Forumbulteni.Com     forum  

Geri Git   Forumbulteni.Com > >
Yardım Topluluk Ajanda Bugünki Mesajlar Ara

Cevapla
 
Seçenekler Stil
  #1  
Alt 10.Nisan.2019, 18:22
Belinda Belinda isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Moderator
 
Üyelik tarihi: 14.Ocak.2019
Mesajlar: 272
Standart Kehanet Nedİr

Dilimizde yaygın olarak kullanılan kehanet Arapça kökenli bir sözcüktür ve Türkçe karşılığı 'önbili'dir.
Kehanette bulunan kişilere her çağda, her toplumda farklı isimler verilmiştir. Bu isimlerden dilimizde en yaygın olarak yerleşmiş olanı 'kahin' (erkek) veya 'kahine'dir (kadın).

Kahin sözcüğünün anlamı, gaipten havadis, bilgi, salık veren ve Tanrı habercisidir. Ruhsal alem, beş duyumuzun algı sınırlarının üzerinde bulunan ve çok daha ince vibrasyonlardan oluşan, fizik kanunların dışındaki kanunlara tabi olan bir boyuttur ve insan her an bu boyutla iç içe yaşamaktadır.

Hiç şüphesiz daha önceden olmuş olaylara bakarak gelecekte ne olacağını söylemek bazı durumlarda mümkündür. Görgü ve deneyimlerimiz bize bazı olağan olayları önceden bilmemizi mümkün kılar. Basit bir hesap ya da tahmin yöntemiyle bazı şeyleri önceden bilmemize yardım edebilir. Ama diğer ve belki de daha önemli şeyleri önceden bilmek olağan dışı bilgi derecesini ya da normal üstü algılama gücünü gerektirecektir.

Günümüzde bile gelecekte nelerin olacağı birey, cemiyet ve dünya insanlığı olarak herkesin alaka duyduğu, merak ettiği bir konudur. Kehanete duyulan ilginin temelinde, insanın geleceğe karşı zayıf ve bilinçsiz durumda bulunmasından ötürü, yaşama karşı daha bilgili olarak direnebilmek, kendini emniyete almak, arzularının gerçekleşip gerçekleşmeyeceğini öğrenmek, aşırı derecede eş koşulan hedeflerin gerçekleşmeme durumunda düş kırıklıkları yaşamamak ve kaderinin ne olduğunu bilmek isteği yatmaktadır.

Duyular dışı yeteneklere sahip olan kişilere umumi anlamda 'medyum' adı verilmiştir. Özel yeteneklere sahip olan medyum tabiatlı kişiler, ruhsal alem veya ruhsal boyutun varlıklarıyla iletişim kurabilmektedirler. Alınan bilgiler, insanın günlük yaşamı içerisinde duyular kanalıyla algılayamadığı, ama özel şuur durumları içerisinde uzanabildiği farklı boyutlardan ve bu boyutlarda varlığını sürdüren yüksek deneyimlere sahip, insanların gelişimlerinden mesul idareci ruhsal varlıklardan alınan ruhsal tebliğlerdir.

Kehanetler büyük bir buz dağının su üstünde görünen küçücük bir bölümü gibidir. Asıl önemli olan suyun altındaki görünmeyen kısmıdır.

Kehaneti bir gerçek olarak kabullenmek bir bakıma geleceğin şu anda var olması gerektiğini ileri sürmek gibi görünmektedir. Hür iradenin var olduğunu kabul eden bizler, içinde bulunduğumuz zamanda geleceğin de olduğunu nasıl ileri sürebiliriz? Eğer istikbal önceden belirlenmişse, olayların gidişatını etkilemek konusunda bizim yapabileceğimiz bir şey yok demektir.

Hür iradeye inanmış olmak, hiçbir şeyin önceden belirlenmiş olduğunu kabullenmemek demektir. Ama geleceğin umumi hatlarıyla belirlenmiş olduğu düşüncesiyle, hiçbir şeyin önceden belirlenmediği düşüncesi birbiriyle nasıl uzlaşabilir? Bu soruya yanıt 'Gelecek, umumi hatlarıyla şekillenmiştir.' düşüncesini ele alış tarzına bağlıdır. Geleceğin bu şekilde düşünülmesi anlaşılması zor bir kavramdır. Böyle düşünmek belki de, eğer onu bir güzel sanatın içinden çıktığı yaratıcı bir fiil olarak ele alırsak, bu görüşü anlamamıza yardım edecektir. Bir sanat eseri fiziksel olarak meydana gelmeden önce sanatçının düşüncelerinde, hayalinde meydana gelir. Yani o yapıt yapılması olası hale gelmiştir, ama henüz fiziki olarak görünür hale gelmemiştir. Maddileşmesi gerekir. Bir obje haline gelene kadar gerçekleşmiş olmaz.

Araştırmalar geleceği önceden görme vizyonlarının trajik olaylar konusunda daha sık ortaya çıkmakta olduğunu göstermektedir, mesut olayların sezilme oranı, üzücü olayların sezilme oranının dörtte biri kadardır. Kötü olaylar arasında ölüm olayının içe doğması en yüksek orana sahiptir., bunun arkasından kazalar ikinci ve hastalıklar üçüncü durumdadır.

Spiritüel bilgilere göre insanın kaderi onun doğmadan önce yapmış olduğu yaşam planı ile bağlantılı olduğu için geleceği de kendi ruhsal ihtiyaçları ile doğru orantılı olarak bir akış izler. Istikbal insanın dünya yaşantısında izlediği yola ve tempoya göre şekil almaktadır. Bu adeta şuurlu bir vakit akışına bizlerin dikkatini çekmektedir.

Bizler önümüzde bulunan yollardan birini seçeriz ve o yolu seçmekle, yol üzerinde olan her şeyle karşılaşmayı da beraberinde seçmiş oluruz. O sıradaki geleceğimiz de seçmiş olduğumuz o yola göre şekillenmektedir. Eğer başka bir yola saparsak geleceğimiz bazı özel durumlar dışında değişmiş olur. Burada varlıksal ilkelerden olan seçme özgürlüğü ilkesininin varlığın yaşamında ne kadar önemli bir yeri olduğu ortaya çıkar.
Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Etiketler
kehanet, nedİr


Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB kodu Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Açık

Forum Jump


Tüm Zamanlar GMT Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 13:08.


mersin escort alanya eskort