![]() |
![]() |
#1
|
|||
|
|||
![]()
Lanet Yayılmaya Devam Ediyor
1998 yapımı Hideo Nakata imzalı özgün 'Ringu' ile Japon korku sineması, öykü ve karakterden ziyade efekt ve çekim tarzı ile türdeşlerinden ayrılarak öne çıktı ve Asya sinemasını ön sıralara taşımış oldu. Filmografisinde 'Karanlık Sular' (Dark Water) gibi kültler arasına girmiş bir başka filme de sahip olan Nakata, 'Halka'nın devam filmi için Hollywood'a transfer oldu. Japon korku roman yazarı Koji Suzuki'nin 'Ringu' serilerine dayanan bu ilk filmin 2002 yapımı Amerikan versiyonu 'Ring', eleştirmenler tarafından orijinali kadar beğenilmese de batılı izleyici tarafından ilgiyle karşılanmıştı. Bu filminde prodüktörlüğünü yapan Walter F. Parkes, "Korku sinemasının Hollywood'da gerçekten moda olduğu bir dönem vardı. En iyi yönetmenler, yazarlar ve oyuncular bu türe 'Şeytan', 'Omen' ve 'Rosemary'nin Bebeği' gibi filmlerle katkıda bulundular. Bizim niyetimiz 'Halka' ile türü yeniden yükseltmekti. Filmin başarısının umduğumuzdan daha büyük olması, bize efsaneyi devam ettirme fırsatını verdi. Devam filmindeki esas amacımız ilk filmin sahip olduğu meşruluğu vermekti." diyor ve ekliyor, "İlk 'Halka'yı Naomi olmadan yapabileceğimizi düşünmüyorum, elbette ikincisini de. İki yıldan uzun bir aradan sonra yeni senaryoyu aldı ve derhal tekin olmayan, kimi agresif, korunmasız ama hala güçlü bir ıra olan Rachel oldu. Gerçekten görülmeye değer." diyor. Filmin başrol oyuncusu Naomi Watts devam filmlerinin tehlikesinin farkında: "Büyük başarı kazanmış ilk filmle yapılacak karşılaştırmalardan ötürü devam filmi yapmak korkutucu. Filmin izleyiciye aradığı şeyi vermesini istersiniz, ama aynı hikayeyi tekrarlamak da istemezsiniz. İşin iyi yanı, ilk defasında oynamayı sevdiğin bir rolü oynamaya devam etmek ve karakterin gelişimini keşfemektir. Bu nedenle uğraştırıcı ve hayli eğlenceli olmasının pek çok sebebi var." Prodüktör Parkes, "Hideo bu filme yaklaşabilecek biriydi, görev ya da iş olarak değil, daha ziyade ona çok gerçek gelen bir şeyin devamı için. Bu adam, bizim keşfetmeye çalıştığımız efsanenin gerçek yaratıcısıydı." diyor Watts, bu sözleri onaylayarak ekliyor, "Hideo, türün inanılımaz yönetmenlerinden. 'Ringu'yu ve 'Karanlık Sular'ı izlediğim için ona büyük inancım vardı. öykü anlatıcılığının görsel yönünden ve hız denetiminden anlıyor. Olayları nasıl ve ne vakit açığa vuracağını biliyor." 'Halka 2'de yönetmen, daha önceki çalışmalarındaki öykü anlatma tekniklerini ve önceki çalışmalarındaki bekar anneler, yetim çocuklar, su, intikamcı ruhlar ve teknolojinin cemiyet üzerindeki etkileri gibi temaları biraraya getiriyor. Nakata'nın işlerinde -telefonun çalması ya da musluğu çevirmek gibi- günlük hayatın banal ve rutin alışkanlıkları kuşku ve kaygı ile doldurulmuş. Normallik, tekrar büyük bir korkuya dönüşüyor. Nakata, Ehren Kruger'ın elinden çıkmış olan senaryo için, "Halka 2'nin taslaklarını ilk okuduğumda çok ilginç ve benim 'Ringu 2'mden çok farklı olduğunu düşündüm. Güçlü ve alaka çekici buldum. Farklılığıyla orijinallerinden ve ilk 'Halka'dan farklı hikayeler keşfetmeme ruhsat vereceğini düşündüm." diyor. Prodüktör Laurie MacDonald, "Bu, iki film arasındaki esas fark, ilk 'Halka'nın (Ring) görüntülerle anlatılmış olmasıydı. Kaset sizi ölümle tehdit eden tek korku unsuru değil, aynı zamanda Rachel'in sırrı çözebilmesi için elinde bulundurduğu ipucuydu. Şimdiki öykü daha romantik bir zeminde ve karakterler daha derin. Bence ilkiyle bağlantılı, ama bu cephelere de uzanıyor." diyor. Nakata, "'Halka', Rachel'in oğlunu güvende tutmak için kasetin bir kopyasını yapmasıyla bitiyor, ama bu Samara'nın lanetini dünyaya yayması anlamına geliyor. Bu nedenle lanet ilk filmle bitmiş olmuyor. Şimdi aradan iki yıl geçti ve Rachel oğlunu alarak Oregon'daki küçük, şirin bir kasabaya taşındı. Huzurlu, sessiz ve sakin görünüyor, ama huzurlu bir yer değil." diyerek bize filmin gidişatını çıtlatmış oldu. Watts'ın yorumu ise şöyle, "Açıkça Seattle Rachel için artık doğru bir yer değildi. Bu nedenle daha ırak ve yabancı bir yere gitti. Belli ki her konuda değişmişti. Bu sırla ve büyük suçla yaşayacaktı. Ne yapmıştı? Ne kadar yıkıma sebep olmuştu? Bu yüzden yalnız ve aşırı koruyucu bir insan haline geldi. İlk başta onun çok iyi bir ebeveyn olmadığını söylemek insanlar için kolaydı. Bencil ve kariyer odaklıydı. Oysa şimdi tamamen çocuğuna sarılmış durumda. Buradaki ironi, bu kötü annenin tam da Samara'nın umutsuzca ihtiyaç duyduğu bir tür anneye dönüşmüş olması." David Dorfman, Rachel'in duygulu oğlu Aidan'ı oynamak için 'Halka 2'ye art döndü. İlk filmde Samara'yla özel bir bağlantısı olan Aidan, şimdi onun ruhuna çok daha tehditkar bir yolla bağlı. Prodüktör MacDonald bu konuyla ilgili "David'in bu sefer oynaması gereken çok daha uğraştırıcı bir rolü var; çünkü sadece tatlı çocuk Aidan değil, aynı zamanda Samara'nın cisimleşmiş hali oluyor. Oynaması gereken çok güçlü bir rolü vardı. Ayrıca sette Naomi'yle aralarında çok güzel bir ilişki gelişti. Gerçekten ebeveyn - oğul gibi hissettirdiler." diyor. Aidan'dan farklı olarak Rachel'in kasabada tek ilişki kurduğu insan mahalli gazete sahibi olan patronu Max Rourke. Max, onun geçmişiyle ilgili hiçbir şey bilmiyor, ama Rachel'in davranışları giderek daha kuşkulu oldukça onun da merakı ve ilgisi giderek artıyor. Max, Avusturalyalı aktör Simon Baker tarfından oynandı. Kendisi korku türünün umumi olarak hayranı olmadığını ama 'Ring'den etkilendiğini itiraf ediyor ve ekliyor, "İlk film korku sinemasıyla insan dramasının mükemmel bir evliliğiydi. Korku tarafı video kasetin ürkütücü laneti, insanı tarafı ise ana-oğul ilişkisinin gücüydü. Devam filmini yapmakla ilgilenmemdeki esas sebep çok iyi olduğunu düşünmemdi." Naomi'yle ilgili olarak ise şunları söylüyor, "Hiç beraber çalışmamıştık, ama yıllardır arkadaşız. Bu yüzden aramızda bir güven duygusu var. Bu vaziyet seti daha rahat kıldı. Naomi'nin çok eğlenceli biri olması bu tür ağır bir film için iyi oldu." Watts'ın da partneri için eş şeyler hissettiği çok açık, "Bu kadar iyi tanıdığım biriyle çalışabiliyor olmak gerçekten çok hoştu. Simon iyi bir aktör ve bu rol için mükemmel." Baker, "Max ve Rachel'in ikisi de -benim karakterim orada doğup, oradan ayrılıp, sonra oraya art döndüğü halde- bu sessiz, küçük kasabada yabancılar. Max, Rachel'ın sebep burada ve bu kadar ketum ve kapalı olduğuyla ilgileniyor. Sonunda neler olduğunu açıklamaya başladığında Max onun anlattıklarına inanamıyor. Fantastik zırvalıklar gibi geliyor. 'Tamam kızım sen kaçıksın' ile 'Seni önemsiyorum ve sana yardım edeceğim' arasındaki dengeyi bulmak zordu." diyor. 'Halka 2'deki gizemin merkezi, Senarist Kruger'ın "tüm terk edilmiş çocukların öcünü saha melek ya da şeytan" olarak gördüğü Samara'nın kendisi. "Davranışları acımasız ve yıkıcı olsa da mağdur bir çocuk için bütünüyle anlaşılır. İğrenç görünümüne rağmen o trajik bir figür." Yönetmen Nakata'da bu görüşe katılıyor ve "Korkabiliriz, ama aynı zamanda sempati de duyabiliriz. Bunlar Japon hayalet hikayelerinin anahtar öğeleridir. 'Halka' özgün bir Japon romanı. Biz, bu tür bir ikiliğe sahibiz." diyor |