![]() |
![]() |
|
#1
|
|||
|
|||
![]()
Ateistler bilimin felsefeleri temellerine uyması gerekliliğinde olduğunu zannederler. Nedeni ise bu temellerin inkar edilemez bilimsel gerçekler olduklarını zannetmeleridir. Örneğin varoluş her ne konuda olursa olsun basitten gelişmeye-karmaşaya-evrimleşmeye doğru oluşmak zorundadır.
Fakat bu öngörü bilimin temellerinden olan termodinamiğin ikinci kanunu ile çelişir. Evrimin en büyük sorunlarından birisi ihtiyaca göre olguların değişik gerektiğinde çelişkili yorumlanmasıdır.. Bir bakıma evrim ateist evrimciler için değişmez gerçektir. Bu nedenle ilim evrime ve de ateist felsefe ilkelerine uymak zorundadır. Ateist felsefe temelleri dediğim dedik çaldığım düdük; uymayanların boyunların vurulduğu çarmıha gerildikleri bir yüce padişahın ulu fermanları gibidir. Önemli olan bu fermanlara uymak. Bilime uyma ikinci planda. Sık sık çelişkilere düşülüyor ateistlerimizden kimisinin ak dediğini kimileri siyah diyormuş. Varsın desinler. Önemli olan ateizmin ulu yüce tartışılamaz; akıl mantık ilim üstü fermanları. İlk canlılığın rastlantılarla oluşması imkansızmış. Evrimin konusu değildir dersiniz olur biter. Kimilerine göre ara format canlıları var kimilerine göre yok. Bir evrimci evrimin uzun süreçlerin ürünü olduğunu iddia ederken aynı zamanda anlık evrimi de kabul edebilir. Gerektiğinde evrimi sıçratabilirler atlatabilirler zıplatabilirler. Gerektiğinde derin dondurucuya da koyabilirler. Onlara göre canlılarda gözlenen her türlü değişim evrimin ta kendisidir. Değişim canlının zararına imiş GERİLETİYORMUŞ kimin umurunda. Kimi evrimcilerimize göre hem benzeşmeler hemde farklılıklar evrime kanıt imiş. Doğal şartlarda ihtiyaca göre değişiverir. İlk dönemlerde evrimin oluşup gelişimi için oksijene ihtiyaç varsa oksijen vardır. Yoksa oksijende yoktur. Evrimcilerimizden kimilerine göre var kimilerine göre yok. Bukelamun örneği ortama ve ihtiyaca göre renk ve mana değiştiren fikirler. Ne gerekliyse o piyasaya çıkıyor. Çelişkilerde bin bir dereden bin bir türlü sulu bahane getiriliyor. İlk dönemlerde oksijen var mıydı yok muydu? Hem var hem yok olmayacağına göre gerçek nedir? O dönemlerden kalma kayaçlarda gayet kalın oksit tabakaların olması bol miktarlarda oksijenin olduğunu gösterir. Fakat bir evrimci bu gerçeği ihtiyacına göre yorumlar. İlk canlı hücresinin oluşumu söz konusu olduğunda oksijen yoktur. Oksit tabakaları tüm oksijeni emmiş zerre bile bırakmamıştır. Ama kanıtlar tersini söylüyor. Oksit tabakalarının olması oksijen olduğunun kanıtı olur ama olmadığının kanıtı olmaz. Bunu sevgili evrimcilerimiz de biliyor ama olguları evrime de uydurmak gerek. Akıl ve mantık dışı hayali varsayımlarla evrimi yaşatmaya çabalama hem evrime hemde gerçek bilime çok büyük zararları dokunur. |