Forumbulteni.com En Bilgi Paylaşım Platformu  

Geri Git   Forumbulteni.com En Bilgi Paylaşım Platformu > > >

youtube izlenme hilesi
Cevapla
 
Seçenekler Stil
  #1  
Alt 14.Ocak.2019, 04:34
HomoKo HomoKo isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Super Moderator
 
Üyelik tarihi: 14.Ocak.2019
Mesajlar: 301
Standart Kayyum Atanması Nedir ?

Kayyum Atanması Nedir ? ANONİM ŞİRKETLERE KAYYUM ATANMASI Uygulamada gerek ortaklar arasında çıkan anlaşmazlıklar nedeniyle anonim şirket organlarının iş göremez hale gelmesi, gerekse şirketin organsız kalması durumlarında mahkemelerden şirket için kayyum atanması istendiğine sıklıkla rastlanır. Uygulanacak Hükümler Türk Ticaret Kanununda (TTK) anonim şirketlere kayyum atanmasına ilişkin özel bir düzenleme yoktur. Bu nedenle Türk Medenî Kanunu (MK) m.403, m.426/3 ve m.427/4 hükümleri uygulanır. MK m. 403 uyarınca kayyum belirli işleri görmek ve malvarlığını yönetmek için atanır. MK m. 426/3 hükmü “yasal temsilcinin görevini yerine getirmesine bir mani varsa ilgilinin isteği üzerine veya re’sen temsil kayyumu” atanmasını öngörür. MK m. 427/4 hükmü ise “bir tüzel kişi lüzumlu organlarından yoksun kalırsa ve yönetim başka yoldan sağlanamazsa….” diyerek, tüzel kişinin organsız kalması yani, iş göremez hale gelmesini düzenler. Belirli İşlerin Görülmesi MK m. 403 belirli işlerin görülmesi için kayyum atanmasına ruhsat verir. Anonim şirketlerde şirket işleri organlar tarafından görüldüğünden, organlar iş başında oldukları sürece bu hükmün uygulanmasına yer yoktur. Organ eksikliğinde ise aşağıda ele alacağımız, MK m. 427/4 hükmü uygulanır.Uygulamada bir dönem yönetim kurulu ve denetçilerin görev süreleri dolduğu için umumi kurulu toplantıya çağıramadığı durumlarda, umumi kurulu toplantıya çağrı etmek ve bu toplantıyı gerçekleştirmek için kayyum atandığı görüldü. Ancak, daha sonra Yargıtay organın görev süresi sona erse dahi yeni organ seçimi için yapılan umumi kurul çağrılarını ve bu çağrı üzerine toplanıp karar saha ve seçim yapan umumi kurulları hukuka müsait buldu. Bu nedenle başka şartlar olmadıkça sırf organın görev süresi dolması, MK. M. 403 anlamında, belli işlerin görülmesi için kayyum tayinini gerektirmez. Zira organın süresi dolsa dahi, o organın görevi kaide olarak, yeni üyelerin seçilmesi amacına yönelik olarak ve varolan işlerle sınırlı olacak şekilde devam eder.Bununla beraber anonim şirket organlarından birinin eksikliği nedeniyle TTK m. 435 uyarınca mahkemeden şirketin feshi istendiğinde, mahkeme organ boşluğunu doldurmak ve belli işlerin görülmesini sağlamak üzere kayyum atayabilir. Yargıtay uygulaması da bu yöndedir. Yasal Temsilcinin Görevini Yerine Getirememesi Anonim şirketlerin yasal organları, umumi kurul, yönetim kurulu ve denetçilerdir. Nasıl gerçek kişilerde organlar kişinin birer parçasıysa, tüzel kişilerde de organlar, tüzel kişinin bir parçasıdır. Bilindiği gibi tüzel kişi olan anonim şirketler ancak organları aracılığıyla haklarını kullanır ve borçlarını yükümlenir. Böylece organların yaptıkları eylemler ve giriştikleri işlemler tüzel kişinin eylemi ve işlemi kabul edilir. Bu nedenle anonim şirketlerin organları, anonim şirketin temsilcisi değildir. Zira organ, temsilci gibi üçüncü bir kişinin iradesini değil, bir parçası olduğu anonim şirketin iradesini açıklar.Yukarıdaki açıklamalar çerçevesinde, anonim şirketin organları MK m. 426/3 kapsamında değerlendirilmez ve bu hüküm anonim şirket organlarını kapsamaz. Zira anonim şirket organları yasal temsilci değildir. Organlardan Yoksun Kalmak MK m. 427/4’de düzenlenen organlardan yoksunluk, anonim şirketin yukarıda değindiğimiz mecburi organlardan yoksun kalmasını vurgular. Organ eksikliği aynı zamanda TTK m. 435 çerçevesinde bir fesih nedenidir. Bu konuda çeşitli olasıklar düşünülebilir.Genel Kurulun toplantıya çağrılamaması; Genel kurulun yönetim kurulunu veya denetçileri seçememesi; Yönetim kurulu veya denetçilerde açılan üyeliklere nakil yapılamaması ve bu nedenle nisap oluşmaması; Nisap yokluğu nedeniyle organın devamlı bir şekilde çalışamaması; Yönetim kurulu düzenli olarak toplandıktan sonra, toplantıda karar nisabı oluşmaması veya karara bazı üyelerin muhalif kalması “organsızlık” olarak nitelendirilmez.Yönetim kurulunun hiç toplanamaması veya toplanıp da karar alamamasına uygulamada “kilitlenme” denir. Kilitlenme konusunda genellikle şirket ana sözleşmesinde veya ortaklar sözleşmesinde özel düzenlemeler bulunur. Emredici hükümlere aykırı olmadıkları sürece, sözleşme özgürlüğü ilkesi çerçevesinde tarafların ortak iradelerini yansıtan bu hükümlere üstünlük tanınır. Kilitlenme konusunda tarafların bir düzenlemesi yoksa, kilitlenmenin “organsızlık” seviyesine ulaşabilmesi için uzunca bir süre devam etmesi ve şirketin çalışamaz duruma gelmesi gerekir. Hangi sürenin “uzunca” sayılacağı somut olayın özellikleri dikkate alınarak belirlenir. Ortaklar Arası Uyuşmazlıklar Kayyum Atanmasını Gerektirmez Ortaklar arası uyuşmazlıklar veya farklı ilişkilerden doğan anlaşmazlıklar hiçbir şekilde kayyum tayinini gerektirmez. Ortakların her konuda aynı fikirde olmaları beklenemez. Kimisi bir yatırımı desteklerken, kimisi de karşı çıkabilir. Ancak bu tür düşünce ayrılıkları kayyum atanmasını haklı göstermez.Anonim şirketin temsil ve yönetiminde bir zaafiyet olsa dahi vaziyet böyledir. Örneğin yönetim kurulunun şirketi iyi yönetemediği, temsil edemediği, ortaklığı zarara uğrattığı veya şirketin beklenen kârlılığa ulaşamadığı iddialarında da kayyum tayin edilemez. Şirketin yönetim ve temsili yönetim kuruluna aittir. Ortaklar bu yönetim ve temsilden mesut olmadıklarında TTK lüzumlu çareleri öngörür. Yönetim kurulu üyeleri azledilerek yerlerine yenileri seçilebilir ve koşulları varsa yönetim kurulu üyelerinin sorumluluğuna gidilebilir. Ancak “yönetim beceriksizliği” kayyum atanması için haklı sebep oluşturmaz.Yönetimin devamlılığını sağlıyamayan ortakların şirketin feshi veya kontrol kurullarının işletilerek şirketin çıkarlarına en müsait yönetim biçiminin temini yerine, kamusal müdahale ile şirketin kayyum tarafından yönetim edilmesini istemeleri doğru değildir.Ticarî faaliyeti bulunmayan ancak tasfiye sürecine girmemiş bir şirket için de, organları iş başında olduktan sonra, kayyum tayini istenemez. Kayyumun Görev ve Yetkileri Kayyumun görev ve yetkileri mahkemece sınırları çok iyi çizilerek belirlenir. Kayyumun görevi her halde geçici olduğundan, süresi, yetkileri, ücreti kararda açıkça belirtilmelidir. Unutulmaması gereken nokta, kayyumun atanmasına yol açan durumlarla sınırlı yetkili olduğudur. Eğer kayyum atanması belli bir işin görülmesi için istenirse, yetki, görev ve süre de bu işe göre belirlenir. Eğer organ yokluğu nedeniyle atanırsa, kayyumun görevi bu organın seçimini sağlamak olmalıdır. Yoksa kayyum organın yerine geçecek şekilde atanamaz. Örneğin, yönetim kurulu, umumi kurul toplantıya çağrılamadığı için seçilemiyorsa, kayyum umumi kurulu toplamak ve yönetim kurulu seçimini gerçekleştirmek üzere yetkilendirilir. Yoksa kayyum yönetim kurulu yerine geçemez. Eğer kayyum umumi kurulun toplanmasını da sağlayamazsa bu vaziyet zaten TTK m. 435 çerçevesinde bir fesih nedenidir ve kayyumun görevi de yukarıda belirtildiği gibi bu çerçevede belirlenir. Usul Hukukuna İlişkin Konular Kayyum atanmasına ilişkin dava, anonim şirketi ilgilendirdiği için mutlak ticarî davadır. Asliye ticaret mahkemelerinde veya onların yokluğunda bu sıfatla devinim edecek asliye hukuk mahkemesinde açılır.Görevli mahkeme şirket merkezinin bulunduğu yer mahkemesidir.Kayyum atanması davasında husumet diğer ortaklar yanında mutlaka şirkete karşı da yönetilmelidir. Yargıtay kararları da bu yöndedir.Uygulamada kayyum atanması davalarında önlem olarak dava sonuçlanmadan da kayyum atanması talep edildiği görülür. Burada hükümle aynı sonuca ulaşacak şekilde önlem kararı verilmemesi gerektiği vurgulanmalıdır. önlem yoluyla ancak kayyuma, yapılmasında aciliyet ve zorunluluk olan bir görev için yetki verilebilir. Örneğin yönetim kurulu üyelerinin hepsi bir kazada ölmüştür, şirket yönetim organsız kalmıştır, bu nedenle kayyum atanması için dava açılmıştır. Ancak dava sırasında, örneğin süreli imza sirkülerinin süresi dolmuştur. Bu halde yeni bir imza sirküleri hazırlanması amacıyla tedbiren kayyum atanabilir. Sonuç Anonim şirketlere kayyum atanması istisnaî bir çözümdür ve aslında şirketi, başta organsız kalması nedeniyle sona ermekten kurtaran geçici bir çaredir. Bu nedenle mahkemeler kayyum tayini davalarında asıl amacın şirketin devamlılığını sağlamak olduğunu gözden ırak tutmamalıdır. Mahkemeler ortaklar arası çekişmelere alet olmamalı ve bu sorunları çözmek amacıyla da kayyum atamamalıdır.Kayyum atanması gereken hallerde de kayyumun görevi, yetkileri, süresi ve ücreti ayrıntılı olarak belirlenmelidir. Kayyumun organın yerini alarak şirketi sürekli şekilde yönetmesine ve temsil etmesine yol açmamalıdır.
Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Etiketler
atanması, kayyum, nedir

Seçenekler
Stil

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB kodu Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Forum Jump


Tüm Zamanlar GMT Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 15:01.


Search Engine Optimisation provided by DragonByte SEO v2.0.36 (Lite) - vBulletin Mods & Addons Copyright © 2024 DragonByte Technologies Ltd.