Nuri Bilge Ceylan'la beraber tüm dünyada gözler Türk Sineması'na çevrildi. ABD sinema dergisi Variety de buradan yola çıkarak Türk Sineması'nı övdü .



62. Cannes Film Festivali'nde jüri üyeliği yapan ünlü Türk yönetmen Nuri Bilge Ceylan'la beraber tüm dünyada gözler Türk Sineması'na çevrildi. Sinema endüstrisinin önde gelen dergilerinden Variety, Türkiye'deki film endüstrisini masaya yatırdı. Cannes Film Festivali'nde aldığı başarılarla sinemaya adını altın harflerle yazdıran Ceylan'dan yola çıkan Variety dergisi, Türk filmlerinin hem Doğu'yu hem de Batı'yı kucakladığını anlattı ve ünlü sinemacıların görüşlerine yer verdi.

'Mustafa' Bond'u solladı

Derginin yazarlarından Ali Jaafar ve Nick Holdsworth, makalelerinde Türk Sineması'nın yükselen yeteneklerine övgüler yağdırdı. Variety, Türk Sineması'nın kendi topraklarında gişede başarıyı yakalarken, Batı'da da sanatsal filmleriyle birçok ödül aldığını belirtti. Dergi bu anlamda Türk Sineması'nın hem Doğu'yu hem de Batı'yı kucakladığına değindi. Variety, Türkiye'yi ve Türk Sineması'nı şu sözlerle tanıttı: "Türkiye; tezatlıkları, Doğu ile Batı'yı buluşturması, laik ve İslami değerlere sahip insanların karışımından oluşan toplumu hem çağdaş hem de geleneksel görünümü ile özetlenebilecek bir ülke. Film endüstrisi de eş bir şekilde kültür ve ticaretin büyüleyici bir karışımı." Variety, Türk film endüstrisinin yerli yapımlarla, büyük bütçeli Amerikan filmlerini geçtiğini vurguladı ve şöyle yazdı: "Örneğin bu yılın gişe şampiyonu, Togan Gökbakar'ın sıradan bir Türk tiplemesini anlattığı 'Recep İvedik-2' filmi. Özen Film tarafından yapılan ve dağıtılan film, gösterime girdiği şubat ayından itibaren 4.3 milyon seyirciye ulaştı. 'Recep İvedik-2' gibi filmlerin başarısı, Türk izleyicisinin, Türkler'in başarısı için büyüyen iştahının altını da çiziyor." Komedi ve melodramların da gişede başarı gösterdiğini belirten Variety, Türk izleyicisinin daha ağırbaşlı konulara alaka duymaya başladığına da değindi. Makalede şu sözlere yer verildi: "Örneğin, geçen ekimde Atatürk'ün hayatını anlatan bir film Türkiye'de sansasyon yarattı. Can Dündar'ın 'Mustafa' adlı bu belgeseli, bir milyondan çok seyirci çekti. O dönem James Bond serisinin son filmi 'Quantum of Solace'ı da geride bıraktı."

Ceylan'ın gişe başarısı

Variety, Türk yapımcıların duygulu ve tartışmalı konulara büyük alaka gösterdiğini vurguladı. 'Süt' filmiyle Fipresci ödülünü saha Semih Kaplanoğlu'nun şu sözlerine yer verildi: "Artık yakın tarih hakkında, 10 yıl öncekinden daha çok konuşuyoruz. Bu vaziyet bizim için hala çok yeni. Türk yapımcıların politikayla ilgilenmesi çok önemli." Dergi, Nuri Bilge Ceylan'ın uluslarası başarısına da geniş yer verdi. 'Üç Maymun' filmiyle uluslararası festivallerde ödül aldığı vurgulandı ve filmin 100 binden çok seyirciyi sinemaya çektiği belirtilerek, "Bu rakam Türkiye standartlarına göre biraz mütevazı kaldı ama yapımcı için makul bir performans oldu" denildi.

Onlar yükselen sinema yetenekleri

Ayça Damgacı

İstanbullu 31 yaşındaki Ayça Damgacı, Hüseyin Karabey'in 'Gitmek: Benim Marlom ve Brandom' adlı filmde başrol oynadı. Damgacı bu filmdeki başarılı performansıyla Heart of Sarajevo'da 'En İyi Kadın Oyuncu' ödülünü aldı.

Tomris Giritlioğlu

1999 yılında çevirdiği 'Salkım Hanımın Taneleri' adlı film bazı ödül törenlerinden de eli boş dönmedi. O günden bu yana TV yapımlarıyla adından başarıyla söz ettiren Giritlioğlu, yeni filmi 'Güz Sancısı' ile dikkat çekiyor. Film Yunanistan'da da vizyona girdi.

Özcan Alper

Alper'in ilk yönetmenlik denemesi olan 'Sonbahar' siyasi suçlu olarak 10 yıl hapis yattıktan sonra serbest bırakılan bir adamın öyküsünü anlatıyor. Film, Sofya Uluslararası Film Festivali'nde 'En İyi Yönetmen' ödülünü aldı.

Zeynep Özbatur

10 yıl önce reklam dünyasından film endüstrisine transfer olan Zeynep Özbatur, bu süreçte Türk film endüstrisinde adından başarıyla söz ettirdi. Nuri Bilge Ceylan'ın filmi 'Üç Maymun' ve 'İklimler'in yapımcılığını üstlendi. Özbatur, 2007 yılında Zeynofilm'i kurdu.