|
|
|
#1
11.Nisan.2019, 16:34
|
|||
|
|||
72 Koğuşun filmini de çekecekler
72. Koğuş'un nisanda filmi çekilecek.
Sadri Alışık Kültür Merkezi'nde 1.5 aydır hummalı bir çalışma var... Dünya Güzeli Azra Akın, son dönemde oyunculuğuyla adından söz ettiren Yavuz Bingöl ve Kerem Alışık, Orhan Kemal'in '72. Koğuş' isimli yapıtında oynamak için canla başla çalışıyor. Hem de ne çalışma... Oyunla ilgili konuşmak için üç ünlü ve yönetmen Kemal Başar'la biraraya geliyoruz. Azra Akın'ın ellerinde yaralar var... Ne olduğunu sorunca gülüyor. Oyunun bir sahnesi için çalışırken olduğunu söyleyip "Bu oyun için hepimiz canımızı veriyoruz" diyor, başka da bir şey söylemiyor... Kerem Alışık ve Yavuz Bingöl ise grip. Ama yanlış anlaşılmasın aralarında şakalaştıkları gibi 'Domuz gribi' değiller! "Bu yılın en iddialı oyunu bizimki" diyen ekibe, 8 Kasım'da prömiyer yapması beklenen '72. Koğuşu' anlattırdık... ÇOK MEMNUNUZ Oyundaki karakterleri biraz anlatır mısınız? Önce 'Fatma' karakterinden başlayalım... Azra Akın: Benim rolüm 'Güzel Fatma'. Zina suçundan koğuşta yatan bir kadın... Oyundaki 'Kaptan' adlı karakter, 'Güzel Fatma'ya aşık. Fatma, onunla tanışıyor ama bundan haberi yok! Ben konuşamayacağım galiba... (Gülüyor) Peki Azra Hanım'a rolü nasıl öneri ettiniz Kerem Bey? Kerem Alışık: Bir arkadaşımın vasıtasıyla Azra'nın tiyatro sevgisini duydum. Oyunda bütün koğuşun hayran olacağı güzellikte bir kıza ihtiyaç vardı. Böyle de bir örtüşme olunca, öneri ettik. Çalışmayı çok seven biri olduğunu görünce, yönetmenimiz de 'okey' verdi. Çok memnunuz. Tiyatroya olan sevgisinden, sanata olan ciddiyetinden ekip olarak çok etkilendik. Peki ya 'Kaptan' rolü... Yavuz Bingöl: 'Kaptan', cezaevinde yaşayan insanlığı çok çok olan, düşene yardım eden, paranın gücüne tapmayan biri... Rolün bana nasıl geldiğine değinmek gerekirse... Bir gün yolda Kerem'le (Alışık) karşılaştık. Önce başka bir oyun için çalıştık. Kerem, benim dünya görüşümü ve tavrımı bildiği için bana bu rolü müsait gördü. Çok da doğru karar vermiş. KENDİNİ BEĞENMİYOR Azra Hanım çok heyecanlı görünüyor. Yavuz Bey ise daha sakin... Y.B: Yaş itibariyle de daha büyüğüm ya... (Gülüyor) Bilmiyorum o konuda bir şey diyemem. Ama beni beğenip, beğenmemek de yönetmenin ve seyircinin takdiri. Şunu da biliyorum ki; ben rolümün altından kalkamasaydım, gerek yönetmenim gerekse Kerem bana açık yüreklilikle söylerdi. 'Hiç denemeyelim, kendini de riske etme' derlerdi. Gerçekten der miydiniz? K.A.: Tabii ki... Yavuz, benim çok içten bir arkadaşım. Onun kötü duruma düşmesini istemem. Bir şey görüyorsam, söylerim. Biraz zor olmaz mıydı? K.A.: Ama bu dostluğun göstergesidir. Her şeye 'pekiyi' demek, dostluk olmuyor. O kendi söylemiyor ama müthiş bir yetenek! Allah vergisi bir yeteneği var. Ben iddia ediyorum tiyatroda Yavuz'u gören çok şaşıracak! Sinemada da tiyatroda da çok doğal oynayan biri. Y.B.: Aynı şey Azra için de geçerli! O da şaşırtacak. O kendisini beğenmiyor ama biz onu beğeniyoruz. Bence o kendisinde mükemmeli arıyor... A.A.: Belki de öyle algılanabilir. Beni oyunculara ve yönetmenimize çok güveniyorum. Beni ayakta tutan, motive eden bu; kendimi beğenmemek. SÜPER BİR ÖRTÜŞME 'Dünya Güzeli'yle sahne paylaşmak nasıl bir duygu? Y.B.: Çok güzel bir duygu... A.A.: Bu sorudan hiç kurtulamayacağım değil mi? K.A.: 'Dünya Güzeli' olmak da insanlığa iç bir şey! O çok mütevazı biri... Zaten bizim ekipte herkes çok mütevazı... Ne yapacağız bilmiyorum? (Gülüyor) Biz onun 'Dünya Güzel'liğini unuttuk, o bizim için Azra. İşini iyi yapmaya çalışan bir arkadaşımız. '72. Koğuş'un afişinde Azra Akın'ın fotoğrafına dikkatli bakın! 'Dünya Güzeli' olan bir insan, her yerde güzel görüneyim mantığı güdebilir. Ama Azra'da o yok! Y.B.: Mesela, yıllarca bale yapmış Azra... Balerinler hep dik durur. Ama Azra'ya dikkat ediyorum. Bu rolde omuzlarının düşük olması gerekiyor. O da düşük omuzlarla devinim ediyor. Ona bile çalışıyor. Kerem'in üç-beş oyununu seyrettim. '72. Koğuş'ta canlandırdığı 'Berbat' karakteriyle önümüzdeki yıl birçok ödüle namzet olacak. Bugüne kadar oynadığı en iyi ıra bence... Çok değişken bir rol! Eleştirmenler sadece beni değil, Kerem'i de çok yazacaklar. Yeni çalışmalar olacak mı? K.A: Biz Yavuz'la birlikte '72. Koğuş'un filmini yapacağız. Mart ya da nisan aylarında aynı ekip... Hiç ayrılmayacağız yani... İkimiz birlikte kardeş payı ortaklık yapacağız. Yapımcı olacağız. Nihat Ağabey öldü ama ismi afişte! Bu oyunda merhum Nihat Nikerel de rol alacaktı. Provalara başlamış mıydı? K.A.: Evet. O provaları kaçırmayan biriydi. Gelmeyince aradım, ulaşamadım. İkinci gün telefona oğlu Kerem çıktı ve 'Kaybettik' dedi. İnanamadık. Oyunun en acı parçasıdır. Öğrendiğimiz gün müthiş bir acı yaşadık; kendimize gelemedik. Onu unutmadık zaten ismi de afişte hala duruyor. Ardından Ali Tutal geldi... K.A.: Evet ama Ali Ağabey'in birtakım işleri çıktı. O da aramızda olamadı. Ama ruhen her vakit yanımızda olacağını belirtti. Şimdi Can Kahraman var. 
|
Normal
