Kpss Öğrenme Psikolojisi Edimsel Koşullanma
Kpss Öğrenme Psikolojisi Edimsel Koşullanma Thorndike ile başlayan edimsel (operant) koşullanma Skinner’in sadece tepkilerin değil, edimlerin de öğrenilebileceği fikriyle geliştirmiştir (Ülgen, 1997). Edim, organizmanın çevresel uyaranlardan bağımsız olarak, adeta kendiliğinden gerçekleştirdiği davranışlardır (Aydın, 2001) Skinner, tepkisel ve edimsel davranışın nasıl meydana geldiğini araştırmış, ikisi arasındaki ayrımını yaparak geleneksel uyarıcı- tepki psikologlarından ayrılmıştır. Özellikle edimsel öğrenmeler üzerinde duran Skinner, tepkisel (respondent) ve edimsel (operant) öğrenmelerdeki farklılıkları şöyle açıklamaktadır (Lefrancois,1982). Tepkisel koşullanma, uyarıcının tepkiden önce verildiği koşullanmadır.Tepkisel koşullanmada pekiştireç tepkiye bağlı olarak verilmez. Edimsel koşullanma, organizmayı ödüle götüren veya cezadan kurtaran davranışın öğrenilmesidir (Senemoğlu,2004). EDİMSEL KOŞULLANMADA DAVRANIŞLARIN ÖĞRENİLMESİ Skinner’ın deneysel düzeneğinde içeriye doğru çıkıntılı bir pedal ve altındaki aş kabı vardır. Fareler merakla sağa sola bakarlar, çevreyi incelerler. Tesadüfen pedala dokunur ve yiyeceğe ulaşırlar. Bu süreçte yiyeceğe ulaşma, pedala basma davranışı pekiştirilmektedir. Davranış pekiştirilmediği vakit hem klasik koşullanmada hem de, edimsel koşullanmada yavaşlama başlar. Ayırt edici uyaran kullanılan ışık yanınca farenin yiyeceğe ulaşması sağlanmış, yanmayınca engellenmiştir. Bu durumda fare, ışık yandığında pedala basmaya koşullanmıştır(Aydın, 2001) Edimsel öğrenme, belli bir amaca ulaşmak için gereken davranışı öğrenmektir.Birçok becerilerin öğrenilmesi de eş biçimdedir. Araba kullanmayı, yazı yazmayı , basketbol oynamayı, hatta aş yemeyi edimsel koşullanma ile öğreniriz. Bu öğrenmelerde deneme-yanılmalar vardır. Bunlardan amaca ulaşmamızı kolaylaştıranlar kalır, diğerleri elenir. Örneğin yazı yazmayı öğrenirken pek çok başarılı yada başarısız deneyimimiz vardır.Korku ve kaçınma davranışlarının öğrenilmesi, edimsel koşullanma için de geçerlidir. Bu konuda Solomon ve Wyne (1963) tarafından yapılan bir deneyi inceleyelim Amacın korku ve kaçınma davranışını öğretmek olduğu bu deneyde, bir köpek üzerinden kolayca atlayabileceği bir bölmeye konulmuştur. Araştırmacının köpeğe elektrik şoku verebilmesi için teknik bir düzenek hazırlanmıştır. Araştırmacı önce zili çaldıktan 20 saniye sonra elektrik şoku vermiştir. Eğer denek bu uyma periyodu içinde dışarı atlamışsa zil sesi kesilmiş ve elektrik şoku verilmemiştir. Denek atlayamamışsa zil sesi ve elektrik şok denek bölmeden atlayıncaya kadar sürmüş. Elektrik şoku köpeğin havlama, tırmanma ve acı içinde kıvranma gibi davranışlar göstermesine sebep olmuş, rastlantıyla bölmenin üzerine atlayan denek, şok almaktan kurtulmuş. Sistematik bir sıra deneyden sonra denek zil sesini duyar duymaz bölmeyi atlamayı öğrenmiş.Bu deneyde denek, hem zil sesine karşı korku koşullanmasını edinmiş hem de kaçmayı öğrenmiştir(Aydın, 2001) EDİMSEL KOŞULLANMA İLKELERİ Hergenhahn’a (1988) göre edimsel koşullanmanın iki esas ilkesi vardır; 1.Pekiştirici uyarıcının izlediği tepkiler tekrarlanma eğilimindedir. 2.Pekiştirici uyarıcılar, edimsel davranışların meydana gelme oranını yada olasılığını artırır. Edimsel koşullanmada önemli olan davranış ve onun sonuçlarıdır. Organizma pekiştirilen davranışları daha sık gösterirken, pekiştirilmeyen davranışlardan vazgeçmeye başlar (Senemoğlu,2004). PEKİŞTİREÇ Pekiştireç kavramını, bir davranışı kuvvetlendiren yada zayıflatan uyarıcılar olarak tanımlayabiliriz. Pekiştireçler müspet ve menfi pekiştireç olabilir.Olumsuz pekişitreç art çekildiği vakit müspet pekiştireç, pekiştireç olur. Genlikle pekiştireçler olumu davranış kazandırmak içindir kullanılmaktadır(bfskinner.org) Olumlu Pekiştireç: Bir davranış, organizmanın hoşuna gidecek bir uyarıcının doğrudan verilmesi ile pekiştiriliyorsa, müspet pekiştireçtir ( Aydın, 2001). Soruya doğru yanıt veren öğrenciye bravo denmesi, başının okşanması, artı puan verilmesi gibi. Bu uyarıcılar da birincil ve ikincil müspet pekiştireler olarak ikiye ayrılmaktadır.Yiyecek, su,cinsellik gibi organizmayı doğal olarak pekiştiren ve canlının yaşamı ile ilgili olan pekiştireçler birincil müspet pekiştireçlerdir. Herhangi nötr bir uyarıcının müspet birincil pekiştireçle ilişkilendirilmesiyle müspet pekiştireç özelliği kazanan uyarıcılar da ikincil müspet pekiştireçlerdir (Senemoğlu, 2004). Olumsuz Pekiştireç: Organizma hoş olmayan bir durumdan kurtarılarak da davranış pekiştirilebilir.Bu tür pekiştireçler de menfi pekiştireçtir. Rahatsız edici seslerden kurtulma, elektrik şokundan kurtulma , parasızlık ve başarısızlık gibi(Ergün,2004).Organizmaya ziyan veren, yaşamı tehdit eden uyarıcılar birincil menfi pekiştireçken, herhangi bir nötr uyarıcının birincil menfi pekiştireçle ilişkilendirmesiyle pekiştireç özelliği kazanan uyarıcılar da ikincil menfi pekiştireçtir (Senemoğlu, 2004). Ödül olumlu, ceza ise menfi pekiştireçtir. Her ikisi de davranış kazandırmada önemli rol oynar (Aydın, 2001). Menfi pekiştireç ile ceza karıştrılmamalıdır. Çünkü, “-Olumsuz pekiştireç müspet davranışı ortaya çıkarmak için kullanılır -Olumsuz pekiştireç art çekildiğinde müspet davranış ortaya çıkar -Olumsuz pekiştireç art çekilmediğinde cezaya dönüşür.” (Yapıcı, 2004). Organizma için menfi bir vaziyet yaratan uyarıcılara ceza denir. Ceza da iki türlüdür 1-Ceza menfi davranışın arkasından derhal verilir. Çocuğun yaptığı bir davranışta dövülmesi, azarlanması gibi 2-Ortamdaki müspet uyarıcı, ortamdan çekilir, organizma için menfi vaziyet yaratılır. Televizyon izlemeyi yasaklama, sevgiyi esirgeme, tenefüse çıkarmama gibi (Ergün,2004). Ceza, etkili olmakla beraber, her vakit başarılı sonuçlar vermez. Ceza ne yapılması gererktiğini değilde sadece ne yapılmaması gerektiğini belirttiği için tartışılmaktadır. Bunun yanında istenmeyen ortaya koyabilir (Lefrancois, 1982). Skinner’ın cezaya alternatif önerileri şunlardır. 1.İstenmeyen davranışa sebep olan ortamı değiştirme (Salondaki kırılabilecek eşyaların kaldırılması) 2.İstemedik davranışı usanıncaya kadar yaptırınız (Örneğin şeker yememesini istiyorsanız, bıkıncaya kadar şeker yediriniz 3.Çocuğunuz gelişim dönemiyle ilgili bir davranış gösteriyorsa sabırlı olunuz. 4.Olumlu davranış gösterdiğinde derhal pekiştiriniz, istenmedik davranış gösterdiğinde görmezlikten geliniz. 5.Cezaya alternatif en etkili süreç sönmedir. İstenmeyen davranış pekiştirilmezse zamanla sönme meydana gelir.(İstediğini elde etmek için ağlayan bir çocuğu bu davranışından vazgeçirmek için ağladığı sürece istekleri yapılmamalı, ağlamadan söylediği istekleri yerine getirilmelidir) (Senemoğlu, 2004). Ataman, verilen pekiştireçlerin niteliği, sıklığı ve zamanlamasının önemine dikkat çekmekte bunun öğrenilecek davranışa ve öğrencinin davranışlarına göre değişiklik gösterebileceğini anlatım etmektedir (Ataman,2004) Sönme Pekiştirici uyarıcının kaldırılmasıyla davranış sıklığında bir azalma ve en sonunda edim düzeyine inme görülür.Sönme başladığında davranış derhal ortadan kalkmaz, kısa süreli bir artma görülür. Pekiştirilmeyen davranış giderek azalır bu olaya sönme diyoruz. Örneğin, öğretmen sık sık karın ağrısı şikayetinde bulunan öğrencisini eve göndermektedir. Öğrencinin bu davranışı eve gönderilerek pekiştirilmezse yani pekiştireç ortadan kalıdrılırsa davranış sönmeye başlar.Önceleri karın ağrıları daha çok şiddetlenir pekişrilmezse zamanla yok olur. PEKİŞTİRME TARİFELERİ Vakit açısından pekiştirme, sürekli ve aralıklı olmak üzere iki şekilde yapılabilir.Sürekli pekiştirme, istenen davranışın her yapılışında pekiştirilmeyi, aralıklı pekiştirme ise ara sıra pekiştirilmeyi gerektirir. Yapılan araştırmalar aralıklı pekiştirmenin, süreli pekiştirmeye oranla daha etkili olduğunu göstermektedir (Ferster ve Skinner, 1957.) Çünkü, her müspet davranış pekiştirildiğinde, pekiştirme olağan hale geleceğinden, davranışların ara sıra pekiştirilmesi insan psikolojisine daha uygundur ( Aydın, 2001). Sabit Vakit Aralıklı Pekiştirme: Belirli bir vakit diliminden sonra verilen pekişiteçtir. Maaşlar,günlük yövmiyeler, tenefüsler gibi Değişken Vakit Aralıklı Pekiştirme: Sürpriz niteliği taşıyan, beklenmedik zamanlarda verilen pekiştirmelerdir. Öğretmenlerin başarıyı pekiştirmek için yüksek puan vermesi gibi. Sabit Oran aralıklı Pekiştirme: Kaç davranıştan sonra pekiştireç verileceği bellidir.İşçilere ürettikleri parça başına ücret ödenmesi buna örnektir. Değişken Oran Aralıklı Pekiştirme: Kaç doğru davranışa pekiştireç verileceği belli değildir.Öğretmenin önce üç problemi doğru cevaplandıranı ödüllendirip daha sonra beş problemi doğru çözeni ödüllendirmesi gibi (Ergün,2004) Davranış değiştirmede kullanılan bir diğer yöntem de simgesel pekiştirmedir. Bu yöntemde çocuğun esas ihtiyaçlarını karşılamak yerine yıldız, puan, oyuncak, nakit gibi simgesel ögeler verilir. Pekiştireçlerin Etkili Bir Biçimde Kullanılması İçin Dikkat Edilmesi Gerekenler 1.Pekiştireç doğru davranıştan derhal sonra verilmelidir. Sınıfta söz almadan konuşan bir öğrenci söz alarak konuştuğu vakit alkışlanarak derhal bu davranışı pekiştirilmelidir. 2.Birey hangi davranışı için pekiştireç aldığını ayrım etmelidir. Hatta bu davranışı açıkça anlatım edilmelidir 3.Pekiştireç verildiğinde öğrenciyi etkileyen diğer uyarıcılar da göz önünde bulundurulmalıdır. Derste sıkılan bir öğrenciyi gürültü yapıyor diye sınıftan attığımızda onu cezakandırmak yerine pekiştirmiş oluruz. 4.Pekiştireç verilecek fert iyi tanınmalıdır. Çünkü bir fert için çok iyi bir pekiştireç bir başka fert için pekiştireç olmayabilir. Top oynamayı seven bir öğrenci için bu iyi bir pekiştireçtir. Ancak top oynamayı sevmeyen bir öğrenci için pekiştireç niteliği taşımaz. EDİMSEL KOŞULLANMANIN EĞİTİM AÇISINDAN SONUÇLARI 1.Eğitimcilerin esas görevi, öğrenme sürecinde uyaran tepki ilişkisini hedefler doğrultusunda yapılandırma ve yönetmektir. Bu vaziyet eğitimcilere, davranışları biçimlendirmek açısından, klavuzluk görevi getirmektedir. Davranışları biçimlendirme, öğretmenin tutum ve davranışları açısından tutarlı bir model olmasına bağlıdır. 2.Eğitimciler davranış biçimlendirme sürecinde pekiştireçlere başvuracaklardır. Pekiştirecin türü, müsait sayı ve yoğunlukta kullanımı önemlidir. 3.Davranışçılar, istendik davranışların edinilmesinde ağırlıklı olarak dışsal pekiştirmenin önemini savunmaktadır. Bu bağlamda öğretmenlerin görevi, öğrencilere nasıl öğreneceklerini öğretmektir.Bu amaçla okullarda bireyselleştirilmiş planlara ağırlık verilmeli ve grupla öğrenme teknikleri,, öğrencinin bireysel hızına göre tasarlanmalıdır. 4.Edimsel koşullanma kuramcılarına göre eğitimde başarısızlığın en önemli nedenlerinden biri, öğrenciye menfi pekiştireçlerin verilmesidir. Oysa öğrencinin amaca müsait davranışı pekiştirilmeli, amaca müsait olmayan davranışları ise görmezlikten gelinmelidir. Başka bir deyişle ceza, öğrenme yaşantılarına güdülemeyi ve dolayısıyla eğitimde başarıyı engelleyen en önemli faktörlerden biridir. 5.Ceza aşırı yapılandırılmış öğrenme etkinliklerinin ve standart başarı anlayışının bir sonucudur. Halbuki her birey, kendi hızıyla ve kendi seçtiği amaçlar doğrultusunda kendini geliştirme hakkına sahiptir. Öyleyse öğretim yaşantıları müsait parçalara bölünerek, öğrenciler için anlamlı ve istendik davranışlar haline dönüştürülmelidir (Aydın, 2001)
|