çizeceğiz... Deme, mutluluğun sırrıda bende değil. Resmini çiz deseler şakireyi çizerim... Nedir bu günlüğün konusu? Niye yazıyorum ve niye okuyorsun? Konu tarhana çorbasına mı benzedi? Huyum kurusun Peki baştan alalım o zaman, olur mu? Hadi baştan başlıyoruz, ama, fakat aşağıdaki müziği dinlemeni tavsiye ederim... Dinledin mi, rahatlatıcı bir müzik değil mi Bir yandan dinle, bir yandan şu soruların altından kalkalım ... .. . Neyin nasıl akort edildiğini biliyor musun? Evet mi? Neyin. Hayır mı? Ney'i eline aldın mı? Gürültü etmek için akordu bozmanın yeterli olduğunu biliyor musun? Evet mi? Akort nedir? Hayır mı? Düzen bozucu musun? Yukarıdaki söz sağırlar için de geçerli mi? Evet mi? Ne alâka, hacı? Hayır mı? Gürültü ses midir? Sağır için gürültü önemsiz mi? Ya bir kör için? Topal? ... .. Lâkin bu günlük entel bozuntularına evet veya hayır oyunu için de değil! Sıkıldın mı kolay akıl oyunlarından? Peki, biraz daha zorlayalım. Kör, sağır, topal, şakşuka, müzik dedikte İnsan aklıma takıldı. O nu sorayım bari, ehiline... Sen İnsan mısın? Evet mi? Kanıtla! Hayır mı? Kanıtla!... ve . |