![]() |
![]() |
#1
|
|||
|
|||
![]()
Kader Konusunun Kuantum Anlayışı Açısından Yorumu
" Kader belli mi, değişebilir mi? " sorusu insanın aklından hiç çıkmaz. Bir uçağın düştüğünü rüyasında görebilenler olabilir, bir ön his olarak bunu hisseder ve beyinlerindeki görüntülerle birleştirip, rüyalarında bunları görebilirler. Ya da içinde bir huzursuzluk hissedip, sonra olumsuz bir olayla karşılaşmak da mümkün. Ama eğer bir kişi, herhangi bir olayı bütün ayrıntıları ile aynen görüyorsa (rüyasında ya da uyanıkken bir vizyon olarak), bunun tek bir açıklaması olabilir: Bu olay, önceden yaşanmış ve bitmiştir. Bu şekliyle de evrensel akashik kayıtlara, yani görüntü arşivine girmiş ya da kaybolmuştur. Tıpkı Newton Fiziği ile Kuantum Fiziği arasındaki ayrım gibidir bu. Makro planda neden-sonuç yasaları, mikro planda ise bütünsellik yasaları geçerlidir. Gerçi asıl temel, holografik alemdeki vakit ve mekandan yoksun düzendir (ve oradaki yaşanıp-bitmiş tek bir andır) ama, onun bir dışa vurumu olarak neden-sonuç yasalarına müsait bir düzen saha dünya planı da, onu algılayanlar (biz insanlar ve diğer bütün yaratılmış olanlar) olduğu sürece, kendi içinde bir gerçeklik düzeyi oluşturmaktadır. Ama işin bir de başka boyutu var. " Kader " diye adlandırdığımız. Sen ne kadar iyi bir kişi de olsan, kaderinde " değişmez " olarak yazılan bazı olayları " kaçınılmaz " olarak yaşamak zorundasındır. " Alın yazısı " denir böyle şeylere. Mistik bilimlerde ise, kainatın varoluşundan yok oluşuna kadar olacak her şeyin, Tanrı katında saklı duran " Levh-i Mahfuz " da yazılı olduğu belirtilir. " Kader " konusu tıpkı evrenin düzenlenişi gibi iki farklı düzeyde, iki farklı şekilde işlemektedir. Gelişmeleri bu türlü ele alınca, yaşanan olaylardan bazen mesul tutmak gerektiği de ilginç bir hal alıyor. Aslında herkes, bir diğerinin planının işlemesi için aracılık ve katalizatörlük rolünü üstlenmiş durumda. Diyelim ki, bir araba aşırı hız nedeniyle kaza yapıyor ve karşı şeride geçerek iki kişinin ölümüne sebep oluyor! Tavrınız ne olurdu? Suçlu kişinin cezalandırılması, hızın zararlarının anlaşılması, yolların daha iyi yapılması gibi bir sürü çıkarılacak ders vardır bu olaydan. Bir çok kişi, bu vaka nedeniyle mesul olabilirler. Çünkü onlar da, olayın oluşumuna çeşitli derecelerde etkide bulunmuşlardır. Sürücünün ana-babasından, aldığı eğitime, karayollarının o yolu denetim eden memuruna kadar bu sorumluların sayısı artırılabilir. Ders alınması gereken noktaları belirlemek ve böylece insanların onları deneyimleme imkanı bulmaları sonucunda, evrim kazanmaları gerçeğinden yola çıkarak olayları değerlendirmek, olağan dünyasal plan için gereklidir ve doğrudur. Ama olaya bir de kuantum perspektifinden bakarsak, şöyle bir durumla karşılaşırız: Aslında o kişiler kuantum bilinç düzeyinde bu şekilde ölmeyi seçmişlerdir. Belki de çok sayıda kişiye ibret olması amacıyla böyle bir senaryo işlerlik kazanmıştır. Neticede bütün sorumlular, aslında olayın gerçekleşebilmesi için görev yapan " katalizatörler " dir. Bu şekilde düşününce, suç da yoktur, suçlu da. Her şey " olması gerektiği gibi " olmuştur. Böyle olacağı da zaten bellidir ve bilinmektedir. Nitekim çok küçük ipuçları ile bazı kişilere bu " istikbal " gösterilmekte ve sistemin işleyişi hakkında bilgi verilmektedir. Aslında " istikbal " herkes için bilinebilir bir kalite taşımaktadır. Çünkü herkes potansiyel olarak bütün evren bilgisine sahiptir. Ama sistemin işleyebilmesi için, " geçmişi " unutmak, " geleceği " de bilememek gerekmektedir. Dünyasal planda yaşanan olaylara, tıpkı fizik biliminin yaptığı gibi, iki farklı düzlemde bakmak doğru olacaktır. Nasıl ki fizik açısından dünyadaki oluşumlar belirli yasalara bağlıysa ve onları önceden belirleyebilmek ve bilmek mümkünse; kuantum düzeyinde de şans, rastlantı, düzensizlik ve kaos gibi dünya insanı için " anlaşılamayan " konuların düzenlendiği başka bir gerçeklik düzlemi vard ır. Onlar da bu düzlemde, dünya planının fizik yasaları gibi, belirli bazı yasalara bağlıdırlar. Bu nedenle onları da önceden bilmek, görmek ya da tahmin etmek mümkündür. İşte size bilimsel açıdan " kader " konusunun yorumlanması. Gerisi size kalmış |