![]() |
![]() |
#1
|
|||
|
|||
![]()
Her ne kadar "makarna" dediğimiz vakit aklımıza ilk gelen şey İtalya
olsa da, makarnanın Çin'de keşfedildiği söylenir. Hatta bugün makarna tüketiminin en yüksek olduğu İtalya'ya bile bu yemeğin 14. yy gezgini Marco Polo tarafından Çin gezisinden sonra getirildiği iddia edilir. Tabii ki İtalyanlar bu iddiayı reddederler. Çin'de makarnanın MS.1 yy'da keşfedildiği, hatta MS. 960 -1280 yılları arasında hükümdarlık yapmış olan Sung hanedanlığı sırasında popülerliğinin artıp, özel makarna dükkanları bile açıldığı biliniyor. Ancak İtalyanlar, bir Etrüsk mezarının yanında bulunan makarna yapımında kullanılması muhtemel aletlere dayanarak MÖ. 7.-3. yy'ları arasında yaşamış olan Etrüsk uygarlığının makarnayı keşfettiğini iddia ederler. Etrüskler'in de makarna tarifini, o dönemde savaş halinde oldukları Yunanlıların "laganon" dedikleri hamurun şeritler halinde kesilmesiyle yapılan yemekten aldıkları ve "lazanya" adının da buradan geldiği sanılmaktadır. Dolayısı ile Marco Polo'nun Çin'den döndüğünde orada makarna yemesinden bahsetmesini, kendi ülkesinde olan bir gıdayı burada görmekten duyduğu şaşkınlığa bağlarlar. Zaten Marco Polo zamanında yaşamış İtalyan Lacopone da Todi ve Boccacio gibi edebiyatçıların eserlerinde makarna, lazanya ve ravioli'den söz edilir ki bu da, o tarihlerde İtalya'da bu ürünlerin var olduğunu gösterir. Bunların yanı sıra MS. 1200'lü yıllarda Ortadoğu'da "rişta" ve Hindistan'da "sevika", Araplar'da "ıtriyah" (üçü de iplik anlamına geliyor) diye adlandırılan yemeklerin olduğu biliniyor. Hatta "rişta" yemeğinin MS. 1226 yılında yazılmış bir tarifi de Bağdat'ta bulunmuştur. İtalyanların ince uzun makarnalarına "spago"dan (ip) gelen spagetti adını vermeleri de, bu doğu kökeni ihtimalini kuvvetlendirmektedir. Bugün artık başlı başına bir makarna şeklini anlatım eden "makaroni" ismi ise ilk başlarda tüm makarna çeşitlerini karşılamak için kullanılan bir kelimedir. Neden bu kelimenin seçildiğine dair bir sürü fantastik öykü olmasına rağmen, kelimenin kati kökeni bilinmemektedir. İtalyanlar makarnaya, hamur anlamında olan "pasta" ismini müsait görürken, Türkler "makarna" terimini tercih etmiştir. Endüstriyel boyuttaki ilk üretim 15 yy başlarında Napoli'de yapılmış ancak dayanıklılık sağlanamadığı için başarılı olunamamıştır. Napoli'de makarnanın iyice kurutulmasını ve böylece dayanıklı olmasını sağlayacak iklim şartlarının keşfi ile, 1800'lü yıllarda endüstriyel anlamda üretime tam bir geçiş olmuştur. Arapların Osmanlı İmparatorluğu sınırları içinde olması, Türk mutfağına erişteyi taşımıştır. Önceleri evlerde yapılan erişte olarak tüketilen makarnanın sanayiye dönüşmesi, 1922 yılında Piyale'nin kurucusu Hasan Tahsin Bey'in "Türk Makarna Fabrikası" adı altında ilk işletmeyi kurmasıyla olmuştur. Türkiye'de kurulan ilk gıda sanayi dallarından birisi olan makarnacılık, 1950'li yıllara kadar küçük kapasiteli tesislerde devam etmiştir. 1960'lı yıllarda artan makarna fabrikalarına, 1970'lerde açılan büyük ölçekli fabrikalar da eklenince, Türkiye makarna üreten ülkeler arasında 5. sıraya yükselmiştir. |