Forumbulteni.Com     forum  

Geri Git   Forumbulteni.Com > > >
Yardım Topluluk Ajanda Bugünki Mesajlar Ara

Cevapla
 
Seçenekler Stil
  #1  
Alt 14.Ocak.2019, 04:34
HomoKo HomoKo isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Super Moderator
 
Üyelik tarihi: 14.Ocak.2019
Mesajlar: 301
Standart Hammurabi kanunları iö2500

Hammurabi kanunları i.ö.2500 HAMMURABİ KANUNLARI İ.Ö.2500Dünyanın ilk metropolisi olan Babil kralı Hammurabi (MÖ.1795-1750)’nin adıyla anılan bu kanunlar bir yönetici tarafından halka duyuru edilen en eski yasa olarak bilinmektedir. Bütün ağır suçların ölümle cezalandırıldığı bu kanunlarda yer saha önemli bazı düzenlemeler arasında “kana kan göze göz” misilleme ilkesi, baktığı davalarda hata yapan hakimlerin görevden uzaklaştırılıp ağır nakit cezasına çarptırılmaları, yalan şahitlik yapanın ölümle cezalandırılması, suçlanan kişilerin suçsuzluklarını ispat etmeleri amacıyla Fırat’a atılmaları ve kişilerin toplumdaki statülerine göre farklı cezalara çarptırılmaları göze çarpmaktadır. Her ne kadar bu yaptırımlar günümüzde geçerli evrensel hukuk ilkelerine müsait olmasa da, Hammurabi kanunlarında yer saha pek çok ilke insan haklarına önem vermesi açısından önem taşımaktadır. 5. Eğer bir yargıç bir davaya bakar ve bir karara varırsa verdiği hükmü yazılı olarak takdim eder; daha sonra verdiği kararda bir hata ortaya çıkarsa ve bu kendi hatasından kaynaklanırsa o vakit davada onun tarafından kararlaştırılan nakit cezasının on iki katını öder ve halka duyuru edilerek yargıçlık makamından el çektirilir ve bir daha asla yargıçlık icra etmek için oraya oturamaz.12. Eğer tanık bulunamıyorsa yargıç azami sekiz ay olmak üzere bir süre tanır. Sekiz aylık süre içinde tanık ortaya çıkmamışsa suçludur ve henüz karara bağlanmamış davadaki nakit cezasını üstlenir.17. Eğer bir kişi açık alanda kadın ya da erkek bir kaçak köle bulursa ve onu efendisine getirirse kölenin sahibi ona iki şikel gümüş ödeyecektir. 18. Eğer köle efendisinin adını söylemezse onu bulan kişi saraya getirecektir; daha çok araştırma yapıldıktan sonra efendisine art götürülecektir. 30. Eğer bir kabile reisi ya da bir adam evini, bahçesini ya da arazisini terk fiyat ve ücret karşılığı kiraya verirse ve başka biri onun evinin, bahçesinin ve arazisinin zilyedi olursa ve onları üç yıl süresince kullanırsa onların ilk sahibinin art dönüp evini, bahçesini ve arazisini art istemesi halinde ona art verilmez ve onların zilyedi olan ve kullanan kişi onları kullanmaya devam eder.31. Eğer onları bir yıllığına kiralar ve bir yıl sonra art dönerse evi, bahçesi ve arazisi ona art verilecek ve onlara tekrar sahip olacaktır.32. Eğer bir kabile reisi ya da bir adam savaşta ele geçirilir ve bir tüccar onların özgürlüğünü satın alırsa ve onları saraya art getirirse kendi evinde özgürlüğünü satın almaya yetecek araçlarının olması halinde kendisinin özgürlüğünü satın alır; evinde kendi özgürlüğünü satın almaya yetecek hiçbir şey yoksa kendi topluluğunun mabedi tarafından özgürlüğü satın alınır; onun özgürlüğünü satın almak için tapınakta bir şey yoksa mahkeme onun özgürlüğünü satın alır. Arazisi, bahçesi ve evi özgürlüğünü satın almak için verilemez. 35. Her hangi bir kişi kralın kabile reislerine armağan ettiği sığırı ya da koyunu satın alırsa parasını kaybeder. 36. Bir kabile reisinin, bir adamın ya da bir tebaanın kiraladığı arazisi, bahçesi ve evi satılamaz.37. Her hangi bir kimse bir kabile reisinin, bir adamın ya da bir tebaanın kiradaki arazisini, bahçesini ya da evini satın alırsa onun satış sözleşmesi tableti kırılır (geçersiz duyuru edilir) ve parası yanar. Arazi, bahçe ve ev sahibine art verilir. 38. Bir mülkün kirasının ödeyerek başka her türlü yükümlülükten muaf olma hakkına sahip olan bir kabile reisi, adam ya da tebaa tarlası, evi ve bahçesi üzerindeki bu imtiyazını karısına ya da kızına devredemez; borcuna karşılık veremez.39. Ancak, satın aldığı bir tarlayı, bahçeyi ya da evi karısına ya da kızına devredebilir, onların mülkiyetine katabilir veya borcuna karşılık olarak verebilir. 40. Tarlasını, bahçesini ve evini bir tüccara ya da başka bir halk görevlisine satabilir, alıcı ise tarlayı, evi ve bahçeyi yararlanma hakkı karşılığında elinde tutabilir.42. Eğer bir kişi işlemek üzere bir tarlayı teslim alır ve o tarladan hiçbir ürün elde edemezse bu onun tarlada çalışmadığını ispatlar ve komşusunun yetiştirdiği kadar tahılı tarla sahibine teslim etmelidir.43. Eğer tarlayı işlemeyip nadasa bırakmışsa komşularının ki kadar tahılı tarla sahibine verecektir ve nadasa bıraktığı tarlayı sabanla sürüp tohum ektikten sonra sahibine iade edecektir. 44. Bir kimse çorak bir araziyi ekilebilir bir hale getirmek için teslim almış; ancak, tembellik yaparak o araziyi ekilebilir bir hale getirmemişse dördüncü yılda araziyi sabanla sürmeli, tırmıklamalı ve çift sürmeli ve ondan sonra sahibine art vermeli ve ayrıca on gan (bir arazi ölçüm birimi)’lık bir arazi için on gur (bir ölçü birimi) tahılı arazi sahibine vermelidir. 45. Bir kimse tarlasını sabit bir kira karşılığı tarım için kiralıyor ve kira bedelini de alıyorsa; ancak, havaların kötü gitmesi nedeniyle ürün yok oluyorsa ziyan toprağı işleyene aittir. 46. Tarladan sabit bir kira almaz ve ürünün yarısı ya da üçte biri karşılığı kiralarsa tarladan elde edilen ürün mal sahibi ile araziyi işleyen arasında orantılı olarak taksim edilir. 47. İlk yıl ürün almada başarılı olamadığı için başkalarınca işlenen bir tarlayı teslim alırsa ilk tarlanın sahibi itiraz edemez, tarla işlenir ve anlaşmaya göre mahsulü toplanır. 48. bir kimse borçlanmışsa ve bir fırtına tahılları yere yatırmış ya da hasat başarılı olamamışsa veya susuzluktan tahıllar büyüyememişse o yıl alacaklısına tahıl vermesi gerekmez; borç tabletini suda yıkar ve o yıl için hiçbir kira ödemez.49. Bir kimse bir tüccardan nakit alır ve tüccara susam ya da mısır ekilebilen bir tarlayı verir ve tarlaya susam ya da mısır ekilmesini sipariş ederse ve yetiştirici tarlaya susam ve mısır ekerse hasat edilen susamlar tarla sahibine aittir ve tarla sahibi tüccardan aldığı nakit ve yetiştiricinin geçimini sağlamak için tüccara mısır ile ödemede bulunur.50. Ekili bir mısır ya da susam tarlası verilirse tarladaki mısır ve susamlar tarla sahibine aittir ve kira olarak tüccara nakit ile ödeme yapar.51. Ödeme için hiç parası yoksa o vakit kraliyet tarifesine göre tüccardan aldığına karşılık kira olarak nakit yerine susam ya da mısır ile ideme yapar.53. Bir kimse su bendini müsait koşullarda tutmaz ve bakımını yapmaz ve bu nedenle bend yıkılır ve tarlalar su altında kalırsa, o vakit barajı yıkılan kişi nakit karşılığı satılır ve elde edilen nakit harap olmasına yol açtığı mısırın karşılığı olarak verilir.54. Eğer bu mısırların karşılığı olarak yeterli gelmiyorsa malları da mısırları sular altında kalan çiftçiler arasında paylaştırılır.55. Bir kimse mısırlarını sulamak için ark açarsa; ancak, dikkatsizliği nedeniyle sular komşusunun tarlasını basarsa o vakit komşusunun mısır kaybını öder. 56. Bir kimse suyun önünü açar ve komşusunun arazisinde su taşkınına yol açarsa her on gan’lık arazi için on gur mısır ödemelidir.57. Eğer bir çoban, arazi sahibinin izni ve koyunların sahibinin bilgisi olmaksızın otlamaları için koyunların tarlalara girmesine ruhsat verirse, o vakit tarla sahibi mahsulünü hasat fiyat ve tarla sahibinin izni olmaksızın sürüsünü tarlada otlatan çoban her on gan’lık arazi için 20 gur’luk mısırı tarla sahibine öder.58. Sürü otlamayı bıraktıktan ve şehrin kapısında ortak sürüye katıldıktan sonra her hangi bir çoban onların tarlaya girmesine müsaade fiyat ve onları orada otlatırsa bu çoban otlatmaya müsaade ettiği tarlanın zilyedi olur ve hasatta her on gan’lık arazi için 60 gur mısır öder.59. Bahçe sahibinin izni olmaksızın her hangi bir adam bir ağacı kesip bahçeye devirirse yarım mina nakit öder.60. Her hangi bir kimse bir tarlayı bahçıvana bahçe haline getirmesi için bırakırsa ve o da bahçede çalışıp dört yıl süre ile bahçeye bakarsa beşinci yılda bahçıvan ile bahçenin sahibi bu bahçeyi ikiye bölerler ve bahçe sahibi kendi payını alır.61. Bahçıvan bahçenin bir kısmını hiç kullanılmamış bir vaziyette bırakarak tarlayı bahçe haline getirmeyi tamamlamamışsa işlenmemiş kısım onun payı olarak tahsis edilir. 62. Bahçe olarak ona verilen tarlayı ekip biçmiyorsa ve ekilebilir (mısır ya da susam) bir arazi ise, komşu tarladaki ürünlere göre, nadasa bıraktığı yıllar süresince tarladan elde edilecek mahsulü arazi sahibine verir ve tarlayı ekilebilir konuma getirdikten sonra sahibine iade eder.63. Çorak arazileri ekilebilir hale getirdikten sonra sahibine art verirse tarla sahibi ona bir yıl için on gan başına on gur öder. 64. Her hangi bir kişi bahçesini bir bahçıvana işlemesi için devrederse bahçıvan bahçenin mülkiyetine sahip oluncaya dek bahçe sahibine bahçede üretilen ürünlerin 2/3’ünü verir. 65. Eğer bahçıvan bahçeyi işlemezse ve bahçedeki ürün perişan olursa, bahçıvan komşu bahçelerdeki ürünle orantılı olarak ödemede bulunur. (Burada paragrafın ¾’üne karşılık gelen bir kısım kayıptır.101. Gittiği ülkelerle ticaret anlaşması yoksa kazandığı bütün parayı tüccara vermek amacıyla simsara bırakacaktır. 102. Bir tüccar yatırım için bir miktar parayı simsara emanet ederse ve simsar gittiği yerde bir miktar ziyan ederse ana parayı tüccara vermek zorundadır. 103. Seyahatte iken düşmanlar sahip olduğu her şeyi ondan alırlarsa simsar Tanrı adına ant fiyat ve yükümlülükten kurtulur. 104. bir tüccar nakletmesi için simsara mısır, yün, yağ veya başka bir mal verirse aracı aldığı miktarı belirten bir makbuzu tüccara vermelidir. Bundan sonra tüccara verdiği nakit için de ondan bir makbuz alır. 105. Simsar dikkatsiz ise ve tüccara verdiği nakit için bir makbuz almamışsa faturalanmamış parayı kendi parası olarak sayamaz.106. Simsar tüccardan parayı teslim alırsa; ancak, tüccarla arasında bir anlaşmazlık varsa (makbuzu reddediyorsa) o vakit tüccar Tanrı ve parayı simsara verdiğine tanıklık eden şahitlerin huzurunda ant fiyat ve simsar yekün meblağın üç katını ona öder.107. Eğer tüccar simsarı aldatırsa, yani simsar kendisine verilen her şeyi art getirdiği halde, tüccar kendisine art verilen şeylere ilişkin makbuzu inkar ediyorsa o vakit simsar tüccarı yargıçlar ve Tanrı önünde suçlar ve simsarın kendisine verdiği şeyleri aldığını hala inkar ederse simsara yekün meblağın altı katını öder. 108. Eğer bir meyhaneci (kadın) içilen içkinin bedeli olarak brüt ağırlığına göre mısır kabul etmiyorsa ve nakit alıyorsa ve içki için aldığı nakit mısırın değerinden daha az ise tutuklanır ve suya atılır.112. Eğer bir kişi seyahate çıkar ve başka birisine gümüş, altın, değerli taşlar veya başka her hangi bir taşınır mal emanet ederse ve ondan tekrar art almayı isterse ve emanet edilen kişi bütün malları belirlenen yere getirmez ve tam aksine onları kendisi kullanırsa o vakit malları art getirmeyen bu kişi mahkum edilir ve kendisine emanet edilen her şeyin beş katını öder. 113. Her hangi bir kişinin nakit veya mısır sevkıyatı varsa ve onları sahibinin bilgisi olmaksızın bir tahıl ambarından ya da bir kutudan almışsa; bu durumda sahibinin bilgisi olmaksızın tahıl ambarından mısırı ya da kutudan parayı saha kişi mahkum edilir ve aldığı mısırı art öder. Ve ödediği komisyonu kaybeder. 114. Eğer nakit veya mısır karşılığında bir hak talep etmez ve güç kullanarak hakkını almaya kalkışırsa her bir vaka için bir mina (yarım kilo)’nın 1/3’ü kadar gümüş verir. 115. Eğer bir kişinin diğerinden nakit veya mısır alacağı varsa ve onu buna karşılık hapsetmişse ve mahkum hapishanede doğal yollardan ölmüşse, vaka kapanır. 117. Eğer her hangi bir kişi borcunu ödeyemezse ve nakit için kendisini, karısını, oğlunu ya da kızını satarsa veya zorla çalıştırılmalarına ruhsat verirse onları satın saha adamın ya da mal sahibinin evinde üç yıl süresince çalışırlar ve dördüncü yılda özgür bırakılırlar.118. Zorla çalıştırılmaları için kadın ya da erkek bir köleyi vermeleri halinde tüccarın bunları kiraya vermesi ya da nakit ile satması durumunda buna itiraz edilebilir.119. Eğer bir kişi borcunu ödemekte başarısız olursa ve kendisine bir çocuk doğuran kadın hizmetçiyi nakit karşılığı satarsa tüccarın ona ödediği nakit köle sahibine art verilir ve kadın hizmetçi özgür bırakılır.120. Her hangi bir kişi diğer bir kişinin evinde muhafaza için mısırlarını depolamışsa ve depolanan mısırlara her hangi bir ziyan gelmişse ya da evin sahibi tahıl ambarını açmış ve bir miktar mısır almışsa veya özellikle mısırların kendi evinde depolandığını inkar ediyorsa; o zaman, mısırların sahibi Tanrı’nın huzurunda (yeminle) hak iddia fiyat ve ev sahibi aldığı bütün mısırları sahibine art verir.121. Her kim ki başkasının evinde mısırlarını depolar her yıl için her beş ka mısır başına bir gur oranında ardiye ücreti öder. 122. Eğer bir kişi başkasına saklaması için gümüş, altın ya da başka bir şey verirse verdiği her şeyi birkaç şahide göstermelidir, bir sözleşme hazırlanmalıdır ve ondan sonra saklanması için teslim edilmelidir. 123. Eğer şahit ve sözleşme olmaksızın saklanması amacıyla teslim ediliyorsa ve teslim saha kişi bunu inkar ediyorsa o vakit yasal olarak talep edebileceği bir hak yoktur.124. Eğer her hangi bir kişi gümüş, altın ya da başka bir şeyi şahitler huzurunda saklanması için birisine teslim fiyat de teslim edilen kişi bunu inkar ederse bu kişi bir hakimin huzuruna çıkarılmalı ve inkar ettiği her şeyi sahibine tam olarak art vermelidir. 125. Eğer bir kişi mallarını muhafazası için başka birine bırakırsa ve hırsız ya da soyguncular sayesinde onun ve diğer adamın malları ortadan kaybolursa ihmali nedeniyle kaybın oluşmasına yol açan evin sahibi ücret karşılığında kendisine teslim edilen bütün malları tazmin eder. Ancak, evin sahibi malların peşine düşerek onları hırsızlardan art alabilir.126. Mallarını kaybetmeyen bir kişi kaybettiğini belirtiyor ve yanlış iddialarda bulunuyorsa; onları kaybetmemiş olsa bile eğer Tanrı huzurunda mallarını kaybettiğini miktarı ile beraber iddia ediyorsa kaybettiğini iddia ettiği bütün malları tazmin edilir.127. Eğer her hangi bir kişi rahibelere (Tanrı’nın kızkardeşlerine) yada her hangi bir kişinin karısına iftira atarsa ve bunu ispat edemezse bu adam yargıç huzuruna çıkarılır ve alnı işaretlenir (derisi çizilerek ya da belki de saçı kesilerek).128. Bir adam bir kadını karı olarak alır; ancak, aralarında her hangi bir ilişki söz konusu olmazsa bu kadın o adamın karısı olmaz.129. Bir adamın karısı başka bir adam ile basılırsa (suçüstü halinde) her ikisi de bağlanır ve suya atılır; ancak, koca karısını, kral da kölelerini affedebilir.130. Bir kişi, henüz erkek olarak bilinmeyen, hala babasının evinde yaşayan ve onunla uyuyan başka bir adamın karısına (nişanlı ya da çocuk annesi) tecavüz ederse ve bu adam öldürülür; ancak kadın masumdur.131. Eğer bir adam başka birisinin karısını itham ederse; ancak, o kadın başka bir adamla basılmazsa kadın ant etmek zorundadır ve ancak ondan sonra kendi evine dönebilir.132. Bir adamın karısının başka bir adam ile ilgili olarak dedikodusu yapılırsa; ancak, kadın diğer adamla uyurken yakalanamazsa kadın kocası için nehre atılır.133. Eğer bir kişi savaşta esir alınırsa ve evinde geçimi sağlayacak şeyler olduğu halde karısı evini ve bahçesini terk edip başka bir eve giderse; bahçesine bakmadığı ve başka bir eve gittiği için yasal olarak suçlu bulunur ve nehre atılır.134. Eğer bir kişi savaşta esir alınırsa ve evinde geçimi sağlayacak şeyler olmazsa ve bu durumda karısı evini terk edip başka bir eve giderse masumdur.135. Eğer bir kişi savaşta esir edilirse ve evinde geçimi sağlayacak şeyler olmazsa ve karısı başka bir eve giderek orada çocuklarına bakarsa ve kocası art geldiğinde evine dönerse, o vakit kadın evine art dönebilir; ancak, çocuklar babalarına ait olur.136. Eğer bir kişi evinden ayrılırsa, kaçarsa bu kaçağın karısı kocasına art dönmeyebilir.137. Bir adam kendisine bir çocuk veren karısından ya da kendisine bir çocuk veren kadından ayrılmak isterse, o vakit karısına çeyizini art verir ve çocuklarına baksın diye tarlanın, bahçenin ve malların bir kısmının kullanım hakkını verir. Çocuklarını büyüttüğü vakit çocuklara verilenlerden bir parça, oğlanınkine eşit olan bir parça da ona verilir. Ondan sonra kalbinin erkeği ile evlenebilir.138. Eğer bir adam kendisine çocuk vermeyen karısından ayrılmak isterse ona babasının evinden getirdiği çeyizi ve başlık parasını verir ve ondan sonra onun gitmesine ruhsat verir. 139. Başlık parası yoksa ayrılma parası olarak yarım kilo altını ona vermelidir.140. Eğer adam azad edilmiş bir köle ise yarım kilonun 1/3’ü kadar altın verir.141. Eğer bir adamın beraber yaşadığı karısı onu terk etmek isterse, borç altına sokarsa, evini virane haline getirirse ve kocasını ihmal ederse yargı kararıyla suçlu bulunur. Kocası onun serbest kalmasını öneri ederse kendi yoluna gider ve ayrılma parası olarak kadına hiçbir şey ödemez. Kocası onun serbest kalmasını istemezse ve başka bir kadın alırsa kocasının evinde hizmetçi olarak kalır.142. Bir kadın kocası ile kavga ederse ve ona “Benim için müsait biri değilsin” derse bu peşin hükmünün nedenlerini ileri sürmek zorundadır. Eğer kadın suçsuzsa ve onun payına düşen bir hatası yoksa; buna karşılık kocası onu terk etmiş ve ihmal etmişse, o vakit bu kadına hiçbir suç ithaf edilemez, çeyizini alır ve babasının evine art döner. 143. Eğer kadın masum değilse ve buna rağmen kocasını terk etmiş, evine bakmamış ve kocasını ihmal etmişse bu kadın suya atılır. 144. Bir adam bir kadın alır da bu kadın ona bir kadın hizmetçi verirse ve çocuklarına bakarsa; ancak, buna rağmen adam başka bir kadın almak isterse ona ruhsat verilmez; bu adam ikinci bir kadın alamaz.145. Bir adam bir kadını alır da kadın hiçbir çocuğa bakmazsa ve bu durumda adam başka bir kadın almak isterse ve o kadını alıp evine getirirse bu ikinci kadın karısı ile eşit düzeyde olmasına ruhsat verilmez.146. Eğer bir adam bir kadın alır da bu kadın ona karılık yapsın diye bir kadın hizmetçi verir ve çocuklarına da bakarsa ve ondan sonra bu hizmetçi kadın onun karısı ile eşit olmak isterse ona çocuk doğurduğu için onun efendisi nakit karşılığı satamaz; ancak, onu kadın hizmetçiler arasında addederek ve bir köle olarak tutabilir.147. Eğer ona bir çocuk vermemişse o takdirde onun hanımı onu nakit karşılığı satabilir.148. Bir adam bir kadın alır da kadın hastalığa yakalanırsa ve adam ikinci bir kadın almak isterse hastalığa yakalanan karısını boşayamaz; bunun yerine onu inşa ettiği bir eve yerleştirir ve yaşadığı sürece ona yardım eder.149. Bu kadın kocasının evinde kalmak istemezse babasının evinden getirdiği çeyizi tazmin edilir ve kadın gidebilir.150. Eğer bir adam karısına bir tarla, bahçe ve ev ile bunlara ait bir belge verirse ve kocasının ölümünden sonra oğulları buna itiraz etmezlerse, o vakit ebeveyn tercih ettiği oğullarından birine mirasının tümünü bırakabilir ve kardeşlerine hiçbir şey bırakmayabilir.151. Bir adamın evinde yaşayan bir kadın kocasıyla hiçbir alacaklının onu tutuklayamayacağına dair bir anlaşma yapar ve buna ilişkin bir belge alırsa bu kadınla evlenmeden önce adamın borcu varsa alacaklı borca karşılık kadını alamaz. Adamın evine girmeden önce kadın bir borç sözleşmesi yapmışsa alacaklı da bu borç için kocayı alıkoyamaz.152. Kadının eve girmesinden sonra her ikisi beraber bir borcun altına girmişlerse her ikisi de tüccara borcu ödemek zorundadır.153. bir kadın başka bir adamın hesabına her ikisinin eşlerini öldürürse suça katılın çiftlerin her ikisi de kazığa oturtulur.154. Bir adam kendi kızıyla ensest ilişki içine girerse bulunduğu yerden sürülür.155. Bir kişi bir kızı kendi oğlu ile nişanlarsa ve oğlu da o kızla ilişkiye girerse ve bundan sonra baba kızı kirletirse ve beraber basılırlarsa baba bağlanarak suya atılır.156. Bir kişi bir kızı kendi oğlu ile nişanlarsa ve oğlu o kızla ilişkiye girmeden babası kızı kirletirse yarım mina (250 gr) altın verir ve kızın babasının evinden getirdiği her şeyi tazmin eder. Kız ise gönlünün erkeği ile evlenebilir.157. Her hangi bir kişi babasından sonra annesi ile ensest ilişki suçunu işlerse her ikisi de yakılır.158. Her hangi bir kişi babasından sonra çocuk doğuran şef ebeveyn ile basılırsa babasının evinden kovulur.159. Kayınpederinin evine taşınır mal getiren ve başlık parasını ödeyen her hangi bir kişi başka bir karı ararsa ve kayınpederine “senin kızını istemiyorum” derse kızın babası onun getirdiği her şeyin sahibi olur.160. Eğer bir kişi kayınpederinin evine taşınır mal getirir ve karısı için başlık parası öderse ve ondan sonra kızın babası “Sana kızımı vermeyeceğim” derse kendisi ile beraber getirdiği her şeyi art götürür.161. Eğer bir kişi kayınpederinin evine taşınır mal getirir ve karısı için başlık parası öderse ve ondan sonra arkadaşı ona iftira fiyat ve kayınpederi genç kocaya “Sen benim kızımla evlenemezsin” derse kendisinin yanı sıra getirdiği her şeyi eksiksiz ona vermek zorundadır; ancak, karısı arkadaşı ile evlenemez.162. Bir adam bir kadınla evlenir ve kadın adama oğullar doğurursa ve daha sonra bu kadın ölürse kadının babasının çeyiz üzerinde hiçbir hakkı yoktur; çeyizler oğlanlara aittir.163. Bir adam bir kadınla evlenir ve kadın adama oğullar doğurursa ve daha sonra bu kadın ölürse kayınpederinin evine ödediği başlık parası ona art verilmişse kadının kocası kadının çeyizi üzerinde hiçbir hak iddia edemez; çeyiz kadının babasının evine aittir.164. Eğer kayınpederi ona başlık parasını art ödemezse başlık parasını çeyizden alır ve arta kalanı kadının babasının evine verir.165. Bir kişi seçtiği oğullarından birine bir tarla, bahçe ve ev ile bunlara ait bir belge verirse ve daha sonra baba ölürse ve kardeşler malı-mülkü pay ederlerse; o vakit ilk önce babasının hediyesini ona vermelidirler ve o da kabul etmelidir. Daha sonra babadan kalan mallar pay edilebilir.166. Bir kişi oğlu için kadınlar alır da küçük oğlu için hiçbir kadın almazsa ve ondan sonra ölürse kardeşler kalan malı paylaştıklarında küçük kardeşin payının yanı sıra henüz hiç karı almamış olan küçük kardeşe bir kadın sağlaması için bir başlık parasını ayırmalıdırlar. 167. bir adam bir kadınla evlenir de kadın adama çocuklar verirse ve bu kadın öldükten sonra adam bir kadın daha alır ve o da adama çocuklar verirse ve bundan sonra baba ölürse oğlanlar malları annelerinin durumuna göre pay edemezler, sadece çeyizleri bu şekilde pay edebilirler; babadan kalan mallar herkese eşit bir şekilde pay edilmelidir.168. Bir kişi oğlunu evden kovmak ister ve bunu hakimin önünde “Ben oğlumu kovmak istiyorum” diye duyuru ederse yargıç onun gerekçelerine bakar. Oğlanın babanın onu haklı bir şekilde evden uzaklaştıracağı kadar büyük bir suçu yoksa babası onu evden uzaklaştıramaz.169. Babanın oğlunu baba-oğul ilişkisinden mahrum edeceği kadar büyük bir suçu varsa baba onu bir kerelik affeder; ancak, oğlan ikinci kere aynı suçu işlerse baba onu bütün baba-oğul ilişkisinden mahrum edebilir. 170. Bir adama karısı oğullar doğurursa ve kadın hizmetçisi de oğullar doğurursa ve baba hala yaşarken kadın hizmetçinin doğurduğu oğullarına “Benim oğullarım” derse ve onları da karısının oğulları arasında sayarsa ve ondan sonra baba ölürse karısının ve kadın hizmetçinin oğulları babadan kalan malları ortak bir şekilde bölüşürler. Karısının oğlu pay fiyat ve seçer.171. Ancak baba hala yaşarken hizmetçisinin oğullarına “Benim oğullarım” demezse ve ondan sonra ölürse hizmetçinin oğulları karısının oğulları ile malları paylaşamazlar; ancak, hizmetçiye ve oğullarına özgürlükleri verilir. Karısının oğullarının hizmetçinin oğullarını köleleştirmeye hakları yoktur; karısı çeyizini (babasından), kocasının ona verdiği hediyeleri, belge ile ona verdiklerini alır ve kocasının evinde yaşar. Yaşadığı sürece onu kullanabilir; ev nakit karşılığı satılamaz. Onun bıraktığı her şey çocuklarına aittir.172. Eğer kocası ona armağan vermemişse, armağan karşılığında tazminat verilmelidir. Bir çocuğunun payına eşit olacak şekilde kocasının mallarından bir pay alır. Eğer çocukları ona baskı yaparlarsa ve zorla evden uzaklaştırmaya çalışırlarsa yargıç meseleye bakar ve oğullar hatalı ise kadın kocasının evini terk etmez. Kadın evden ayrılmayı istek ediyorsa kocasının ona verdiği hediyeyi oğullarına bırakmalıdır; ancak, babasının evinden getirdiği çeyizi alabilir. Bundan sonra kalbinin erkeği ile evlenebilir. 173. Bu kadın gittiği yerdeki ikinci kocasına oğullar doğurursa ve ondan sonra ölürse onun daha önceki ve sonraki oğulları çeyizi aralarında paylaşırlar.174. Eğer ikinci kocasına hiçbir oğul vermezse ilk kocasının oğulları çeyize sahip olurlar.175. Eğer bir devlet kölesi ya da azad edilmiş birinin kölesi özgür birinin kızıyla evlenirse ve çocukları olursa kölenin efendisinin özgür olanın çocuğunu köleleştirmeye hiçbir hakkı yoktur. 176. Ancak, eğer bir devlet kölesi ya da azad edilmiş birinin kölesi bir adamın kızıyla evlenir ve evlendikten sonra kız babasının evinden çeyiz getirirse ve her ikisi de ondan faydalanıp bir ev kurarlarsa ve bundan sonra köle ölürse; o zaman, özgür doğan kadın çeyizini ve kocası ve kendisinin kazandığı her şeyi alır. Bunları iki parçaya böler; bir parçasını kölenin efendisi alır, diğerini ise kadın çocuklarına bakmak için alır. Eğer özgür doğan kadın hediyeye sahip değilse kocasının ve kendisinin kazandığı her şeyi alır ve onları iki parçaya ayırır: kölenin efendisi bir parçasını kendisi de çocuklarına bakabilmek için diğerini alır.177. Çocukları henüz büyümemiş olan bir dul başka bir eve girmek (evlenmek) isterse yargıç kararı olmaksızın bunu yapamaz. Eğer başka bir eve girerse yargıç ilk kocasının evinin durumunu inceler. Bundan sonra ilk kocasının evi ikinci kocasına tevdi edilir ve kadın yönetici olur. Ve orada bir de kayıt tutulmalıdır. O evin düzenini sağlar, çocuklarını büyütür ve evde bulunan kapları satamaz. Dul bir kadının çocuklarının aletlerini satın saha kimsenin parası yanar ve eşyalar sahiplerine iade edilir.178. Bir merbut kadına ya da bir ******ye babası bir çeyiz ve bunun için bir belge verirse; ancak, bu vesikada onu dilediği şekilde miras bırakabileceği belirtilmemişse ve açıkça satma hakkına sahip olduğu belirtilmiyorsa ve bu durumda babası ölürse o vakit kardeşleri bahçesini ve tarlasını teslim alırlar ve hissesine göre ona mısır, yağ ve süt verirler ve onu memnun ederler. Eğer kardeşleri hissesine göre ona mısır, yağ ve süt vermezlerse o vakit bahçesi ve tarlası ona destek olur. Tarlanın ve bahçenin kullanım hakkına sahiptir ve yaşadığı müddetçe babasının ona verdiği her şey onundur; ancak, o bu malları ne satabilir ne de başkasına devredemez. Onun mirası kardeşlerine aittir. 179. Bir rahibe ya da bir ****** babasından bir armağan ve dilediği şekilde onu satabileceği açıkça belirtilen bir belge elde etmişse ve babası ölmüşse o vakit kime isterlerse mallarını ona verebilirler. Kardeşleri hiçbir hak iddia edemez.180. Bir baba kızına- evlenilebilir olsun ya da bir ****** olsun ayrım etmez- bir armağan verip de ölürse babasından kalan mirastan çocuklardan birinin payı kadar bir pay alır ve yaşadığı sürece onun kullanım hakkından yararlanır. Malları ise erkek kardeşlerine aittir.181. Bir baba bir tapınak hizmetçisini ya da tapınak ******sini Tanrı’ya adarsa ve ona armağan vermez ve ölürse babasından kalan mirastan bir çocuk payının 1/3’ü kadar alır ve yaşadığı sürece onun kullanım hakkından yararlanır. Malları ise kardeşlerine aittir. 182. bir baba kızını Babil’in Mardi’sinin karısı olarak adarsa ve ona armağan ya da bir tapu senedi vermeyip ölürse kardeşlerinden babasının evindeki mirastan bir çocuğun payının 1/3’ünü alır; ancak, Marduk onun malını kime dilerse ona bırakabilir.183. Bir baba kızına bir cariye, bir çeyiz, bir koca ve bir tapu senedi verirse ve ondan sonra ölürse babasından kalan maldan bir pay alamaz.184. bir baba kızına bir cariye ile beraber bir çeyiz ve koca vermezse ve ölürse kardeşi babasının servetine göre ona bir çeyiz verir ve bir koca bulur.185. Bir adam bir çocuğu evlatlık alır ve oğlu olarak ona ismini verirse ve onu besleyip büyütürse büyümüş bu çocuk bir daha art istenemez.186. Bir adam bir çocuğu evlatlık alırsa ve o çocuğu aldıktan sonra analığına ve babalığına ziyan verirse evlatlık alınan bu oğlan babasının evine art döner.187. Saray hizmetlerinde çalışan bir metresin ya da bir ******nin oğlu art alınamaz.188. Bir zanaatkar bir çocuğu besleyip büyütmek için yanına alırsa ve ona mesleğini öğretirse o çocuk art alınamaz.189. Ona mesleğini öğretmezse bu evlatlık oğlan babasının evine art döner. 190. bir adam oğul olarak evlatlık aldığı bir çocuğa bakmaz ve onu diğer çocuklarla beraber besleyip büyütmezse bu evlatlık oğlan babasının evine art dönebilir.191. Bir oğlanı evlatlık olarak saha ve onu besleyip büyüten, bir ev kuran ve çocukları olan bir adam evlatlığını evden atmayı isterse bu evlatlık oğlan kendi yoluna gidemez. Babalığı kendi servetinden bir çocuğun payının 1/3’ünü ona verdikten sonra gidebilir. Tarla, bahçe ve evden ona bir şey verilmez.192. Bir metresin ya da ******nin oğlu babalığına ya da analığına “Benim annem ya da babam değilsiniz” derse dili kesilir.193. Bir metresin ya da ******nin oğlu babasının evini özler ve babalığını ve analığını terk edip babasının evine giderse gözleri çıkarılır.194. Bir adam çocuğuna bir sütanne tutarda çocuk onun ellerinde ölürse ve sütanne ebeveyn ve babaya havadis, bilgi, salık vermeksizin başka bir çocuğu emzirirse onlar sütanne havadis, bilgi, salık vermeksizin başka bir çocuğu emzirmekle suçlayabilirler ve onun memeleri kesilir.195. Eğer bir oğul babasına vurursa onun elleri balta ile kesilir.196. Eğer bir adam başka bir adamın gözünü çıkarırsa onun gözü de çıkarılır. [Göze göz]197. Eğer bir kişi başkasının kemiğini kırarsa onun kemiği de kırılır.198. Eğer bir kişi azad edilmiş bir adamın gözünü çıkarırsa ya da kemiğini kırarsa bir mina (yarım kilo) altın öder.199. Eğer bir adamın kölesinin gözünü çıkarırsa ya da kemiğini kırarsa onun değerinin yarısını öder.200. Bir adam kendisi ile eşit olan birinin dişini kırarsa onun da dişi kırılır. [Dişe diş]201. Bir kişi azad edilmiş bir adamın dişini kırarsa bir mina altının 1/3’ünü verir.202. Bir adam rütbece kendisinden daha üstün olan bir adamın vücuduna vurursa halkın önünde öküz kırbacı ile 60 kırbacı hakeder.203. Doğuştan özgür bir adam başka bir özgür doğan adama ya da eşit derecedeki birine vurursa bir mina altın öder.204. Azad edilmiş bir adam başka bir azad edilmiş adama vurursa on şikel nakit öder.205. Azad edilmiş bir adamın kölesi azad edilmiş bir adama vurursa kulağı kesilir.206. Bir kavga sırasında bir adam diğerine vurur ve onu yaralarsa ve daha sonra “Onu kasıtlı olarak yaralamadım” diye ant ederse doktorların masrafını öder.207. Bu adam yarası nedeniyle ölürse, öldüren eş bir şekilde tekrar ant fiyat ve ölen kişi doğuştan özgür ise yarım mina nakit verir. 208. Eğer azad edilmiş biri ise bir minanın 1/3’ü kadar öder.209. Bir adam henüz doğmamış çocuğunu kaybedecek şekilde doğuştan özgür bir kadına saldırırsa onun kaybı için on şikel öder.210. Bu kadın ölürse öldüren kişinin kızı öldürülür.211. Özgür sınıfa ait bir kadın bir vuruş nedeniyle çocuğunu kaybederse buna sebep olan nakit olarak beş şikel öder.212. Bu kadın ölürse yarım mina öder.213. Bir adam, başka bir adamın kadın hizmetçisine saldırır ve kadın çocuğunu kaybederse o nakit olarak iki şikel öder.214. Bu hizmetçi ölürse bir minanın 1/3’ü kadar öder.215. Bir hekim operatör bıçağı ile derin bir yarık açarsa ve onu tedavi ederse ya da bir operatör bıçağı ile (gözün üstünde) bir tümörü açarsa ve gözü kurtarırsa on şikel alır.216. Hasta eğer azad edilmiş bir adamsa beş şikel alır.217. Başka birinin kölesi ise sahibi doktora iki şikel verir. 218. Bir hekim operatör bıçağı ile derin bir yarık açarsa ve hastayı öldürürse ya da bıçak ile bir tümörü açıp gözü keserse doktorun elleri kesilir.219. Bir hekim operatör bıçağı ile azad edilmiş bir adamın kölesinde derin bir yarık açarsa ve onu öldürürse o köleyi başka bir köle ile ikame etmelidir.220. eğer operatör bıçağı ile bir tümörü açar ve gözünü çıkarırsa kölenin değerinin yarısını öder.221. Eğer bir hekim kırık bir kemiği ya da insanların hastalıklı kısımlarını iyileştirirse hastalar ona nakit olarak beş şikel verirler.222. Azad edilmiş bir adam ise üç şikel verir. 223. Köle ise sahibi doktora iki şikel verir. 224. Bir baytar operatör bir eşek ya da bir öküz üzerinde ağırbaşlı bir ameliyat yapar ve tedavi ederse ücret olarak sahibi cerraha bir şikelin 1/6'sını öder.225. Bir baytar operatör bir eşek ya da bir öküz üzerinde ağırbaşlı bir ameliyat yapar ve onu öldürürse sahibine değerinin ¼’ünü öder. 226. Ustasının bilgisi olmaksızın bir berber satılmayan bir kölenin üzerindeki kölelik işaretini silerse bu berberin elleri kesilir.227. Her hangi bir kişi bir berberi aldatır ve köle işaretini satılık olmayan köle işaretiyle değiştirirse öldürülür ve evi yakılır. Berber “Onu kasıtlı olarak işaretlemedim” diye ant ederse suçlanmaz.228. Bir inşaatçı bir yapı inşa fiyat ve binayı tamamlarsa her bir sar’lık yüzey için iki şikel ona ücret verir. 229. Bir inşaatçı her hangi bir kişi için bir yapı inşa fiyat ve bu binayı müsait bir şekilde yapmazsa ve onun inşa ettiği yapı yıkılıp sahibini öldürürse inşaatı yapan öldürülür.230. Eğer yapı ev sahibinin oğlunu öldürürse inşaatı yapanın da oğlu öldürülür. 231. Yapı sahibinin kölesini öldürürse evin sahibine köle için bir köle ödeme yapar.232. Binanın bir kısmı harap olursa harap olan kısmın tümünü tazmin fiyat ve inşa ettiği binayı düzgün bir şekilde inşa edinceye dek kendi imkanlarıyla evi yeniden inşa eder.233. Bir kişi başkası için yapı yapıyorsa, yapı henüz tamamlanmamış olsa bile, duvarı devrilmişse inşaatı yapan kişi kendi imkanlarıyla duvarı daha sağlam bir şekilde yapmalıdır.234. Tekne inşa eden bir kişi birisi için 60 gur uzunluğunda bir tekne yaparsa nakit olarak iki şikel ücret alır.235. Tekne inşa eden bir kişi birisi için bir tekne yaparsa ve tekneyi sıkı yapmazsa ve aynı yıl içerisinde tekne denize açıldığında hasar görürse tekne yapımcısı tekneyi alır ve kendi imkanlarıyla sağlamlaştırır. Sağlam tekneyi, tekne sahibine verir.236. Bir kişi kendi teknesini bir gemiciye kiralarsa ve gemicinin dikkatsizliğinden tekne yıkıntı haline gelir ve batarsa gemici tekne sahibine tazminat olarak başka bir tekne verir.237. Bir kişi bir gemici ve onun teknesini kiralarsa ve onu mısır, giyecek, yağ, hurma ve benzeri müsait şeylerle doldurursa; ancak gemicinin dikkatsizliğinden gemi batarsa ve taşıdıkları harap olursa o vakit gemici hem yıkıntı haline gelen gemiyi hem de içindekileri tazmin etmelidir.238. Bir gemici her hangi bir kimsenin gemisini kazaya uğratır da gemiyi muhafaza ederse geminin değerinin yarısını öder.239. Bir kişi bir gemici kiralarsa yıl başına altı gur mısır öder.240. Bir tüccar bir feribota çarpar ve onu yıkıntı haline getirirse kaza geçiren teknenin sahibi Tanrı önünde hak arar; feribot ile çarpışan tüccar gemisinin sahibi diğer botun sahibine bütün hasar için tazminat ödemelidir.241. Her hangi bir kimse angarya için bir öküzü zorla alırsa nakit olarak bir minanın 1/3’ünü öder. 242. Her hangi bir kişi bir yıllığına öküzleri kiralarsa sabana koşulan öküzler için dört gur mısır öder.243. Sığır sürüsünün kirası olarak sahibine üç gur mısır ödenir.244. Bir kimse bir öküz ya da bir eşek kiralarsa ve bir aslan onu otlakta öldürürse ziyan sahibine aittir.245. Bir kimse bir öküzleri kiralar da onları kötü muamele ya da vuruş sonucu öldürürse öküze karşı öküz vererek tazmin etmelidir.246. Bir kimse bir öküz kiralar da onun bacağını kırarsa ya da boyun bağlarını keserse öküze karşı öküz vererek tazmin eder.247. Bir kimse bir öküz kiralar da onun gözünü çıkarırsa sahibine değerinin yarısını öder.248. Bir kimse bir öküz kiralar da onun bir boynuzunu kırarsa ya da kuyruğunu keserse veya burnunu yaralarsa sahibine değerinin dörtte birini öder.249. Bir kimse bir öküz kiralar da Tanrı ölsün diye ona vurursa onu kiralayan kişi Tanrı adına ant fiyat ve suçsuz olduğu kabul edilir.250. bir öküz caddeden (pazardan) karşı karşıya geçerken birileri onu itip öldürürlerse sahibi mahkemede (kiralayana karşı) her hangi bir hak talebinde bulunamaz.251. Bir öküz boynuzla yaralanmış ise ve bu da onun boynuzlayan bir öküz olduğunu gösteriyorsa ve onun boynuzları bağlanmamışsa ve öküz doğuştan özgür olan birini boynuzlayıp öldürmüşse sahibi nakit olarak yarım mina altın verir.252. Eğer bir kişinin kölesini öldürürse bir minanın 1/3’ünü verir.253. Bir kişi başka biriyle tarlasını işlemesi için anlaşır ve ona ekmesi için tohum verirse, boyunduruğa koşulmuş bir çift öküz verirse ve o kişi mısırı ya da diğer ürünü çalar ve kendisine ayırırsa elleri baltayla kesilir.254. Eğer kendisine tohumluk mısır ayırır ve boyunduruğa koşulmuş öküz de kullanmazsa aldığı miktar kadar tohumluk mısır verir.255. Eğer öküz boyunduruğunu başkasına kiraya verirse ya da tarlaya ekmeyerek tohumluk mısırı çalarsa suçlu bulunur ve her bir yüz gan için altmış gur mısır öder.256. Onun topluluğu onun adına bunu ödemezse sığırlarla beraber (çalışması için) tarlaya gönderilir.257. Bir kimse tarla işçisi kiralarsa bir yıl için sekiz gur mısır öder.258. Bir kimse bir öküz sürücüsü kiralarsa yıl başına ona altı gur mısır öder.259. Bir kimse tarladan bir su çarkı çalarsa sahibine nakit olarak beş şikel öder.260. Bir kimse (suyu nehirden ya da kanaldan almaya yarayan) bir su kaldıracı ya da bir sabanı çalarsa nakit olarak üç şikel ödemelidir.261. Bir kimse koyun ya da sığırlar için bir çoban kiralarsa yıl başına sekiz gur mısır öder.263. Kendisine verilen koyunu ya da sığırı öldürürse sahibine sığır için sığır, koyun için koyun vererek tazmin eder.264. Gözetlemesi için koyun ya da sığırın emanet edildiği, üzerinde anlaşılan ücretini saha ve tatmin edilen bir çoban koyun ya da sığırların sayısını azaltırsa ya da daha az doğumla artış gerçekleşirse kaybettiği karı ya da artışı telafi etmelidir.265. Kendisine bakması için koyun ya da sığır emanet edilen bir çoban hatalı davrandıysa, doğal yoldan sürünün daha az artmasına yol açtıysa ya da onları nakit karşılığı sattıysa mahkum edilir ve kaybın on katını sürü sahibine verir.266. Bir hayvan Tanrı tarafından öldürüldüyse (kaza) ya da bir aslan onu öldürdüyse çoban Tanrı huzurunda masumiyetini duyuru fiyat ve sahibi de bunun kaza olduğunu kabul eder.267. Bir çoban bir şeyleri ihmal ettiği için ahırda bir kaza meydana gelmişse bu kazadan çoban sorumludur ve sığır ya da koyunu sahibine tazmin eder.268. Harman dövmek için bir kimse bir eşek ya da öküz kiralarsa kira 20 ka mısırdır.269. Harman dövmek için bir kimse bir eşek kiralarsa kira 20 ka mısırdır.270. Harman dövmek için bir kimse genç bir hayvan kiralarsa kira 10 ka mısırdır.271. bir kimse bir çift öküz, yük arabası ve sürücüsünü kiralarsa bir gün için 180 ka mısır öder.272. Bir kimse yalnızca bir yük arabası kiralarsa bir günlüğüne 40 ka mısır öder.273. Bir kimse bir gündelikçi kiralarsa yıl başından beşinci aya kadar (günlerin uzun ve işin zor olduğu Nisan-Ağustos arası) nakit olarak her gün için altı gerah; altıncı aydan yılın sonuna kadar ise beş gerah öder.274. Bir kimse üstat bir zanaatkar kiralarsa ona ...’nın ücreti olarak günde beş gerah, çömlekçilik ücreti olarak beş gerah, terzilik ücreti olarak beş gerah, ...ipçilik ücreti olarak dört gerah, duvarcılık ücreti olarak...gerah öder.275. Bir kimse bir feribot kiralarsa günde üç gerah öder.276. bir kimse bir yük gemisi kiralarsa günde iki buçuk gerah öder.277. Bir kimse 60 gur’luk bir tekne kiralarsa onun kirası olarak günde bir şikelin 1/6’ı kadar nakit öder.278. Bir kimse bir kadın ya da erkek köle satın alır ve bir ay geçmeden benu hastalığına yakalanırlarsa köleleri satıcıya art götürür ve ödediği parayı art alır.279. Bir kimse bir kadın ya da erkek köle satın alır ve üçüncü şahıslar üzerinde hak iddia ederlerse satıcı bundan sorumludur.280. Yabancı bir ülkede bir kimse başka bir ülkeye ait olan bir kadın ya da erkek köle alırsa ve bu kadın ya da erkek kölenin sahibinin ülkesine döndüğünde onları tanırsa ve köleler ülkenin yerlileri ise nakit almadan onları sahibine art verir.281. Onlar başka bir ülkeden ise alıcı onlar için tüccara ödediği parayı deklare fiyat ve kadın ve erkek köleyi elinde tutar.282. Bir köle efendisine “Sen benim efendim değilsin” derse ve onlar o köleyi suçlarsa efendisi onun kulağını keser.
Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Etiketler
hammurabi, iö2500, kanunları


Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB kodu Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Forum Jump


Tüm Zamanlar GMT Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 18:29.


Search Engine Optimisation provided by DragonByte SEO v2.0.36 (Lite) - vBulletin Mods & Addons Copyright © 2025 DragonByte Technologies Ltd.
ankara escort ankara escort ankara escort çankaya escort ankara otele gelen escort eryaman escort eryaman escort ankara escort eryaman escort kızılay escort escort ankara çankaya escort kızılay escort ankara eskort Antalya Seo tesbih
escort bayan mersin escort alanya eskort