Forumbulteni.Com     forum  

Geri Git   Forumbulteni.Com > > >
Yardım Topluluk Ajanda Bugünki Mesajlar Ara

Cevapla
 
Seçenekler Stil
  #1  
Alt 14.Ocak.2019, 04:33
HomoKo HomoKo isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Super Moderator
 
Üyelik tarihi: 14.Ocak.2019
Mesajlar: 301
Standart Roma Hukuku

Roma Hukuku Roma Hukuku Roma Hukuku, kamu hukuku ve özel hukuk ayrımına dayanmaktadır. Beşeri bir sistem olarak İÖ 7. yüzyılda kurulan Roma İmparatorluğu'nda ve MS 396'da ikiye bölünmesinden sonra Bizans imparatorluğu'nda hüküm sürmüştür. 5. yüzyılda Justinanus, Corpus Juris Civilis denilen külliyatı toplamıştır. Kıta Avrupa ülkeleri hukuku bu külliyat temeline dayanmaktadır. MS 6.yy.da Iustinianus Batı Roma İmpratorluğunu kaybettiği toprakları yeniden kazanmak ve Roma hukukunun bütün bu topraklarda eski saf haliyle uygulanmasını sağlamak amacıyla çalışmalar başlattı. Bu çalışmalar sonunda bir kanunlaştırma hareketi olan Corpus Iuris Civilis oluştu. Corpus Iuris Civilis 4 bölümden oluşmaktadır: Institiones, Digesta, Codex ve Novella. Institiones ve Digesta'da klsik dönem hukukçularının eserlerinin derlendiğini, Codex'te Iustinianus'a kadarki imparator emirnamelerini, külliyata daha sonradan eklenen Novella'da ise Iustinianus'un emirnamelerini görüyoruz. Glossator'ların (şerhçiler) çalışmaları çağdaş hukuka etki etmiş, Roma Hukuku'na bağlı ülkelere "civil law" denilmiştir. Vikipedi, özgür ansiklopedi Roma Hukuku1- DevirleriRoma hukuku, başlangıcı Roma tarihinin ilk devirlerine kadar uzanan ve milâdî altıncı asırda Jüstinyen'in (Justinianus) kanunlarıyle son bulan uzun bir gelişmenin mahsulüdür. Yani bu intişafın takriben bin yıldan çok sürmüş bir tarihi vardır. Bu uzun gelişme çağlarında mezkür hukuk âni değil, tedricî inkılâp ve değişmelere uğramış, mütemâdiyen şeklini değiştirmiştir. Öyle ki meselâ cumhuriyet ve prenslik devirlerinin hukuku, Jüstinyen hukukundan derin bir şekilde ayrılmaktadır. Doğrudan doğruya Roma hukukundan ve bu hukukun çağdaş hukuklar üzerindeki tesirinden bahsedildiği vakit daha çok son safhası (Jüstinyen hukuku) kastolunmaktadır. Umûmiyetle Roma hukukunu kavrayabilmek için şu beş devreyi göz önünde bulundurmak gerekir: a) Roma'nın başlangıcından (M.Ö. 754), milâttan önce dördüncü asra kadar süren "eski hukuk devri". Bazı müellifler bu dönem "krallık devresi" demişlerdir. b) İkinci Pön harbinden (M.Ö. 200) Prensliğin kuruluşuna kadar devam eden devre. Bazılarına göre bu dönem M.Ö. 509 yılında kralların kovulmasıyla başlar ve adına "cumhuriyet devri" denir. c) Prenslik devrinden milâdî üçüncü asrın ortalarına kadar devam eden "klasik hukuk devri". Bazı Roma hukukçularına göre bu dönem M.Ö. 27 yılında Augustus ile başlayıp M. 284 yılında Diocletianus ile son bulan "pirenslik" devridir. d) Klâsik hukuk edebiyatının ani sona ermesiyle başlayan ve Jüstinyen kanunlarıyla sona eren "Bizans" devri. Daha çok amme hukukunu nazar-ı itibare alanlara göre bu dönem M. 284-565 yılları arasında geçer ve "aşağı imparatorluk devri" adını alır. e) 565'ten 1453 yılına kadar devam eden "Bizans İmparatorluğu" devresi. 2- Devirlerin Hususiyetleri a) Birinci devreBu dönem hukukunda cezâî hükümler çoktur. Hukukî münasebetlerin çoğu, muhtemelen menşeleri rahiplerin dinî hukuklarında bulunan cezâî hükümlerin ve kanunların himâyesine alınmıştır. Ancak cumhuriyet devrinden önce yazılı bir hukuk var olmayıp teâmülî hukuk hakimdir. Bu sebeple de mevkür devreye ait bilgiler kat'i değildir. b) İkinci devreBu devrede hukukî münasebetleri tanzim eden üç nevi yasa ve hukuk kaynağı ile karşılaşıyoruz: Oniki levha kanunu, kamu meclisleri kanunları ve pretor beyannâmeleri. aa- Oniki levha kanunuM.Ö. 452 yılında yazılı olmayan hukuku tedvin için kamu tarafından seçilen on kişi iki yıl çalışarak oniki levhaya, hukukun bütün sâhalarına ait maddeleri yazmışlar ve bunlar kamu meclislerince kabul edilerek kanunlaşmıştır. Bronz veya tahta yahut da fildişinden olduğu söylenen levhalar Roma'nın en büyük meydanına (Forum Romanum) asıldı ise de 60 yıl sonra Galler'in Roma'yı yağmalamaları sırasında imha edilmiştir. Tarihçi ve hukukçuların naklettiği kısımlardan anlaşıldığına göre 12 Levha Kanunları iki amaç güdüyordu: Siyasi gayesi: Asillerle kamu arasında mümkün olduğu kadar eşitlik sağlamak ve vatandaşları, idarecilerin keyfi davranışlarına karşı korumak. ancak kanunlar bunu tam mânasıyla gerçekleştirememiştir; o devirde asiller ile kamu arasındaki evlenme yasağı devam etmektedir. Hukuki gayesi: Eski teâmül hukukunu toplayıp tesbit etmek. Oniki Levha Kanunu ibtidâî bir hukuk seviyesini temsil etmektedir. Ayrıca umûmiyetle Roma hukukuna hâkim olan "şekilcilik" karakteri burada da kendini göstermektedir. Bazı örnek hükümler: Bir kimse, kendisine borçlu olan vatandaşı hâkim (majistra) önüne ***ürür, borçlu borcunu ödeyemezse muayyen şekillere riâyet ederek ona el kor, evine ***ürür ve zincire vurur. Muayyen vakit içinde tekrar ödeyemezse öldürebilir. Veya köle olarak satar. Alacaklı ani çok ise borçlu, alacaklar nisbetinde parçalara ayrılır. Devlete ve ammeye karşı işlenen suçların çoğuna ölüm cezası verilir: Vatana ihanet, ana veya babayı öldürme, kundakçılık (suçlu kırbaçlanır, zincire vurulur, ateşle öldürülür), yalancı şahitlik (suçlu uçuruma atılır), hâkimin rüşvet alması, üfürükçülük bu suçlar arasındadır. Bazı suçlar ilâhların kutsal haklarına tecavüz şeklinde anlaşılır, suçlu toplum dışı ve her türlü haklardan mahrum bırakılır. Herkes tarafından öldürülebilir. Hususî menfaatlere ve şahıslara yönelik suçlarda şahsî intikam usûlü câridir. Diyeti kabul etmezse suçlu, ziyan görene teslim edilir; o da göze göz, dişe diş şeklinde öcünü alır. Hırsızlık gece olur, suçu işlerken yakalanırsa hırsız öldürülebilir. Daha hafif durumlarda hırsız yaptığı zararı iki katı ile öder. Aile reisi babadır. Riyaseti altındakilerin yaşam ve ölümlerine şâmil bir baba hâkimiyeti vardır. Bazı malların mülkiyetinin devren iktisabı için malın, tarafların, beş şâhidin (bâliğ Roma vatandaşı) ve bir terazicinin hazır bulunması şarttır. Ve bir seri şeklî muâmele cereyan eder..."ab- Kamu meclisleriMajistra'nın teklifi, çeşitli kamu meclislerince kabul edilmekle yasa hükmünü alırdı. Oniki Levha Kanunları böyle kabul edilmiş ve daha sonra da bu şekilde bir çok yasa çıkarılmıştır. ac- Pretor beyannâmeleriPretor bir nevi hâkimdir. M.Ö. 367 yılına kadar kazâî kuvvet, cumhuriyet devletinin en yüksek makamları olan Konsüller'in elinde idi. 367'de şehir dahilindeki vatandaşların dâvaları ile meşgul olmak üzere pretorluk makamı ihdâs edildi. Pretor sadece bir hâkim ve adliye memuru değildi. Konsülün halefi olduğu için kazâ sâhasında Roma devletinin isteğini temsil ederdi. Bu sebeple hukuku inkişaf ettirmek vazifesi de ona aitti. Önceleri Oniki Levha Kanunu'na göre dâvacının iddiâları jüri tarafından dinlenir, haklı görüldüğü takdirde pretora düşen kanunu tatbik etmek, dâvalıyı mahkûm eylemekten ibaret olurdu. Fakat devletin ve iktisadî şartların terakkisi neticesinde eski kanunlar hukukî hayatın tanzimi için kâfi olmaktan çıkmış; hüsnüniyete dayanan şekilsiz muâmeleler çoğalmıştı. Bunun üzerine "formül usûlü" kabul edildi. Bu usûle göre taraflar, anlaşmazlık halinde hakimin kararına tâbi olmaya kendilerini icbar eden bir anlaşma akdediyorlardı. Hakimi bağlayan bu anlaşma kısa bir formül şeklinde yazılıyordu. Pretor da her yıl riâyet edeceği prensipleri ak bir levhaya yazarak ilân ediyordu ki buna beyanname mânasında "edictum" deniyordu. Beyannamelerde yazılı prensip ile kaideler sonra gelen pretorlar tarafından da tatbik edilebilirdi. Bu şekilde, kanunlar ve teâmüllerin yanında bir de pretor hukuku inkişâf etti. Bu hukuk, amme menfaati uğrunda medenî hukuku düzeltmek, ona yardım etmek, onun yerini tutmak üzere pretorlar tarafından konmuş hukuktur.Umûmiyetle pretorlar Roma hukukunu inkişaf ettirmiş, eski dar, şekilci, kimi zâlim kaideler yerine daha ileri, insanî prensipler vazetmişlerdir.c) Üçüncü dönem Prenslik devrinde daha önceki hukuk kaynakları devam etmekle birlikte bazı değişiklikler olmuş ve bu arada Senatus (âyân meclisi) kararları önemli rol oynamıştır. Sezar, Senatus ile mücâdele edip onu nüfuzu altına aldığı halde evlâtlığı Augustus ona hürmet göstermiş ve muhafaza etmiştir. Senatus'un yasa koyma selâliyeti yoktu, o bir istişâre mercii idi. Fakat kamu meclislerinin kabul ettiği kanunlar çok kere Senatus'dan gelen teklife müsait olurdu. Augustus ictimâî emellerini gerçekleştirmek için kamu meclislerinden istifade etmiş, Roma cemiyetini bozulmaktan korumak maksadiyle evlenmeyi teşvik, köle azat etmeyi meneden kanunları buradan çıkarmıştır. Bu devrede inkişaf eden bir hukuk kaynağı da imparator emirnâmeleridir. Devrin özelliği icabı pretorun selâhiyeti daralmış, imparatorların iktidar ve selâhiyeti artmış, buyruk ve beyanları yasa mahiyetini iktisap etmiştir. Yine bu devrede imparatorlar tarafından hukuk âlimlerine, hukuki sorulara yanıt verme, açıklama... selâhiyeti verilmiş, zamanla âlimlerin yanıt ve açıklamaları yasa hükmünü hâiz olmuş, büyük hukukçular yetişmiş ve eserler vücuda getirilmiştir. d) Dördüncü devreMutlak kırallık devrinde devletin idaresi tamamen hükümdarın eline geçtiği vakit onun herhangi bir hukukî faaliyeti, şekli ne olursa olsun yasa hükmünü alıyordu. Hukukî lisanın eski ağır ve dar şekli terkediliyor, vak'aların münferid olarak halli, hukukun kanunlarla tanzimine tercih ediliyordu. Bunun sebebi kanunların pek çok ve dağınık oluşu idi. Tekrar bu sebeble kanunların toplanması faaliyetine girişildi. Birçok toplamalar ve tedvinler arasında en önemlisi İstanbul'da İmparator Jüstinyen tarafından yapılanıdır. İmparatorun emriyle I. ve III. asırda yaşamış olan 39 hukukçunun eserlerini 16 kişilik bir komisyon derlerdi. Bu mecmûa 30.12.533 tarihinde mer'iyete girdi. Bundan önce ve sonra da önemli toplama ve derlemeler yapılarak mer'iyete kondu. Jüstinyen müdevvenatı dört kısımdan mürekkep olup hepsine ani "Corpus juris Civilis" denir ki "Medenî Hukuk Külliyâtı' mânasını anlatım etmektedir. e) Beşinci devreJüstinyen'in faaliyetiyle Roma hukukunun bin senelik inkişâfı sona ermiştir. İmparatorluğun yıkılmasından sonra XI. asırdan itibaren şimal İtalya'daki hukuk mektepleri mezkür müdevvenâtı ele almış, okutmuş, işlemiş ve çağdaş hukuk üzerindeki tesirini temin etmişlerdir. 3- Roma Hukukunun SistemiHer bilim kendi mevzûunu rasyonel bir sistem çerçevesi içinde; yâni bazı esaslara göre düzen edilmiş bir nizam dahilinde arzetmek ister. Jüstinyen müdevvenâtından Institutions kısmının baş tarafında ve daha başka kısımlarda hukuk ilmini ikiye ayıran bir metin görülmektedir: "Bu tahsilin iki kısmı vardır: Amme hukuku ve Hususî hukuk. Amme hukuku Roma devletine, Hususî hukuk ise fertlerin menfaatlerine tealluk eder; çünkü bazı menfaatler umûmun menfeatlerindendir. Bazıları ise özel menfeati alâkadar eder." Bugün yukardaki taksime temel teşkil eden "Umûmî veya husûsî menfeat" mülâhazası tatminkâr olmamakla birlikte âmme-husûsî ikiliği, hukuk taksiminde günümüze kadar devam etmiştir. Roma hukuku müdevvenâtı içinde âmme hukukuna pek tesadüf edilmez ve çağdaş hukuka bu bakımdan önemli bir etki bahis mevzûu değildir. Fakat husûsî hukuk sâhasında vaziyet aksinedir. Hususi hukuk Gaius ve Jüstinyen'in eserlerinde şu taksime tâbi tutulmuştur: "Kullandığımız bütün hukuk ya şahıslara, ya mallara, yahut da dâvalara tealluk eder." Zamanla âmme hukuku -Avrupa hukuklarında- temel teşkilât, idare, ceza, devletler umûmî... kısımlarına ayrıldığı gibi husûsi hukukun bu üçlü taksimi de değişikliğe uğramıştır: a- Şahıslara tealluk eden hukuktan "Şahsın Hukuku" ve "Aile Hukuku". b- Mallara tealluk eden hukuktan "Aynî Haklar" veya "Eşya Hukuku", "Borçlar Hukuku" ve "Miras Hukuku". c- Dâvalara ait hukuktan ise "Usûl Hukuku" doğmuştur. Bugün Usûl Hukuku, amme hukuku kısmında yer almaktadır. 4- Roma Hukukunun Tatbik SâhasıRoma Hukuku tatbik sâhası bakımından cumhuriyetin son asırlarında ikiye ayrılmıştır: Medenî Hukuk, Kavimler Hukuku. "Medenî Hukuk" asıl Roma Hukuku'dur ve yalnızca romalı vatandaşlara tatbik edilir. Diğer milletler -Romalılara göre- medenî olmadıklarından onlara bu hukuk tatbik edilmez; onlar hukuk dışı kabul edilirler ve Roma hukukunun bahşettiği haklardan faydalanamazlar. Hukukî münasebetleri, kendi örfü-âdetlerine veya özel hukuklarına göre tanzim edilir ve buna da "Kavimler Hukuku" denir. 5- Roma Hukukunun Dünya Hukukuna TesiriBugün yürürlükte bulunan hukuk sistemlerinin çoğunun kaynakları arasında Roma hukuku vardır. Almanya, Fransa, İtalya, İsviçre ve dolayısıyle Türkiye gibi memleketlerde husûsi hukuk kaidelerinin mühim bir kısmının kaynağını Roma hukuku teşkil etmektedir. Bu tesirin başlangıcı XII. asırda İtalya'da Bolonya Üniversitesindeki tedrisat ile olmuştur. Avrupa'nın çeşitli yerlerinden buraya akın eden talebe, okudukları ve öğrendikleri Roma hukuku mefhumlarını memleketlerine dönüp hâkim oldukları vakit tatbik etmekten çekinmiyorlardı. Bu kapitalist hukuk yeni zamanı hazırlayan ictimâî ve iktisadî şartlara müsait geliyordu. İşte özellikle İtalya'da öğrenim etmiş hukukçular vasıtasıyle Roma hukukunun Batı memleketlerine sirâyet etmesine ve onlar tarafından kabul edilmesine "Roma Hukukunun iktibası (reception)" denmektedir. Orta zamanların sonunda kendilerine "Roma İmparatoru" dedirten Alman İmparatorları XV ve XVI. asırda Roma hukukunu kül halinde kabul ettiler ve 1 Ocak 1900'de Alman Medenî Kanunu kabul edilinceye kadar mezkür hukuk yürürlükte kaldı. Roma Hukuku Yunatistan'da da 1940 yılına kadar câri olmuştur. Bugün Roma Hukuku hiçbir yerde doğrudan doğruya yürürlükte değildir. XIX. ve XX. yüzyılda Avrupa ve Avrupa harici devletler, hukukun çeşitli sâhalarında millî kanunlar yapmışlardır. Ancak buralarda hususî hukukun yasa ve kaideleri -memleketlere göre az veya çok olarak- Roma hukukundan gelmektedir. Güney ve Orta Amerika ile Asya ve Afrika'nın birçok devleti kanunlarını, Fransız, Alman ve İsviçre kanunlarını model alarak yaptıkları için Roma Hukuku mefhumları bu kanunlarda -dolaylı olarak- yaşamaktadır. Bu sebeple birçok memleketin Hukuk Fakültelerinde Roma Hukuku kürsüleri vardır ve bu hukuk tedris edilmektedir.
Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Etiketler
hukuku, roma


Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB kodu Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Forum Jump


Tüm Zamanlar GMT Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 20:07.


mersin escort alanya eskort