![]() |
![]() |
#1
|
|||
|
|||
![]()
Lars von Trier'nin büyük ödül Altın Palmiye için yarışan son filmi Anti Christ vaka yaratmaya devam ediyor!
Danimarkalı ünlü yönetmen Lars von Trier'nin büyük ödül Altın Palmiye için yarışan son filmi Anti Christ, basın gösterimi sonrasında alaycı kahkaha ve bol yuhalanma ile karşılandı Yağmurlu iki günün ardından, Cannes'ın yakıcı güneşi yeniden yüzünü gösterdi. Dolayısıyla biz gazeteciler için, tasarımcı elbiseleriyle salınan şık kadınların ipekli eteklerine dolanmadan, taşlı tasmalı minicik köpekleri ezmeden, dondurmalarını yalayarak kırmızı halı etrafında turlayan şortlu kalabalıklarca ezilmeden iki film arası koşturmak gerçekten de zor. BURADA İMAJ ÖNEMLİ Zaten, Festival Sarayı'nın konuşlandığı kıyı caddesi, yani ünlü La Croisette'in panayır misali tantantası tam bir film seti gibi. Sokaklardaki smokinli fotoğrafçılar veya TV kameraları için de imaj önemli. Haddinden çok soğutulan sinema salonlarında da ısı gayet yüksek. Önceki akşam yapılan basın gösteriminde az alkış, alaycı kahkaha ve bol yuhalanmayla karşılanan AntiChrist filmi de doğrusu cehennem ateşinin azabını aratmadı. Lars von Trier'in Altın Palmiye için yarışan bu yeni filmi, şahane imajlarıyla yani görüntü ve kadraj çalışmasıyla Danimarkalı sinemacı için 'dogma' akımının şimdilik sona erdiğinin resmi. Lakin cinsellik ve günah arasında kurduğu ilişkiyle bu kez kadını kurban olarak değil tersine erkeğe işkence ederek korkularını bastıran, 'yoldan sapmış' bir kötülük sembolü olarak göstermesi şaşırtmadı. Yönetmen her ne kadar dindar olmadığını vurgulasa da çocuklarının ölümüyle sarsılan evli çiftin (William Dafoe ve Charlotte Gainsbourg) yas girdabında telef olmaları tipik Hıristiyanlık sembolleriyle manalandırılıyor. Seks sahnelerinin gayet açıklıkla görüntülenmesi elbette Cannes'ın gediklisi eleştirmenler açısından sakince karşılansa da Chartlotte Gainsbourg'ün kendi cinselliğini lanetlemek üzere kendine reva gördüğü işkence biçimi, kadın ve erkek, tüm gazeteciler tarafından ağır biçimde eleştiriliyor. |