İsim Değiştirme Davası İkinci Kez Açılabilir Mi? Kişiler ad değiştirdikleri vakit bazı durumlarda bu isimlerinden de memnun olmamaktadırlar. Daha önce uygulamada bir kez değiştirilen bir ismin bir daha değiştirilemeyeceğine dair bir kanı mevcuttu. Yargıtayın vermiş olduğu kararlar doğrultusunda bu kanı yıkılmış ve kişiler ad değişikliği davalarını dilediği gibi açabilme hakkına erişmişlerdir. Gerçekten de yıllar önce adını değiştirmiş birisi kanunda yazan şartların varlığını sağladığı takdirde yeniden ad değiştirme davası açabilecek ve adını ikinci kez değiştirebilecektir. İsmini ikinci kez değiştirmek isteyen kişiler için ilgili Yargıtay Kararını sunmaktayız :T.C. YARGITAY18.Hukuk DairesiEsas: 2002/11187Karar: 2003/48Karar Tarihi: 20.01.2003 İSİM DEĞİŞİKLİĞİ İSTEMİ – İSİM VE SOYADI DEĞİŞİKLİKLERİNE İLİŞKİN DAVALARIN İKİNCİ KEZ AÇILABİLECEĞİ – HAKLI NEDENİN VARLIĞI HALİNDE SOYADIN DÜZELTİLEBİLECEĞİÖZET: Medeni Kanunun 27. maddesine göre, haklı nedenin varlığı halinde, soyadın düzeltilmesi mümkün olup, Yargıtay uygulamalarında kişinin cemiyet içerisinde bilinip tanındığı soyadı ile anılmayı ve onu kayden de taşımayı istemesinin haklı sebep teşkil edeceği kabul edilmiştir. İsim ve soyadı değişikliğine ilişkin davaların doğum tarihinin düzeltilmesi ile ilgili davalarda olduğu gibi ikinci kez açılamayacağına dair bir kanun hükmü de bulunmamaktadır.(4721 S. K. m. 27)Dava dilekçesinde ad değişikliği istenilmiştir. Mahkemece davanın reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Karar: Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü

avacı, dava dilekçesinde Aras ismini kullandığını, çevrede bu ad ile tanınıp bilindiklerini ileri sürerek, nüfus kaydında Arsak olan isminin Aras olarak düzeltilmesini istemiştir.Medeni Kanunun 27. maddesine göre, haklı nedenin varlığı halinde, soyadın düzeltilmesi mümkün olup, Yargıtay uygulamalarında kişinin cemiyet içerisinde bilinip tanındığı soyadı ile anılmayı ve onu kayden de taşımayı istemesinin haklı sebep teşkil edeceği kabul edilmiştir. Çünkü herkes, etrafında tanındığı ve çağrıldığı soyadını yasaya aykırı olmadıkça resmen ve kayden taşımak hakkına sahiptir.Mahkemece dava; davacının murisinin 1959 yılında ad değişikliği davası açıp davacının şimdiki ismini aldığı, Nüfus Kanununa göre ikinci kez değişikliğin mümkün olamayacağı nedeniyle usul ve yasaya müsait bulunmadığı gerekçesi ile reddedilmiş ise de; önceki dava davacıların murisi tarafından açılmış olup ad ve soyadı değişikliğine ilişkin davaların doğum tarihinin düzeltilmesi ile ilgili davalarda olduğu gibi ikinci kez açılamayacağına dair bir kanun hükmü de bulunmamaktadır.Bu durumda mahkemece, yasal bir sakınca da olmadığı halde işin esası incelenerek, deliller toplandıktan sonra oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yerinde bulunmayan gerekçelerle davanın reddi doğru görülmemiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.’nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının dilek halinde temyiz edene iadesine, 20.1.2003 gününde oybirliği ile karar verildi.