![]() |
![]() |
#1
|
|||
|
|||
![]()
Olumlu Düşünce
Beyin, alt beyin, üst beyin, sinir sistemi diye üç kısımdan oluşur. İnsan beyninin diğer canlılardan farkı, üst beynin gelişmiş olmasından kaynaklanmaktadır. Alt beyin daha çok otomatik fonksiyonları denetler. Kalbimizin atması, kan basıncı, hormonlar alt beyin tarafından yönetim edilir. Üst beyin ise, daha çok entellektüel işlevlidir. Bilgiler burada kaydolunur, değerlendirme burada yapılır, davranışlar buradan yönetim edilir. Peki, üst beyin alt beyni denetim edebilir mi? Yapılan araştırmalar, bunun mümkün olduğunu göstermiştir. Biz, mesut olmayı düşününce mesut oluyor, hastalığı kafamıza takınca da hasta oluyoruz. Yani, düşünce tarzımız; hem yaşantımızı, hem de bedenimizi etkilemektedir. O vakit şu ortaya çıkar: Beynimizin bizim için en önemli tekniği, müspet düşünmenin ileri şekillerini uygulamasıdır. Olumsuz zihni kurgu, yani menfi düşünce ise beynimizi kendimize karşı menfi çalışmaya programlayacaktır. Örneğin bir futbolcu, üç kez kaleciyle karşı karşıya kalmasına rağmen topu dışarıya atmıştır. Bir dahaki maçta aynı hatayı yapmak istememektedir. Bunun için beynini şöyle programlamıştır: "Topu dışarı atmayacağım. Topu dışarı atmayacağım." Bunu kendi kendine defalarca söylemiş ve maça çıkmıştır. Sonuç: Topu tekrar dışarı atmıştır. Burada futbolcunun yaptığı hata, topu kaleye atmaya değil, dışarı atmamaya şartlanmasıdır. Bu durumda beyin, kalenin içine değil, dışına kilitlenmiştir. Bu menfi uyarıcı da, başarıya değil, başarısızlık korkusu yüzünden başarısızlığa götürmüştür. Olumlu düşüncede esas nokta, beyni olumlunun üzerine programlamaktır. Yâni, başarısız olmamayı değil, sadece başarmayı düşünmelisiniz. Bunu hafıza noktasında düşünürsek, unutmayı değil hatırlamayı seçmeli, ona kilitlenmelisiniz. Evet, başarının en önemli anahtarlarından birisi, beynin müspet düşünceye programlanmasıdır. Bu ise, gerçek bir özeni gerektirmekle beraber, aslında zevkli bir uğraştır. OLUMLU DÜŞÜNMENİN GETİRİLERİ Amerika'da bir okulda ilginç bir tecrübe yapılır. Özel bir sınıf oluşturulur ve bir öbek öğretmen bu sınıfa verilir. Öğretmenlere, bu sınıftaki öğrencilerin çok seçme öğrenciler olduğu söylenir. Öğrencilere de aynı şekilde, öğretmenlerinin çok seçme öğretmenler oldukları belirtilir. Yıl sonunda, sınıfın başarısı hârikadır. Okul müdürü, o öğretmenlerle bir toplantı yapar ve sınıfın gerçekte kura ile, gelişigüzel bir şekilde oluşturulduğunu açıklar. Bunun üzerine öğretmenler, "Bu durumda, demek ki biz süper öğretmenleriz." derler. Müdür yanıt verir: - Hayır, sizler de kura ile seçildiniz. İnsanların ortaya çıkaracakları eserler, genellikle yakın çevresindeki insanların kendilerinden bekledikleriyle doğru orantılıdır. |