![]() |
![]() |
#1
|
|||
|
|||
![]()
Acaba 'Sapık'ın Amerikan turizmine menfi etkilerinden bahseden olmuş mudur? Ya da peşinden gelen filmler, eş bir itirazla karşılaşmış mıdır?
Bir an için bu işin Türk mantığıyla masaya yatırıldığını varsayalım: Kardeşim, siz ıssız yol kenarına kurulmuş benzin istasyonlarını ya da o sempatik motelleri böyle gösterirseniz, kim 'derin Amerika'da yolculuk yapmaya, özgürlük ruhunu keşfetmeşe çalışır? Lütfen, turizmimizi baltalamayalım. Onca insan bu sektörden ekmek yiyor. Neyse, bu kez mekanımızın ismi Pinewood Motel. Bates Motel'i çok andırmıyorsa da, aynı ligde oldukları aşikâr. Evlilikleri bitme aşamasına gelmiş ve adım başı birbirlerine sataşan çiftimiz David ve Amy, otomobillerinin bozulması sonucu Pinewood Motel'e kapağı atmak zorunda kalıyor. Onları resepsiyonda karşılayan kişinin ismi de Norman değil, Mason. İkili, kendilerini layık görülen 'balayı suiti'ne adım atar atmaz, ne türden bir belanın içinde olduklarını anlıyorlar. Odadaki, hiç bir kanalı göstermeyen televizyonun kenarına konan video kasetlere göz attıklarında, aynı mekânda daha önce saldırıya uğrayan insanların görüntülerine rastlıyorlar. Çok geçmeden telefonları acı acı çalıyor, duvarları yumruklanıyor. 'Kontroll' adlı filmiyle tanındıktan sonra derhal Hollywood'a kapağı atan Macar yönetmen Nimrod Atal'ın imzasını taşıyan 'Boş Oda' (Vacancy) Hithchock usulü esas korkular üzerine bir film. Motel konsepti 'Sapık'ı çağrıştırsa da kapalı bir odada, nereden geleceği belli olmayan hamlelere karşı gergin bekleyiş ve art arkaya gelen kapı ve duvar yumruklamaları, ister istemez 'Kuşlar'ı da hatırlatıyor. Çift, evin altındaki dehlizi keşfedip burada yolculuğa çıktığında da klosrofobinin adrenali yükseliyor. Ama film, öyküsü ilerlediğinde ve bizi korkuya alıştırdığında, heyecanını yitiriyor. Zaten sonrası da bildik bir kaçıp kovalamaca hikâyesi. Komedilerden sonra gerilimi de deneyen Luke Wilson ve 'Underworld'ün vampir güzeli Kate Beckinsale, tacize maruz kalan çifti, çok da akılda kalıcı olmayan performanslarla canlandırıyor. Öykünün 'Norman Bates'i Mason'daki Frank Whaley ise fiziğiyle değil ama sesi ve tonlamalarıyla Steve Buscemi'yi andırıyor. Sonuç olarak 'Boş Oda', haftanın diğer gerilimi 'Kırılgan'la beraber 'al birini vur ötekine'den ötesine geçemiyor. 'İlk yarıdaki korku bize kafi de artar' derseniz, seçiminize saygı duymaktan başka çaremiz kalmaz. |