Unutuş Nehri
Unutuş Nehri Bundan çok çok vakit önce insanlar yalnızca bir yerde yaşarmış “unutuş şehri” denilen yerde. İsmi böyleymiş çünkü şehrin tam ortasından “unutuş nehri” geçermiş. Yeryüzündeki bütün sular ondan gelir ve ona art dönermiş. Bütün su parçaları ondan ayrıldıktan sonra ona dayanılmaz bir özlem duyarmış ayrıldıklarında kendilerini hatırlar onla birleştiklerinde ise onda kendilerini unuturlarmış. Bilge insanlardan birisi bu öyküyü duyduğunda kendi kendisine şunu sormuş : “ Bunlar sebep kendilerini hatırlamak değil de kendilerini unutmak istiyorlar ? Sebep ona özlem duyuyorlar ? ” Buna yanıt verilmeden önce anlatılması gereken başka şeyler de varmış. Nehre yalnızca başka su parçaları katılmazmış insanlar da o nehre girermiş ve bambaşka kişiler olarak çıkarlarmış. Söylendiğine göre ırmak herkesi kabul etmez kabul etmediklerini kendisinde boğarmış.Başka bir bilge insan da şunu sormuş : “ ırmak sebep bazılarımızı boğuyor da bazılarımıza ölümlüyken ölümsüzlüğü armağan ediyor? ” Bilgenin ölümüyken ölümsüz olmaktan kastettiği insanların nehre her girişlerinde geçmişte yaşadığı acıları unutmaları ve yalnızca güzellikleri hatırlamalarıymış. ırmak bunlarla da kalmıyor insanların istediği kaderi onlara bağışlıyormuş… ( Tabi bunlar sadece insanların anlattıkları. ) Fakat insanların yapması gereken bir seçim varmış o da nehre ne vakit girmeleri gerektiği üzerineymiş. Herkesin bir hakkı varmış ayrıca nehre girecek olan boğulma riskiyle de karşı karşıyaymış. Seçim zamanı ve boğulma konusunda anlatılan çeşitli hikayeler varmış ama en yaygın olanı şuymuş : “ İnsanlar nehre girecekleri zamanı boğulmaktan korkmadıkları vakit seçmelilermiş böylece en yüce güzellikler ve ebedi yaşam onlara bahşedilirmiş. Boğulmaktan korkanlar ise insanlıklarından olur sonsuzluğun düzmece bir görünüşünü yaşarmış. Boğulmaktan korkmayanlar ise gerçek sonsuzluğa yol alırmış gerçek yaşamın en derinlerine…” Bunu çok çeşitli şekillerde yorumlayanlar oluyormuş ama umumi olarak boğulmaktan korkmayanların boğulmadığı düşüncesi hakimmiş… İçlerinden yalnız birkaçı farklı düşünüyormuş. Bunlar içinde de kendisinden en emin olan bir tanesi varmış Lethe isminde bir genç. Düşüncesini hiç kimseye anlatmamış ve bir gün ansızın meraklı bakışlar altında nehre girivermiş. Onu bir daha gören olmamış. Şehir halkı onun da diğerleri gibi korktuğundan boğulduğunu düşünmüş… Lethe suya girer girmez ebedi ışık demeti gözlerini kamaştırmış suyun içerisinde soluk alabildiğini hissetmiş… Akıntı onu nehrin en derinlerine çekmiş ve kendini ani daha önce hiç görmediği bir yerde buluvermiş. Etrafına toplananlardan bazılarını tanımışönceden boğulduğu düşünülen kişilermiş bunlar… “ Sebep bu kadar geciktin ?” demiş içlerinden biri. Lethe şaşırmış ve herhangi bir yanıt verememiş. Başka bir kişi devam etmiş : “ Biz gerçekten boğulmaktan korkmayanlarız tam anlamıyla nehirde kendini unutmaya hazır olanlarız . ” “Anlıyorum ama sebep bu saklanıyor diğerlerinden ? “ “ Kimseden bişey saklandığı yok sadece herkes kendisi bulmak zorunda hepsi bu. Kimseye sahip olmadığı şey verilemez.” Lethe’ nin geldiği bu yerde insanlar çok mutluymuş kötülük ve çirkinlik orada adeta hiçliğe devinmiş yok olmuş. Lethe hiç gecenin gelmediği yerde diğerlerinin de bundan haberdar olması gerektiğini düşünüp durmuş. Ve suya yine girmiş bundan sonrasını pek hatırlamıyor ama uyandığında kendisini unutuş şehrinde buluvermiş…Kendine geldiğinde ona ne olduğunu sormuş : Şehir halkından birisi onun boğulmak üzereyken kurtarıldığını söylemiş. (Aslında Lethe’ nin suda boğulduğunu düşünmüşlerdi ama unutuş nehri bunu onlara unutturmuş ve zihinlerine başka bir durumu yazmıştı.) Lethe bu yanıt karşısında şaşırıp kalmış ve buna inanmak istememiş. Hiç gece olmayan yerin olmadığını düşünmek onu çıldırtmış artık hiç kimsenin ona inanmayacağını biliyormuş yine de bazı kişilere anlatmış. Anlattığı kişiler onunla alay edip çıldırdığını düşünmüşler.Şehir halkının da görüşüyle onu bir yere kapatmışlaroradan ölünceye kadar hiç çıkartılmamış…O şehirde olup da ölen tek kişi oymuş! Unutuş ırmağının ismini Lethe’ den aldığı söylenir bu hikayeyle ırmak ve Lethe özdeş olmuştur. Lethe “kendini” nehirde bırakmışçıldırmıştır. ırmak ise Lethe’ nin bu durumuna üzülür onu yine gecenin olmadığı şehre de götüremeyeceğini bilmektedir.Ve onun ismini alarak onu ölümsüzleştirir artık nehrin ismi Lethe olmuştur.Böylece unutuş ırmağında ölen tek kişi “kendini” unutuş ırmağında yeniden bulmuş ve ölümsüzlüğünü kazanmıştır. Öykü böyle sonlanıyor ama Bilgelerin sorduğu sorulara da yanıt vermeliymişiz yoksa bizde o nehirde boğulurmuşuz…( aslında böyle yaparsak ölümsüzlüğe bile kavuşabiliriz.) İlk soruya şöyle yanıt verilebilir su parçaları nehirden ayrıldıklarında kendilerini hatırlıyormuş ama zamanla bu hatırlama etkisini yitiriyormuş ve nehre art dönüp kendilerini tamamen unutmak istiyorlarmış çünkü hatırlama etkisini yitirdikten sonra onları nehre karşı dayanılmaz bir özlem sararmış.Özlem ancak onunla bütünleşince son bulurmuş nehre girdikleri anda kendilerini unuturlarmış ama nehre ilk girdiklerinde “kendiyi” yani kendilerini hatırlamaları gerekirmiş ki “kendilerini” unutabilsinler… Orası hem “kendi” oldukları hem de “kendilerini” yitirdikleri tek yermiş. İkinci soruya ise şöyle karşılık verilebilir. Şehirdekiler ölümsüzlüğün yani tüm mutlulukların kendilerine; boğulmadıkları içinboğulmaktan korkmadıkları için verildiğini düşünürmüş ama aslında vaziyet tam tersiymiş. Öyle ki asıl korkanlar onlarmış ve gerçeklerden habersiz olarak düzmece bir dünya içerisinde yaşamaktaymışlar.Boğulanlar ise gerçek hayata gözlerini açanlarmış aslında gerçekten korkmayanlar ve kendi kaderlerini kendileri yaratmayı göze alanlarmış! Ama en önemli noktayı unutmak bu sırları anlatana hiç yakışmazmış. O da şuymuş : “Gecenin hiç olmadığı yerde kendi kaderlerini kendileri yaratmayı seçenler yaşarmış ve onlar gerçekten de ölürmüş.Çünkü sonsuzluk sonluluk olmadan yaşanmazmış. Lethe nehrinin kenarında yaşayanlar ise kendilerini aslında olmayan kadere bıraktıkları için gerçek hayata hiç yaklaşamayanlarmış onlar sonsuzluğu sonlu olmadan yaşamak isteyenlermiş ve korkmadıklarını söyledikleri halde kendilerinden en çok korkanlarmış…” Not: Lethe Yunan Mitolojisinde “Unutuş Nehri” anlamına gelir.
|