![]() |
![]() |
|
#1
|
|||
|
|||
![]()
Sezgi ve ayırt etme gücünüz, ilerlemenizi sağlayacak tek şeydir. Çünkü biyolojik olarak sahip olduğunuz başka her şey müdahaleler ile bozulmuştur. Gerçekleri, perdenin benim bulunduğum tarafı yanını muhakeme ederek anlamanıza ruhsat vermeyecek aşılara sahipsiniz.
Anlamaya başlamanızın tek yolu var: Biyolojinizi ruhsallığınızla dengelemek. Ruhsal yanınız saf ve etkilenmemiş haldedir. O sınırlanmamış, bozulmamıştır. Ruhsal yanınızın gücünün sağlayacağı dengeyle biyolojik yapınızın (zihninizin ve bedeninizin) anlayış alanı artık sınırlanmayacaktır. Bu denge aydınlanmayı getirir. Size sınırlılıklarınızla ilgili bir örmek vermek istiyorum: Size her şeyin bir başlangıcı ve sonu olması gerektiği duygusu aşılanmıştır. Size bir şeyin "daima var" olduğu söylense zorlanırsınız. Sizin bir anda bunu anlamanızı sağlayamam ama şunu düşünerek idrakinizi sorgulayabilirsiniz: Büyük bir balonun içinde durduğunuzu düş edin. Bu balonun berede başlayıp nerede bittiğini bana gösterebilir misiniz? Ya da onun nereden çıktığını? Bir kürenin iç kısmı nasıl olur da bir başlangıca sahip olur? O üç boyutludur. Elinize bir kalem alıp balonun iç kısmı boyunca bir çizgi çizerseniz, başlangıcı olmayan bir çevrede kendiniz için bir başlangıç ve bitiş çizgisi yaratmış olursunuz. Böylece aslında sınırlamadan yoksun bir şeye sınırlamalarınızı yüklemiş olursunuz. Size yapılmış olan da budur. Siz üç boyutlu bir uzayda iki boyutlu olma yönünde etkilendiniz. Ve sizin tüm düşünüşünüz bunu yansıtır. Ayrıca siz sürekli olarak yaratılışı aramaya yönlendirildiniz. Bu size verilmiş bir diğer kısıtlama ile de ilgilidir: Siz zamanı doğrusal ve sürekli olarak ileriye ve geriye doğru, sadece iki boyutlu olarak algılarsınız. O asla durmadığı için siz asla "şimdi"de olamazsınız. Sadece son birkaç nesildir, zamanın göreceli olduğunu, sürekli ve değişmez olmadığını ayrım ettiniz ama hala üçüncü boyutu hakkında hiçbir kavrama sahip değilsiniz. Zaman, sizin bildiğiniz şekliyle var değildir. Anladığınız şekil, derslerinize ruhsat vermek, o sırada üzerinde varolabileceğiniz bir platform sunmak için yaratılmıştı. Sürekli, "güvenli" vakit bir dünya kavramıdır. Benim bulunduğum tarafta çok farklı bir vakit kavramı vardır ve her şey şimdi'de bulunur. Onun üçüncü boyutu dikeydir. O balonda olduğu gibi, bir geçmiş ya da istikbal yoktur. Her şey balonda bulunduğunuz noktaya göre bir merkez noktasını yansıtır. Tüm bilimsel çabalarınızla iki boyutlu düşünceye sınırlandınız. Henüz demin söz edilen dengeye erişmediniz ve onu bilimle ilişkilendirmediniz. Evrenin spritüel bilimleri mantıklı ve önceden bilinebilirdir ve her vakit sonuç veren sayılara ve formüllere dayanır. O fiziksel ile spiritüelin bir evliliğidir ve müsait yürütme tutarlı, gözlemlenebilir değişiklikler meydana getirir. O dengeyi başardığınızda biliminiz harikulade biçimde ileri bir atılım yapacak. Bilim spiritüel alandan ırak durdukça, ne devamlı feza yolculuğunu, ne yerçekimini değiştirmeyi ne de maddeyi dönüştürmeyi asla başaramazsınız. Nükleer atıkları bir çocuğun kumla oynadığı kolaylıkta nötrleştirmek mümkündür aslında. Şimdi bu becerileri geliştirecek izne ve güce sahipsiniz. Bunları hak ederek kazandınız. Henüz kullanmadığınız bu güç manyetik alanla ilgilidir. Dünyanın manyetik alanlarını anlama ve onları düzenlenmiş biçimde kullanma ile ortaya çıkacak büyük doğal güç kaynaklarınız var. İhtiyacınız olan tüm enerji oradadır. Dünyanın çevresinde, ızgara şeklindeki manyetik enerji ağını kullanarak yapabileceğiniz tepkisiz uçuşun sırrı şimdilik saklıdır. Bu noktada insanlar dev bir mıknatısın üzerinde bulunan minik moleküller gibidir. Bu, istenirse her şeyi müthiş bir kuvvetle devinim ettirecek bir mıknatıstır. Ama insanlar sadece yüzeydeki minik delikleri kazıp ısı ve enerji elde etmek üzere yakacak ufacık demir parçaları çıkarabilecek kadar uzağı görebilmekteler. Sizler bir jeneratörün üzerinde bulunan ve elektrik için dua eden karıncalar gibisiniz. Bir yaprağı yakıp ısınmak üzerinde konsantre olurken, koskoca orman gözden kaçıyor. Sürekli ortaya çıkan "üç kuvveti" bir sihir değil, evrensel bir mantıktır. Üç sayısının titreşimi güç ve enerji meydana getirir. Aydınlanma yolunda ilerleyebilmeniz için üç dengesine (fiziksel, zihinsel ve spiritüel) sahip olmanız gerekir. Emrinize hazır olan gerçek gücü kullanabilmeniz ve geriye kalan bilimsel sırları çözebilmeniz için üç'ün bilimini bilmeniz gereklidir. Üç, kullanıldığında bir'e dönüşür. Bunu açıklamak zordur ama üç uykuda olan (hareketsiz) bölümü karıştırıp birleştirerek aktif bir "bir" yaratmak üzerinde düşününüz. Batı dininiz, üç Tanrı bölümünün birleşmesine dayanır. Bu bilgi biraz değişime uğramıştır ama üç kuvvetinin birleşip bir olması açısından doğrudur. Bugün üçlü birliğin (baba, oğul, mübarek ruh) yerini üçlü bir bölünme değil, "herkes için eşit güç kavramı" yer almıştır. Manyetik alanlar sizin biyolojiniz için ve sağlığınız için çok önemlidirler. Ayrıca spiritüel bilincinizi etkilemek üzere ince ayarlanmıştır. Bu doğal olarak oluşan bir güç değildir. Çevrenize bakın, başka hangi gezegenlerin manyetik alanları var? O maksatlı ve dikkatli bir biçimde yerleştirilmiştir. Gezegeninizden uzağa giderseniz fiziksel ve zihinsel sağlığınızı sürdürecek olan doğru bir alanı çevrenizde taşımalısınız. Yaşam formunun biyolojisi nasıl olursa olsun, spiritüel bir öneme sahip olabilmek için kutuplaşması gerekir. Manyetik saha gezegenin dönüş ekseninden ne kadar uzakta hizalanmışsa, yaşam formu o kadar aydınlanmış demektir. Çevrenizdeki suni manyetik alanlar ve her tarafınızı kuşatmış olan elektrik ise sağlığınızı menfi etkiler. Kendinizi bundan korumalısınız. Zengin batı toplumlarınıza has bazı hastalıklar çevrenizdeki birçok suni manyetik alanın direk bir sonucudur. Zihinlerinizin esas düşünce işlemlerinin elektrik olduğunu anladınız. Böylece sinirlerden kaslara kadar tüm bedeninizin elektrokimyasal bir işleve sahip olduğunu anladınız. Bedeninizdeki her organ manyetik olarak dengelenmiştir. Beyin, tiroid, kalp, böbrek ve böbreküstü bezi rahatsızlıkları manyetik rahatsızlığın belirtileridir. Manyetizma insan bilinci ve biyolojisinin tüm varoluşu boyunca oturduğu "koltuk"tur. O tasarlanmıştır ve matematikseldir. Aşı sisteminizle (karma ve tekâmül) sürekli ilişki içindedir. Bunu ayrım etmiş olsaydınız, birçok hastalığınız şimdi anlaşılmış ve son bulmuş olurdu. Bedeninize aldığınız her şeyi manyetik olarak dengelemelisiniz. Dünyada şu anda savaştığınız bağışıklık hastalığı manyetik olarak denetim edilebilir. Biraz vakit harcayıp onu yeniden kutuplaştırın ve gücünü test edin. Çok şaşırabilirsiniz. |