Forumbulteni.com En Bilgi Paylaşım Platformu  

Geri Git   Forumbulteni.com En Bilgi Paylaşım Platformu > >

youtube izlenme hilesi
Cevapla
 
Seçenekler Stil
  #1  
Alt 11.Nisan.2019, 14:51
RocKa RocKa isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Junior Member
 
Üyelik tarihi: 05.Ocak.2019
Nereden: Ethiopia
Mesajlar: 0
RocKa - İCQ üzeri Mesaj gönder RocKa - AİM üzeri Mesaj gönder RocKa - YAHOO üzeri Mesaj gönder RocKa isimli Üyeye Skype üzeri Mesaj gönder
Standart Bruce Willis Hâlâ karizmatik, hâlâ aksiyon peşinde

Bruce Willis. Hollywood'un ve Amerikan kültürünün en tipik adamlarından birisi.
Zeki, esprili, yakışıklı, yürekli ve kel! Evet, Bruce Willis çok farklı bir adam aslında; "Zor Ölüm 3"te üzerinde 'zencilerden nefret ederim' yazılı pankartla yem olarak kullanıldığı sahneyi hatırlayın. Ya da "12 Maymun" da serserileri öldürürken takındığı ç****iz ifadesini... Willis her kel erkeğin tesellisi öncelikle; dazlak kafası onun imgesiyle bütünleşmiş durumda.



Savaş üssünden 'blues' barlarına

Bruce Willis Almanya'da, bir savaş üssünde doğar. Babası 1957'de görevden alınır ve ailesiyle beraber ülkesine, Amerika'ya dönmeye karar verir. New Jersey'e yerleşir aile; babası işçilik yapmaya başlar. Penns Grove'a başlayan Willis okulu sever, öğrenci heyeti başkanı olur. Bu arada tiyatroya merak salar, okulun tiyatro bölümünde geçirmeye başlar zamanını.
Seyircilerin önünde kendisini rahat hissedebildiğinin farkına varan Willis, istikbal planlarını iş alanında başarılı bir kariyerden çok serüven üzerine kurar. Üniversiteyi boşlamakla başlar işe, bir taşıma şirketinde iş bulur. Bir arkadaşı iş kazası geçirince gerçekten yapmak istediği işin bu olmadığına karar veren Willis, yaşamını düzenlemeye soyunur. İlk yaptığı iş cebinde kalan son parasıyla iyi bir içki çekmek olur kendisine. Sonra blues müziğine olan aşkını itiraf ettiği 'müzisyenlik dönemi' başlar. Loose Goose isimli bir Rhytm&Blues grubunda armonika çalar, yaşamını kazanmaya çalışır. Ancak evdeki hesap çarşıya uymaz, müzik aşkı Willis'i beş parasız bırakır.

Mavi Ay efsanesi

Bir televizyon dizisi için aktör arandığını duyar ve seçmelere katılır. Performansıyla dizinin yapımcılarını şaşırtır ve taze bir yüz arayan yapımcıları doğru insanın kendisi olduğuna dair ikna etmeyi başarır. Bu sıra tüm dünyada bir efsane haline istikbal olan "Mavi Ay"dır. Dinamik, seyirciyi avucunun içine saha (dizide bol bol kameraya dönerek izleyiciyle konuşur), çocuksu, yürekli ve çoğu vakit öngörüleri tutmayan dedektif rolüyle şöhreti yakalar ve dünyanın dört bir yanındaki televizyon izleyicilerinin sevgilisi olur. Evet, yıllar sonra saçları dökülür, daha oturaklı ve güvenilir bir adam olur ancak hâlâ eski David Addison'dur sevenleri için...

Bu arada Blake Edwards'ın "Blind Date"inde, kariyeri açısından önemli bir rol kapar. 1987 yılında Demi Moore ile tanışır ve ünlü çift Vegas'ta evlenir. Ve işte tam bu sıralarda, Hollywood yeni bir filmin hazırlıklarını yapmaktadır. Bol patlamalı, heyecan dolu, yakışıklı kahraman/güzel kadın/zeki terörist klişesinin üzerine giydirileceği bir aksiyon bombasıdır hazırlanan. Kameranın arkasında John McTiernan, önünde ise Bruce Willis vardır...

Willis varsa ölmek zor!

Böylece yeni bir kahraman doğar: John McClane. Yılbaşını ailesiyle beraber geçirmek için Los Angeles'a giden New York'lu bir polistir McClane. Gece, karısının çalıştığı şirketin bulunduğu dev gökdelene gider ve tam karısıyla rahat rahat konuşacakken yapı teröristler tarafından basılır. 600 milyon dolarlık dev bir hırsızlık planlayan teröristlerin karşısında, karısını ve kendi hayatını kurtarmaya çalışan McClane olacaktır. Willis filmde hiç de büyük bir kahraman değildir, bol bol yaralanır, bombalanır, seyirciyi sinir eder. Üzerinde atleti, binanın en üst katlarından birisinde saklanmaktadır. Herkesten uzaktadır. Ve aslında herkesten ç****izdir. Neşeli ve umutlu bir adam olmasa derhal oracıkta öldürecektir kendisini.

"Zor Ölüm"ün başarısının ardından sanatçı sesiyle hayranlarının karşısına çıkar. Willis'in sesi oldukça kendine özgü ve gerçek anlamda 'cool'dur ve "Bak Şu Konuşana" nın bebeği Mikey için biçilmiş kaftandır. Filmin ikinci bölümünde de maharetlerini sergileyen Willis 90'lı yıllara "Zor Ölüm 2" ile girer. Renny Harlin'in filmi "Daha da zor bir ölüm" sloganıyla gösterime girer ve ilk filmdeki gökdelen fonunu havaalanına taşır. İlkine oranla daha heyecanlı ama daha kötü bir filmdir "Zor Ölüm 2". Özellikle Willis'in havaalanına girme girişiminde bulunduğu sahnelerde aksiyon sineması adına unutulmaz sahneler izler seyirci. İşin ilginç tarafı, McClane'in ilk filmdekinden daha da yoğun bir biçimde diğer polisler tarafından dışlanması, ancak bir kez daha söylediklerinin gerçek çıkmasıdır.


Serinin üçüncü bölümü 1995'de gelecek, yönetim tekrar John McTiernan'ın ellerinde olacaktır. Üçüncü bölüm çok daha özgür ve zekice kurulmuş bir yapımdır ve kuşkusuz serinin en iyi bölümüdür. Kendisine Simon diyen bir teröristin (eşsiz Jeremy Irons) McClane ve mecburi olarak tanıştığı zeki dostunu New York sokaklarında parmağının ucunda oynatmasının hikâyesidir bu. Willis oldukça şanssızdır, zencilerden dayak yer, tünellerde suyla boğuşur, karmaşık 'puzze'lar ile boğuşur. Ama sonunda zeki intikamını alır.

Willis bu kendine özgü karakteri dışında tipten tipe bürünür 90'lı yıllardaki filmlerinde. De Palma'nın "Şenlik Ateşi"nde bir gazeteci, "Hudson Hawk"ta soyguncu, "Ölüm Kadına Yakışır"da estetik uzmanı, "Vuruş Mesafesinde"nde ise kıyı güvenlik görevlisi olur. Ancak bu filmler, Willis'in oyunculuk anlamında pek de kendini yenileyemediği yapımlar olarak kalır.

Bruce Willis'i yeniden keşfeden yönetmen, Amerikan Bağımsızlarının manifestosuna imzasını atan Quentin Tarantino'ydu. "Ucuz Roman"ın en kritik rolünü Willis'in omuzlarına yükleyen Tarantino riskli bir oyun oynamıştır, ancak sonuç beklenenin çok ötesindedir. Boksör Butch rolünde, Maria de Medeiros'la inanılmaz bir ikili oluşturan Willis, karmaşık karakterini ustaca yorumlar. Terli, rahat uyamayan, tedirgin, onurlu olmayı seçmiş has bir 'kaybeden'dir o. Ama sonunda kazanan tekrar o olur; sevgilisiyle chooper'ına atladığı gibi terk fiyat şehri... Filmin son k****idir bu aslında, ama Tarantino bu son kareyi filmin ortasına koyacak kadar yürekli bir sinemacıdır.

Sanatçı "Ucuz Roman"dan sonra yeniden keşfedilir. Medya Willis'in eski filmlerine yeniden rağbet etmeye başlar, onun aslında iyi bir oyuncu olduğu söylenir dünyanın her köşesinde. Kendisine layık görülen övgüleri hak etmek istercesine Terry Gilliam'ın kapısını çalar Willis. "12 Maymun"da oynamak istiyordur, bilimkurgu filmlerine karşı hep bir zaafı vardır zaten. Sanatçı filme egemen olan ç****izlik ve arayışı çok iyi yansıtan vücut diliyle, mırıltılı konuşmasıyla ve hep o üzgün ve umutsuz haliyle çeker seyircinin dikkatini. James Cole, geleceğin tarih olduğundan habersiz durdurmaya çalışır insanoğlunun zararına işleyen tik-tak'ları. Son nefesini verirken üzerinde rengarenk bir gömlek, yüzünde gülünç bir bıyık vardır. Öldürüldüğü havaalanında cesedinin yanından geçer çocukluğu. Küçük bir Willis'dir bu, ölümüne tanıklık ettiği geleceğinden habersiz, ailesiyle beraber güvenli arabasına binerken gözü gökyüzüne takılır. İnsanlığın geleceğinin saklı olduğu uçağın süzüldüğü mavi gökyüzüne...


İslamcıların nefret ettiği isim

Terry Gilliam ve Quentin Tarantino sayesinde sıradan bir aksiyon oyuncusu olarak kabul görmüyor Willis ismi. Herkes onun büyük işlerin altından kalkabileceğinden emin artık. Luc Besson Fransız sinemasını Amerikanlaştırma projesinin en büyük adımı olan "Beşinci Güç"te ona başrol oynattı. Walter Hill usta, ustalık gösterisine soyunduğu "Son Adam"da tuhaf bir kasabaya düşen ve olayları kendi stiliyle yönlendiren silahşör rolünü Willis'e verdi. Tarantino bir bölümünü çektiği "Dört Oda/Four Rooms"da sürekli içen, kafası kıyak otel f****i yaptı onu. Caton-Jones'un aksiyon sinemasına hakaret saydığımız gülünç yeniden-yapımı "Çakal", "Gecenin Rengi", "Armageddon", "Güneşin Gözyaşları" gibi filmlerdeki kötü oyunculuklarını ise bir kenara bırakalım dilerseniz... Ve onu 2000'lerde rol aldığı onca sırasdan film arasında sivrilten iki yönetmenden bahsedelim: Önce M. Night Shyamalan. Hint asıllı bu dahi çocuk önce "Altıncı His"te ve sonrasında da ikinci filmi "Ölümsüz"de ("Unbreakable") Willis'in küllerinden yeniden doğmasını sağladı. Herkes onun o alıştığımız duıdak bükmesiyle oluşturduğu kuşkucu yüz ifadesinin ve anlamlı olmaya çalışan bakışlarının eskidiğini düşünürken, Shyamalan Willis'te hâlâ yabana atılmayacak bir karizma olduğunu dosta düşmana kanıtlamış oldu. Tam Shyamalan'ın sihirli dokunuşunun etkisi geçmek üzereyken Willis'e ikinci bir sihirli dokunuş, Roberto Rodriguez'den geldi. 2005'in teknik anlmada en sansasyonel filmi olan "Günah Şehri"nde ("Sin City") canlandırdığı John Hartigan adlı polis memuru, Willis'in kült ıra koleksiyonuna bir yenisini ekliyor ve onu tekrar alaka odağı yapıyordu. Yaşı ilerledikçe, Hollywood'un kurallarını iyi bildiğini gösterircesine, mütevazi filmlerde de rol almaya başlayan Willis, kariyerinin sonlarına gelmiş polis bir polis memurunu canlandırdığı b>"16 Blok"tan sonra, sürükleyici bir suç filmi olan "Şanslı Slevin"de ünlü kiralık katil "Goodkat" kimliğine bürünüyor ve egzantrik karakterleri canlandırma konusundaki yeteneğini bir kez daha konuşturuyor.

O ilerlemiş yaşına rağmen hâlâ bir süper star ve en tepeye oynuyor! Şu anda pek çok projede adının geçiyor olması da, ne kadar faal olduğunun kanıtı. 1998'de rol aldığı "Kuşatma" ("Siege") filmi gibi Amerika'da vaka yaratmış olsa da böyle bu. Hatırlayacağınız gibi Radikal İslamcılar, "Kuşatma"da İslam düşmanlığı yapıldığını ileri sürerek New York'ta bir sinema salonuna bomba koymuşlardı. Bruce Willis'in ortak olduğu Planet Hollywood da daha önce bombalanmış, iki kişi ölmüş, yirmi beş kişi yaralanmıştı. O zamanlar 11 Eylül olmadığından, bu olaylar o kadar da önemsenmemişti. Kim takar, Bruce Willis'in bu tür politik vukuatlarla bir alâkası ve de ilgisi yok zaten. Bugün de olsa umursayacağını sanmıyoruz. Zaten bunlar bir yana, neredeyse herkesi baştan çıkartabilecek bir çekiciliğe sahip... İtirazı olan?
Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Etiketler
aksiyon, bruce, hala, karizmatik, willis

Seçenekler
Stil

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB kodu Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Açık

Forum Jump


Tüm Zamanlar GMT Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 11:44.


Search Engine Optimisation provided by DragonByte SEO v2.0.36 (Lite) - vBulletin Mods & Addons Copyright © 2024 DragonByte Technologies Ltd.