Forumbulteni.Com     forum  

Geri Git   Forumbulteni.Com > >
Yardım Topluluk Ajanda Bugünki Mesajlar Ara

Cevapla
 
Seçenekler Stil
  #1  
Alt 11.Nisan.2019, 15:18
RocKa RocKa isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Junior Member
 
Üyelik tarihi: 05.Ocak.2019
Nereden: Ethiopia
Mesajlar: 0
RocKa - İCQ üzeri Mesaj gönder RocKa - AİM üzeri Mesaj gönder RocKa - YAHOO üzeri Mesaj gönder RocKa isimli Üyeye Skype üzeri Mesaj gönder
Standart Mustafa Altıoklar

Mustafa Altıoklar
Farklı türlerin faal yönetmeni
Sinema.com 1 Temmuz 2008, Salı 00:00Sinemamızda başarıyı yakalayan filmler çektiği dönemde de, pek müspet karşılanmayan yapımlara imza attığı son dönemde de film çekme konusunda bir sıkıntı yaşamıyor...
Türk yönetmenlerinin şikâyetçi oldukları konulardan biri, çokça kameraya "motor" diyememiş, yani ellerinde projeleri olmalarına rağmen kamera arkasına umdukları kadar sık geçememiş olmalarıdır herhalde. Fakat bu soruna, bir istisna olarak addedebileceğimiz biri var karşımızda: Mustafa Altıoklar. Altıoklar oldukça faal bir yönetmen, öyle ki projelerinin birini bitirir bitirmez diğerine başlıyor. Tabii bunun yanı sıra çok yönlü olduğunu da eklemek gerek, çünkü hem televizyon hem de sinema ve kısa film alanında uğraş veriyor.

İlk dönem filmleri ve samimiyet 1958'de Konya'da doğan Mustafa Altıoklar, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'nden mezun olduktan bir süre sonra, kendi ifadesiyle "hayatın röntgen filmini çekmek" adına kısa filmleriyle sinema dünyasına girmiştir. Çeşitli yarışmalardan ödüllerle dönen kısa filmlerinin ardından 1992 yılında ilk uzun metrajı "Denize Hançer Düştü"yü çeker. Senaryosunda da parmağı bulunan bu filminde Altıoklar, iki tiyatro oyuncusu kadının, Jean Genet'nin 'Balkon' adlı oyununun provaları ve sahnelenmesi sırasındaki, oyuna enlem giden hikâyesini anlatırken Ankara Film Festivali'nden 'Umut Veren Yeni Yönetmen' ödülünü alır. Fakat film, biraz da 90'ların başlarında Türk sinemasına çok ilginin olmamasına da bağlı olarak, sinema salonlarında oynayamaz ve çoğu kişi için bir muamma olarak kalır.

Bu filmden sonra yönetmen, sonraki yıllarda Türk sinemasının gişedeki zaferinin müjdecisi olacak, Hezarfen Ahmet Çelebi'nin fantastik macerasına yoğunlaşan ve arkaya tarihi bir dekorla aşk hikâyesi yerleştiren "İstanbul Kanatlarımın Altında"ya (1996) imza atar. Hezarfen'in Ege Aydan tarafından canlandırıldığı filmde, yan rollerde Savaş Ay ve Okan Bayülgen gibi medyatik isimler yer alırken, filmin erotik sahneleri uzunca bir süre gündemi meşgul eder. Bunun yanı sıra Altıoklar, filminin başarıyı yakalamasındaki temel etkeni 'samimiyet' olarak nitelendirir. Yönetmene göre "İstanbul Kanatlarımın Altında" içten ve her şeyiyle bizden bir filmdir ve bu nedenle Türk filmlerine gitmeyen kesimi, sinema salonlarına çekmesini bilmiştir. "İstanbul Kanatlarımın Altında"dan sonra sinema macerasına son sürat devam eden Altıoklar, Metin Kaçan'ın aynı adlı romanından uyarladığı "Ağır Roman"la (1997) rüştünü ispat ederken, Kolera Sokağı'nın renkli karakterleriyle farklı bir yerde duran ve 'polisiye' tınılar barındıran, Okan Bayülgen, Müjde Ar ve Mustafa Uğurlu'nun başarılı oyunculuklarıyla kült olarak addebileceğimiz bir filmi Türk sinemasına armağan eder.

"Ağır Roman"la rüştünü ispat eden Altıoklar için, işler bu noktadan sonra pek müspet bir seyir almamaya başlar. Fransız yönetmen Benoit Lamy'nin "Combat de Fauves" (1997) adlı filmini fazlasıyla anımsatan "Asansör"le (1999) yönetmen, bir asansöre kısılı kalmış bir adamla (Mustafa Uğurlu) gizemli bir kadının (Arzu Yanardağ) hikâyesine odaklanır. Altıoklar böyle bir meseleye odaklanır odaklanmasına da film gişede iki seksen uzandığı gibi, eleştirmenlerden de pek övgü toplayamaz. Kısa filmlere dönüş ve televizyon dizileri... "Asansör"ün ardından ak perdeye bir süre ara veren Altıoklar, ilk göz ağrısı kısa filme art döner ve çizer Galip Tekin'in "Sniper" (2000) adlı öyküsünü uyarlar. Sivil halkı vurup cemiyet psikolojisine ziyan vermek isteyen bir katili anlatan bu kısa film, Nebil Özgentürk'ün yapımında gerçekleştirilen televizyon destekli bir yapım olmakla birlikte, ülkemizde kısa filmciliğin muzdarip olduğu sorunlar nedeniyle az sayıda kişiye ulaşır. "Sniper"in ardından Altıoklar, sinemaya art döner ve asker/savaş filmlerinin olmazsa olmazı geniş bir kadroyla, Levent Kazak'la beraber yazdığı "O Şimdi Asker"i (2002) çeker. Özcan Deniz'den Athena Gökhan'a (Gökhan Özoğuz), Ercan Saatçi'den Yavuz Bingöl'e uzanan medyatik kadrosuyla film, bir öbek asker arasındaki ilişkilerden bahsederken, Türkiye ve Yunanistan arasındaki Kardak krizine eş bir olayı trajikomik bir şekilde resmedip, 17 Ağustos depreminin beraberinde getirdiği travmalara da değinmeden geçmez.

Zigzaglı bir sinema geçmişi sergileyen Altıoklar, "O Şimdi Asker"den sonra sinemaya yine bir süre ara verir ve televizyona yoğunlaşır. Yönetmen 2003 yılında Altıoklar Film Prodüksiyon A.Ş'yi kurmasının ardından, geniş bir yelpazede ürünler ortaya koyar. "Çınaraltı" ve "Lise Defteri" gibi gençlik dizileri çekerken, "Üçüncü Tür" gibi uzaylı dizileri çekmekten de art kalmaz. Altıoklar bunlara ek olarak, yapım şirketi sayesinde, televizyondaki başka projelerle de "yapımcı" sıfatını kullanmaya hak kazanan biri olur.

Dar mekânların yönetmeni Televizyon dünyasından fırsat bulan Altıoklar, pelikülün kokusunu özlemiş olacak ki yine sinemaya art döner ve yazar Gül Abus Semerci'nin aynı adlı oyunundan, yazarla beraber uyarladığı "Banyo"yu (2005) ak perdeye taşır. Bu filmde Altıoklar, üç farklı banyoda geçen ama sonunda kesişen hikâyeleri aktarır. Selçuk Yöntem, Janset, Demet Evgar gibi oyuncularla çalışan Altıoklar'ın yüzünü, eleştirmenler her zamanki gibi güldürmezken, sadık izleyici kitlesi de bu sefer onu yüz üstü bırakır. Altıoklar, filmin gişedeki başarısızlığını vizyon tarihinin, seyirciyi çekmek için pek müsait bir vakit olmamasına yorar. Film eleştirel anlamda da bir başarı yakalayamaz ve Altıoklar için tam bir düş kırıklığı olur. Böylelikle, Altıoklar'ın "Asansör"ün ardından dar mekânlarda geçen filmlerle başarıyı yakalayamadığı tescillenir. Fakat bunlara rağmen, yönetmen dar mekânlarda çalışmayı sevdiğini inatla dile getirir ve buna devam edeceğine dair işaretler verir. Altıoklar, "Banyo"nun başarısızlığına pek aldırmaz ve kollarını sıvamışken, yeni filmi "Beyza'nın Kadınları"nı (2006) düşünerek gömleğinin düğmelerini iliklemek istemez...

Altıoklar'ın projeleri bitecek gibi gözükmüyor... Altıoklar'ın sinemasına baktığımıza belli eğilimlerden bahsetmek zor gibi gözüküyor. O, farklı konularda çalışmayı seven aktif bir yönetmen. Bunun yanı sıra, oyuncu seçimi bakımından, tercihini birçok defa aynı isimlerden yana kullandığını söylemek mümkün. Mustafa Uğurlu, Burak Sergen, Okan Bayülgen ve Demet Evgar yönetmenin ani çok çalıştığı oyunculardan bazıları.
Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Etiketler
altıoklar, mustafa


Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB kodu Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Açık

Forum Jump


Tüm Zamanlar GMT Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 03:56.


mersin escort alanya eskort