Pygmalion Öyküsü
Pygmalion Öyküsü Bir zamanlar Kıbrıs adasında Pygmalion adında bir heykel traş yaşardı. Bu adam mesleğine aşıktı. Hayattaki tek zevki yaptığı bu cansız lal heykelleri ile ilgilenmekti. İnsanlardan uzakta tek başına yaşamayı seçmişti insanların arasına karışmaz onlarla konuşmaz dertleşmezdi. Heykellerinden başka kimseye önem vermez sabahtan akşama kadar onlarla zaman geçirir yeni heykeller yapar dertlerini tasalarını onlara anlatırdı. Bir gün bu heykeltraş fildişinden bir kadın heykeli yaptı. Bu heykel o kadar güzel o kadar etkileyici oldu ki Pygmallion kendi yaptığı heykele aşık oldu. Onu bütün kalbiyle sevdi ancak heykel cansız olduğu için bu tuhaf heykeltraşın sevgisine karşılık veremiyordu. Bir gün Pygmalion bu güzel heykeli sevip okşarken Afrodit bu zavallı adama acıdı ve cansız fildişinden yapılmış heykele can verdi. Pygmalion heykelin canlanıp kendisine karşılık verdiğini görünce hayrete düştü. Bir mucize olmuş aşık olduğu heykel canlanmıştı. O günden sonra Pygmalion sevdiği kadınla çok mesut bir yaşam sürdü. Üstelik artık insanlardan da kaçmıyor onların arasına katılıyordu.
|