Forumbulteni.Com     forum  

Geri Git   Forumbulteni.Com > > >
Yardım Topluluk Ajanda Bugünki Mesajlar Ara

Cevapla
 
Seçenekler Stil
  #1  
Alt 14.Ocak.2019, 04:38
Lucas Lucas isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Senior Member
 
Üyelik tarihi: 14.Ocak.2019
Mesajlar: 936
Standart KPSS PİAGET Bilişsel Gelişim Dönemleri Konu Özeti

KPSS PİAGET Bilişsel Gelişim Dönemleri Konu Özeti PİAGET BİLİŞSEL GELİŞİM DÖNEMLERİPiaget' e göre bilişsel gelişim, birbirini izleyen dört dönem içinde ortaya çıkmaktadır. Dönemler ilerledikçe, çocukların kavrama ve mesele çözme yeteneklerinde niteliksel gelişmeler gözlenmektedir.Bilişsel gelişim büyük ölçüde biyolojik olgunlaşmadan etkilenmekle birlikte, bireyin yaşını bilmek, onun hangi dönemde olduğunu bilmek için kati bir ölçü olmamaktadır. Öte yandan, herhangi bir yaşta, bilişsel olarak ani çok dönemin özelliklerini taşımak da olasıdır. Piaget ergenlik dönemi ve sonrasına denk gelen son gelişim dönemini, "soyut işlemler dönemi" olarak anlatım etmektedir. Ancak, tekrar Piaget'e göre, bilişsel gelişim biyolojik olgunlaşma ile beraber geçirilen yaşantılardan da etkilendiği için, bazı yetişkinlerin yaşları ne olursa olsun soyut işlemler dönemine ulaşamamış olması da mümkün olabilir.Bilişsel gelişim dönemlerinin özelliklerinden bir başkası da, her bir dönemin kendisinden önce gelen dönemlerin özelliklerini de içermesidir. Başka bir anlatımla, bir önceki dönemin özellikleri, yeniden düzenlenip formüle edilerek bir sonraki döneme aktarılır.Piaget bilişsel gelişim dönemlerini Duyu-sal-Motor, işlem Öncesi, Somut İşlemler ve Soyut işlemler olmak üzere dört dönem içinde incelemektedir. 1- DUYUSAL-MOTOR DÖNEMDoğumdan iki yaşa kadar olan dönem Duyusal-Motor Dönem olarak adlandırılır. Yeni doğmuş bebek çevreden gelen uyarıcılara sadece reflekslerle tepki verir, ancak iki aylık kadar olduğunda istemli hareketler göstermeye başlar.Bu dönem içinde bebek dönem içinde duyuları ve motor faaliyetleri yoluyla dış dünya ile ilişki kurar, dönem içinde ilerledikçe çevresinde olup bitenleri ve kendisinin çevresinden farklı olduğunu keşfetmeye başlar.Dönem içinde nesne devamlılığının kazanılması ile bilişsel gelişimde refleks düzeyinde tepki verilen dönemden zihinsel işlemlerin kullanılmaya başlanmasına bir geçiş olur. Nesne devamlılığının kazanılması ile, bebeklerin görüş alanları dışına çıkan nesne ya da kişilerin aslında yok olmadıklarını kavramaları kastedilmektedir. Nesne devamlılığının kazanılmasından önce, bebekler gözlerinin önünden yok olan şeylerin kaybolduğunu sanırlar.Örneğin, gözlerinin önünde oyuncakları bir örtüyle gizlenen bebekler, oyuncaklarının gizlendiğini görseler bile, örtüyü çekip oyuncaklarını aramayı düşünemezler. Nesne devamlılığının gelişmesi ilk aydan yirmi dördüncü aya kadar uzanan altı farklı dönem içinde gerçekleşir. 4 - 8. aylara denk gelen dönemde, bebekler gözleri önünde gizlenmiş nesneleri bulmaya başlarlar. Son dönem olan 18-24. aylarda, bebekler artık çevrelerindeki nesneleri zihinlerinde canlandırabilecek düzeye ulaşmışlardır. Bunun soncunda da, önceden görmeseler bile nerelerde olabileceğini tahmin etmeye başlarlar.Dönemin sonuna geldiğinde bebek, karmaşık olmayan zihinsel işlemleri gerçekleştirmeye başlayarak, işlem öncesi döneme geçer. 2- İŞLEM ÖNCESİ DÖNEMAnaokulunda geçirilen yıllara da denk gelen bu dönem 2-7 yaş arasını kapsar, işlem öncesi dönemin önemli bir özelliği, çocuğun tümüyle ben-merkezci bir düşünce yapısına sahip olmasıdır. Bu yaşlardaki çocuklar, kendi görüşlerinin olabilecek tek görüş olduğuna inanırlar; çevrelerindekilerin kendile-rinkinden daha farklı bakış açılarına sahip olabileceklerini anlayamazlar. Örneğin beş yaşlarında ki bir çocuk hırkasının rengini herkesin bildiğini sanır; süt içmeyi sevmiyorsa, ona göre hiç kimse süt içmekten hoşlan-mıyordur vb. Ben-merkezci görüş, çocuğun hak anlayışına da (vicdan gelişimine) yansır. Çocuk koşullara değil, olayların sonuçlarına bakarak karar verir; haklılığı ve haksızlığı sonuca bakarak değerlendirir.Bu çağdaki çocukta, konuşma da ben-merkezlidir. Konuşmaya başladığı ilk dönemlerde, adeta monolog yapar gibi kendi kendine durmadan konuşur. Birkaç çocuk bir arada olunca, hepsi aynı anda konuşurlar, ancak aralarında bir iletişim kurulmaz. 2-3 yaşlar arasında yer saha monolog tarzı konuşma, 4 yaştan başlayarak yerini ben-merkezli konuşmaya bırakır.Bu dönemde mantıklı düşünme işlemi henüz gelişmemiş olduğundan çocuklar nesnelerin görüntülerinin etkisi altında kalırlar. Henüz bilişsel yapıt korunumu kavrayabilecek düzeye ulaşmamıştır.Korunum, herhangi bir nesnenin biçimi ya da mekandaki konumu değiştiğinde, miktar, ağırlık ve hacminde değişiklik olmayacağı ilkesidir. Piaget' göre işlem öncesi dönemdeki çocuklar, bir nesnenin görünüşündeki herhangi bir değişikliğe karşın aynı kalabileceğini kavrayamazlar. Korunumun çocuklar tarafından anlaşılması, bilişsel gelişimle ilgili olarak üzerinde en çok araştırma yapılan konulardan biridir.Korunumun kavranmasıyla ilgili olarak miktar ve hacim korunumuna ilişkin deneylerden ikisine birer örnek verelim:Eşit aralıklarla dizilmiş eşit sayıda iki sıra boncuk çocuğa gösterildikten sonra, sıralardan birindeki boncukların arası açılır ve hangi sırada daha çok boncuk olduğu sorulur. Miktar korunumunu henüz kazanmamış çocuklar, geniş aralıklı sıradaki boncukların daha çok olduğunu söylerlerÇocuğun gözünün önünde, içlerinde eşit miktarda sıvı bulunan birbirlerine eş iki bardaktaki sıvı biri, daha dar ve uzun bir bardağa boşaltılır. Çocuğa hangi bardakta daha çok sıvı bulunduğu sorulur. Korunumu kavramamış çocuk, dar ve uzun bardakta daha çok sıvı olduğunu söyleyecektir.İşlem öncesi dönemdeki çocuklar korunumu kavramakta güçlük çekmelerinin yanı sıra, soyut kavramları da anlayamazlar. Sözgelimi, devinim etmeyen nesneler, onlar için "ölmüş", devinim ettiklerinde ise "canlan-mış"tır.Bu dönemdeki düşüncenin bir başka özelliği de, çocukların tek yönlü bir mantık işletmeleridir. Düş dünyalarının çok geniş olması, bu yaş çocuklarının bir başka özellikleridir. Oyunları gözlendiğinde, kurdukları düş dünyasında saatlerce oynadıkları, hayali arkadaşlarıyla ya da oyuncakları ile konuştukları gözlenebilir. "Cansız ya da düş ürünü varlıklara, canlıymış gibi mana yükleme" olarak tanımlanabilecek bu özellikleri, çoğu kez yetişkinler için eğlenceli sonuçlar doğurur. Çocuğun oyuncak ayısına "istediklerini yapmadığı için darılması" gibi davranışları, aile içinde espri konusu olabilir.Dönem sonuna doğru ilerledikçe, benmerkezci düşünce gitgide azalmaya ve yerini mantıklı düşünceye bırakmaya başlar. Böylece somut işlemler dönemine geçilir. 3-SOMUT İŞLEMLER DÖNEMİ7-12 yaş arasında yer saha ve ilköğretimin ilk beş yılına denk gelen bu dönemde, benmerkezci konuşma ve düşünce önemli ölçüde azalır, çocuk bilişsel güçlüklerin üstesinden gelmeye başlar. Somut işlemler döneminde çocuğun işlemleri muhakeme edişi mantıklı bir hale gelir. İşlem öncesi dönemde çözülemeyen korunum problemleri, bu dönemde çözülür; çocuk işlemleri bilakis çe-virebilme kapasitesine erişir.Çocuklar bu dönemde sıralama, sınıflandırma ve karşılaştırma işlemleri için şemalar geliştirirler. Nesneleri renk, uzunluk, yapıldığı madde gibi farklı özelliklerine bağlı olarak sınıflandırabilirler. Belirli nesneler arasındaki değişmeyen ilişkileri, nesneleri görmeden mantık yürütme yoluyla kavrayabilirler. Örneğin "Hasan, Ayşe'den uzun, Ayşe de Di-lek'ten uzun ise, Hasan'nın Dilek'ten de uzun olması gerektiğini" gözleriyle görmeden de bilebilirler. İlköğretim 3. sınıfın sonlarına doğru, çocuklar toplama ve çıkarmanın bir arada kullanıldığı kolay matematiksel işlemleri zihinsel olarak yapabilir duruma gelirler.Somut işlemler döneminde çocukların bilişsel yapıları, bazı problemleri zihinsel olarak çözebilecek düzeye gelmiş olmakla birlikte, bu dönemde bir problemin çözülmesi, somut nesnelerle bağlantılı olmasına bağlıdır. Problemlere, değişik yollardan giderek çözümler bulmakta güçlük çekilir. Soyut düşünce tam olarak gelişmemiş olduğu için, tümüyle kuramsal olarak verilen bir mesele karşısında başarısızlığa uğranabilir. Bu dönemdeki çocuklar "adalet, eşitlik, özgürlük" gibi soyut kavramları konuşmaları sırasında kullanabilmelerine karşın, içeriklerini kavramada sorunları vardır. 4- SOYUT İŞLEMLER DÖNEMİEn üst bilişsel gelişim dönemi olan soyut işlemler dönemi, 12 yaş sonrasında ergenlikle beraber yer almaya başlayarak, yetişkinlik yıllarına uzanır. Somut işlemler dönemi bir soruna değişik yollardan yaklaşmada güçlük çekilirken, soyut işlemler döneminde içinde göreceli düşünce gelişerek, bir mesele değişik biçimlerde ele alınabilir. Genelleme, tümdengelim, tümevarım gibi zihinsel işlemler yapılır. Hipotezler kurularak, doğrulukları denetim edilir. Soyut düşünce geliştiği için, soyut kavramlar kullanılarak, üzerlerinde düşünce yürütülür. Bu döneme ulaşan çocuklar tartışmalara katılmayı severler. Öte yandan resim, müzik, şiir, dans his ve düşüncelerin sembollerle aktarıldığı etkinliklere alaka artarak sadece izleyici olmakla yetinilmez, uğraşı alanı olarak da seçilir.Son dönem olan soyut işlemler döneminden sonra, bilişsel yapıda niteliksel bir gelişme ortaya çıkmaz. Ancak geçirilen yaşantılara bağlı olarak niceliksel gelişmeler her vakit mümkündür. ERGENLİK DÖNEMİNDE DÜŞÜNCE BİÇİMİ NASILDIR?Soyut işlemler dönemi, düşünmenin yetişkinler düzeyine ulaştığı dönemdir. Dönemin başlangıcı ergenlik yıllarına denk gelir. Böylece ergenlik döneminde hızlı bedensel gelişmeye enlem olarak zihinsel gelişme de hızlanır. Soyut işlemler dönemi içinde çocukluk çağına has düşünce biçimi, yetişkinlik dönemindeki düşünce biçimine dönüşmekle birlikte, bu dönüşüm aniden olmaz. Ergenlik dönemi içinde, yetişkin düşüncesinin özelliklerini tümüyle içermeyen, ergenlik dönemine has olarak kabul edilebilecek bir düşünce biçimi kendini gösterir.Ortaöğretim yıllarına denk gelen ergenlik çağı içinde ergen ben-merkezciliği diye adlandırılan bir düşünce biçimi ortaya çıkar. Bu durum, soyut işlemler dönemi ile ergenlik dönemine girişin, aşağı yukarı aynı zamanlara rastlaması ile açıklanabilir. Düşünceyle oynamaktan hoşlanan genç, değişik alanlarda adeta kendine has kuramlar geliştirerek, bunların abartılı bir savunucusu olur. Kendi düşünce biçiminin en doğrusu olduğuna inanarak, çevresiyle lüzumsuz tartışmalara girebilir.Ergenlerin sık sık kullandıkları iki cümle, bu ben-merkezci düşünce biçiminin tipik ifadesidir. Bunlardan birincisi ben her şeyle başa çıkabilirim, bana bir şey olmaz", diğeri ise "yetişkinler beni anlamıyor" ifadeleridir. Bu yaştaki gençler kendilerinin adeta dokunulmazlığı olduğuna inanır ve olmadık riskler alabilirler. Örneğin çok hızlı ve tehlikeli bir biçimde otomobil kullanabilir, çok sevdiği için incecik bir montu en soğuk havalarda bile giymeye devam ederler vb... Ergenlerin, yetişkinlerin kendilerini anlamadıklarını düşünmelerinin nedeni de, belli yaşantıların yalnızca kendi başlarına geldiğine inanmalarıdır.Örneğin, ilk kez aşık olan bir genç kız annesine "Anne, sen aşık olmanın nasıl bir şey olduğunu bilmiyorsun..." dediğinde buna içtenlikle inanır. Yaşadıkları duygular için de bu kaide geçerlidir. Yaşadıkları bir vaka karşısında hiç kimse onlar kadar öfkelenmemiş-tir ya da sevinmemiştir.Sonuç olarak, ergenlerde ben-merkezci düşünce gelişimsel bir özellik olarak ortaya çıkar ve gözlenmesi doğaldır. Gençlerin bu özelliklerini bilerek onlara yaklaşmak, tartışmaya girmekten çok onları anlamaya çalışmak, kuşaklar arası çatışmaların şiddetini azaltacaktır. Normal koşullar altında, ergenlik döneminin sonlarına doğru ben-merkezci düşünce biçimi etkisini kaybetmektedir. alıntı
Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Etiketler
bilişsel, dönemleri, gelişim, kpss, pİaget


Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB kodu Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Forum Jump


Tüm Zamanlar GMT Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 21:10.


mersin escort alanya eskort