Forumbulteni.Com

Forumbulteni.Com (https://forumbulteni.com/)
-   Yapay Zeka (https://forumbulteni.com/yapay-zeka/)
-   -   Nuh un Gemisi nin Çözülemeyen Esrarı (https://forumbulteni.com/yapay-zeka/23996-nuh-un-gemisi-nin-lemeyen-esrar.html)

NurPeri 10.Nisan.2019 21:16

Nuh un Gemisi nin Çözülemeyen Esrarı
 
<b>Tekvin bölümünün 6. bab'ında başlayan tufan olayı, 9. bab'a kadar sürer. <br />Nuh, tanrının buyruğuyla ve onun verdiği ölçülere göre iri bir gemi <br />yapar, içine en yakınları ile birlikte bütün öbür yaratıklardan dişili, erkekli <br />birer çift alır ve sabırla bekler. <br /></b><br /><b>&quot;... ve üzerinde kırk gün tufan oldu ve sular çoğalıp gemiyi kaldırdı <br />ve (gemi) yerden kalktı, suların yüzü üstünde yürüdü. Yer yüzünde <br />sular pek çok yükseldiler ve bütün gökler altında olan yüksek <br />dağlar örtüldüler. Sular onbeş arşın daha yükseldiler ve yer <br />yüzünde devinim eden, sürünen her şeyle insan da öldü, her şey <br />silindi ve yalnız Nuh ve kendisiyle birlikte gemide olanlar kaldılar <br />ve yüz elli gün sular yer üzerinde yükseldiler.&quot; </b><br /><b>Ama her şeye karşılık, Tanrı, Nuh'a verdiği sözü anımsayacak, yeryüzünden <br />rüzgarını geçirecek ve sular giderek alçalacaktır. Süre, tam yüzelli gündür; <br />Nuh'un gemisi &quot;yedinci ayda, ayın onyedinci gününde Ararat (Ağrı) <br />dağları üzerine&quot; oturacaktır. <br />Nuh da tıpkı Sümer bilgesi Utnapiştim <br />gibi karayı bulmak amacıyla önce <br />kuzgunu, sonra da güvercini <br />göndermiştir. Gidenler, ayak basacak <br />bir toprak parçası bulamadıklarından <br />geri dönerler. <br />&quot;... ve diğer yedi gün daha bekledi <br />ve (Nuh) güvercini tekrar gönderdi <br />ve akşam vakti güvercin onun <br />yanına girdi ve işte, ağzında yeni koparılmış zeytin yaprağı vardı ve <br />Nuh suların yeryüzünden çekilmiş olduklarını bildi.&quot; </b><br /><b>Kutsal kitapların anlattığına göre; Nuh'un gemisi bu günkü Ağrı dağının sular <br />altında kalmış olan tepesine oturmuştu. Bundan da tufan nedeniyle bütün <br />dünyayı sellerin basmış olduğu anlaşılıyordu. İnsanların tümü yok olmuş, <br />geride Nuh oğullarıyla kızları kalmıştı. Bu sonucu birçok ilkel efsane de <br />destekliyor. Özellikle Berossos adlı Babilli bir rahip, M.Ö. 300 yılında <br />yazdığı bir kitapta bu sel felaketinden söz etmekteydi. </b><br /><b>Rahip Berossos'un hikayesi pek doğrulanmamıştır, ama Sümer bilgesi <br />Utnapiştim'in başına gelen tufan olayının doğruluğu, yapılan kazılar sonucu <br />kanıtlanmıştır. 1929 yılında Ur kentinde kazılar yapan Sir Wooley, kırk beş <br />metre derinliğe indiğinde ansızın tertemiz bir toprak parçasına rastalmıştı. <br />Bunun derhal yukarsında katışıksız Sümer uygarlığı başlıyordu. İki metre <br />kırk santim kalınlığındaki tabakanın altında da karışık bir kültürün kalıntıları <br />vardı. Çamurun türü bunun tatlı suyun taşımış olduğunu gösteriyordu. Nehrin <br />her zamanki olağan taşkınları bu kadar çamur bırakmazdı.Çamurları taşıyan <br />selin o bölgenin tarihinde daha önce görülmemiş bir felaket derecesinde <br />olduğu açık seçiktir. Konumuzla ilgili efsaneler günümüze dek gelmeseydi, <br />yine de bu kanıtlardan o bölgenin bir sel felaketine uğramış olduğu <br />anlaşılırdı. </b><br /><b>Tufanın İ.Ö. 4250'de olduğu sanılıyor. Bu tarih, hem çamur tabakalarının <br />kalınlığından, hem de yörede tufandan sonra yaşamaya devam ettikleri <br />bilinen krallıkların sırasının hesaplanmasından çıkarılmaktadır. </b><br /><b>Nuh'un gemisinin Ağrı dağı üzerinde olduğundan ilk söz eden kişi, <br />Hollandalı gezgin Jan Struys'tur. 1684 yılında yayınladığı kitabında <br />geminin Ağrı dağına oturmuş bir resmi de vardır. Jan Struys, 1670 yıllarında <br />Anadolu'ya gelmiş, Ağrı dağı eteklerinde inziva da yaşayan bir keşişle <br />görüşmüştü; keşiş, kendi anlattığına göre, gemiye girmiş ve hatta <br />omurgasından da bir parça koparmıştı. Bu tahtadan yaptığı haç, şimdi Jan <br />Struys'daydı. İkiyüz yıl sonra, 1876'da İngiliz devlet adamı LordByrce, <br />Ağrı'ya tırmanıyor ve 4 bin metre yukarlarda o da bir tahta parçası <br />buluyordu. 1883 yılında, bu kez Türk yetkililer geminin Ağrı dağı üzerinde <br />keşfedildiğini açıkladılar. 10 Ağustos 1883 tarihli Chicago Tribune <br />gazetesi, olayı okurlarına şöyle aktarmıştı; </b><br /><b>&quot;İstanbul'da yayınlanan bir gazete, Nuh'un gemisinin keşfedildiğini <br />ilan ediyor. Anlaşıldığına göre, bazı Türk hükümet görevlileri, Ağrı <br />dağı üzerindeki toprak kayması durumunu araştırmak üzere <br />görevlendirildiler. Ansızın, ucu bir buzuldan çıkmış son radde <br />koyu renkli bir tahtadan yapılma dev boyutlu bir yapıya rastladılar. </b><br /><b>&quot;Görevliler bölgede yaşayanlar arasında soruşturma yaptılar. Yerel <br />halkın bu yapıyı altı yıldan beri gördüklerini ama üst <br />pencerelerinden dışarıya bakan korkunç yüzlü bir hayaletten <br />sözedilmesi nedeniyle yaklaşmaya kortuklarını öğrendiler. Yapının <br />Ağrı dağındaki dar vadilerden birine sıkışıp kalmış olmasından <br />ötürü, bulunduğu yere ulaşmak gerçekten zordu. Bunu güç de <br />olsa başardılar sonunda. Yapının kenarından bir delik açarak <br />içeriye girdiler. </b><br /><b>&quot;Yapının yaklaşık 4.5 metre yüksekliğide bölümlere ayrıldığını <br />gördüler. Diğerleri buzla kaplandığından bu bölmelerden yalnızca <br />üçüne girebildiler. Geminin buzul içersinde ne kadar uzun <br />olduğunu saptayamadılar. Ancak ortaya çıkarılması halinde, eğer <br />(kutsal kitabın Tekvin bölümünde belirtildiği üzere) 300 kübit <br />uzunluğunda olduğu belirlenirse, Nuh'un gemisinin varolduğuna <br />inanmayanlar zor durumda kalacaklardır.&quot; </b><br /><b>Ağrı dağı Türkiye'nin doğusunda, Ermenistan ve İran sınırına çok yakın ve <br />bu yörenin en yüksek dağıdır. Ağrı dağı yüceliği ve türlü özelliklerinin yanı <br />sıra, insanoğlunun geçmişi ile ilgili en büyük sırlarından birini de <br />doruklarında taşıdığına inanılan mübarek bir dağdır. İlk yazılı anlatımlardan <br />bu yana Nuh'un gemisinin tufan sonrasında bu dağın tepesinden <br />karaya oturduğu sanılıyor. </b><br /><b>Peki, bu gerçek ortaya çıkar ya da hikayelerle efsanelerin doğrulukları <br />kanıtlanırsa, ne olacaktır? Bir bilimsel kanıtlanma da mübarek kitapların ta <br />başlarındaki &quot;yaradılış&quot; bölümüne kadar şiir ya da efsane olmayıp, tarihsel <br />gerçeklerden kurulu olduğu anlaşılacaktır elbette. </b><br /><b>Günümüzde yaşayan insanların bir buçuk milyardan fazlası (Yahudi'si, <br />Hıristiyan'ı ve Müslüman'ı) Nuh ve gemisi hikayesini çok iyi bilmektedir. <br />Kuşkuculara göre, hikaye, İncil'de anlatıldığı biçimiyle bir efsaneden öte bir <br />şey değildir. Kimilerine göre de mübarek kitapları kanıtlamaya kalkmak, bir <br />&quot;küstahlık&quot;tır. Ama tarihçilerle arkeologlara bunlar vız gelmişlerdir ve derhal <br />her gün mübarek kitapların tarihsel &quot;veche&quot;sine ışık tutan yeni bulgulara <br />gidilmektedir. Yaradılış bölümü bize dünyanın o dönemler için başkenti <br />sayılabilecek kentte (Babil'de) bir kulenin kurulduğundan söz etmektedir. <br />Arkeologlar uzun süreler bu kulenin kalıntılarını arayıp durdular ve sonunda <br />da buldular ya da bulduklarına inandılar. Mezopotamya vadisinde, eski <br />Babil kenti yakınlarında Zigurat biçiminde çok yüksek bir kulenin <br />kalıntılarına rastlandı. Mübarek kitaplar, uzun süre bilimsel biçimde <br />kanıtlanamayan bir imparatorluğun varlığından söz eder. Bunun gün ışığına <br />çıkarmasını Hugo Winkler'e borçluyuz. Winkler, 1908 yılında Anadolumuzun <br />ortalarında çeşitli tabletler bulmuş, bunlar aracılığında Hitit imparatorluğunun <br />varlığı bilinebilmiştir. Şaşırtıcıdır; Yaradılış bölümü bu imparatorluğu uzun <br />uzadıya mevzu, bahis ediniyordu. Bilim, nice sonra bu olguyu onaylamıştır. </b><br /><b>Kutsal kitaplar ayrıca İbrahim peygamberin nasıl Yahudiler'in atası <br />olduğunun hikayesini de aktarır bize. İbrahim peygamber, anlatılanlara göre <br />M.Ö. 2000 yılında, Sümerlilerin Ur kentinde doğmuştur. Kenan eli'ne geçişi <br />ise, çok daha sonradır. Burada arkeologlar tıpkı mübarek kitapların dediği gibi, <br />uzun bir uygarlığın yaşamış olduğunu ortaya çıkarmışlardır. İbrahim <br />peygamberin mezarı bugün Hebron'dadır ve hikayesi mübarek kitaplarda <br />anlatıldığı türden kelimesi kelimesine doğrudur. <br />Yirmibeş yılı aşkın bir süredir Ortadoğu'da çalışan arkeologların önde <br />gelenlerinde hekim Philip Hammond, mevzu, bahis üzerinde şunları <br />söylemektedir: </b><br /><b>&quot;Arkeolojini işi ve amacı, kuşkusuz, mübarek kitapları kanıtlamak </b> <br /><b>değildir. Ama buna karşılık, Ortadoğu'daki çalışmalar başladığından </b> <br /><b>bu yana ortaya çıkarılan birçok buluntular, mübarek kitaplarda </b> <br /><b>anlatılanları bilimsel olarak destekler görünmektedir. Birkaç yıl önce </b> <br /><b>Hebron'da bulunan, gerçekten de o yöre ,de mübarek kitapların </b> <br /><b>anlattıkları gibi bir uygarlığın yaşamış olduğuna işaret etmiş ve </b> <br /><b>tanımlanan yerde şehir surları da bulunmuştur. Tarihi de, mübarek </b> <br /><b>kitaplardaki tarihe uymaktadır.</b> <br /><b>&quot;Yıllar yılı, arkeologlar, Ortadoğu'da toprağın en alt tabakalarına </b> <br /><b>indikçe mübarek kitapları destekleyen yeni bulgularla karşılaşmışlardır. </b> <br /><b>Birçok eski şehir buluntuları ele geçmiştir. Bunlar nicedir yalnız </b> <br /><b>kutsal kitaplarda anlatılmaktadır ve gerçek olup olmadıkları </b> <br /><b>kuşkuyla karşılanmaktaydı. Hepsi de bizim inanç ve geçmişimizin </b> <br /><b>yansımalarıdır şimdi.&quot;</b> <br /><br /><b>Buradan çıkan şudur; Mübarek kitapların Yaradılış bölümü dikkate değer <br />tarihsel bir belgedir. Nuh'un hikayesi de tekrar bu Yaradılış bölümündedir. <br /></b><br /><b>Fakat aynı noktada şu sorulara da yanıt aranmamalı mıdır? <br /></b><br /><b>Kutsal kitapların anlattığı Nuh ve gemisi doğru mudur? Onca vakit sular <br />üzerinde kalıp yüzebilecek bir gemi yapımı, gerçekten mümkün müdür? <br />Sonra o kadar sayıdaki hayvanı alabilecek büyüklükte bir gemi <br />yapılabilir mi? <br />Dünyamız, tümüyle suların altında kalmış mıdır? <br /><br /><br />alıntıdır<br /></b>


Tüm Zamanlar GMT Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 14:15.


Search Engine Optimisation provided by DragonByte SEO v2.0.36 (Lite) - vBulletin Mods & Addons Copyright © 2025 DragonByte Technologies Ltd.