Avustralya'da artık türleri yok olmak üzere olan yerli halk, her insanın hayatta bir rolü olduğuna inanıyor. Bu insanların en önemli özellikleri, günümüzden binlerce yıl önce yaşamış ilk insan ırklarına benzeyen bir yaşam şeklini hala yürütüyor olmalarıdır. Diğer bir deyişle, aradan geçen binlerce yıllık değişimden etkilenmeden, ilk atalarımız gibi yaşamayı sürdüren tek insan topluluğu.

Aborginiler olarak bilinen bu insan topluluğunun günümüz insanlarına öğretecek yaşam hakkında binlerce yıllık gözlemleri ve tecrubeleri var. Aborginiler'e göre, insanlar topluluklar halinde yaşarlar ve öbek içinde her insan topluluğun gelişmesi ve ilerlemesi için kendi payına düşeni en iyi şekilde yerine getirmekle sorumludur. Bildiğimiz klasik birliktelik anlayışından biraz farklı olarak, bu toplulukta her fert doğdukları andan itibaren bir arayış içinde kim olduklarını bulmaya calışırlar. Kimisi topluluğun nebat uzmani olur, ilaç yapar, hastaları iyileştirir. Kimisi uzağı çok iyi görür, topluluğun yönünü belirler. Kimisi geçmişi çok iyi hatırlar, ve topluluğa geçmiş hikayeleri anlatarak unutulmamasını sağlar.

Yaşam içinde siz kimsiniz?

Sadece nakit kazanan bir makinamısınız yoksa hayatta içinde bulunduğunuz topluluğu yönlendireceğiniz bir rolünüz var mı? Aborginiler, herkesin bir rolü olduğuna inanıyor. İnsanların günlük yaşamın gürültüsü ile çevrelendiği günümüz koşullarında acep kalbinizdeki arzuların sesini duyabiliyor musunuz?. Bir an düşünün, çocukken, henüz daha yaşam koşuşturmacasının içinde kaybolmadan önce ne vardı gönlünüzde, hayallerinizde? Acep en son ne vakit yüreğinizin sesini dinlediniz?

Haydi bu gün bir adım atın. Yaşam içindeki rolünüzü düşünün. İlerlemek ve gelişmek için sizin kim olduğunuzu bulmanıza ihtiyacımız var. Bize geçmişi öğretin, bize şiir okuyun, bize şarki söyleyin, bize yaptığınız işi ve şartlarınızı nasıl geliştireceğimizi anlatın, bize faydalı bitkileri oğretin, bize geleneklerimizi oğretin, trafik kazalarını durdurmamız için yardım edin, çocuklarımıza yitirilen değerleri oğretin...
Yaşamdaki rolünüzü bulmak için haydi oturmayın, beklemeyin, omuz silkmeyin...